Risale-i Nur okumalarında hususî bir kast

Risale-i Nur okumalarında iki önemli tehlike bizleri beklemektedir.
Birincisi: Biliyorum, bilirim, anladım, anlaşılır şekilde diyerek kendi bilgi dağarcığımızın zevki, lezzeti ve hazlarını kâfi görerek noksanlığa kanaat gösterip, eksik bilgilerle iktifa etmek ve meşrebimizi ve özelliklerini sevip meftuniyet göstererek, imana ait mesailin elde edilmesine ve ulaşılmasına çalışmalarına ve okunmalarına lâkayd kalmak… Ve tam bir imanî bilgiye hakkalyakin mertebelerinde ulaşamamak…

İkincisi ise: Kasır görüşümüzle, dar anlayışımızla, kendimize ait düstur ve adabla, şeriatın meselelerini havsalamıza yerleştiremeyerek ehemmiyetsiz görüp, o geniş imanî meselelerin ezvakına, zevk ve lezzetlerine yetişemeyerek ihatayı aklımızla hareket etmek ve gaflet döşeğine düşmektir. Kendi kısa makamımıza kanaat edip yüksek makam ve adaplara yetişememektir.

Risale-i Nur okumalarında derinlemesine mütalâalar ve devamlı okumalar her iki hale de düşmekten okuyucuyu kurtarır… Ne adab-ı şeriatın izahlarının yapıldığı imanî meselelere lâkayt kalacağız; ne de kısa ve kasir makamlarımızla iktifa edip yüksek adab-ı şeriatın imanî izahlarını kaçıracağız, öğrenemeyeceğiz…

Eğer dikkatli bir şekilde Risale-i Nurlar anlaşılmak ve gerçekten öğrenilmek üzere okunursa ve bu okumalar tekrar tekrar yapılırsa hem aldatıcı makam ve mevkilere kapınılmaz hem de okumanın verdiği imanî zevk, lezzet ve hazlardan mahrum kalınmaz…

Daima önemli olan: Risale-i Nur okumalarında dikkatli ve müdakkik nazarlarla anlatılmak istenenin ve verilmek istenenin dışında kalmamaktır… Eğer dışında kalınırsa işte o zaman indî ve şahsî değerlendirmelerle yukarıdaki tehlikelerin içine düşülmüş ve maruz kalınmış olunur…

Rabbim hususî bir kast-ı mahsusla Risale-i Nurları, tam olarak manasıyla anlamayı bizlere nasip etsin, inşaallah…

 

Rıfat Okyay

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*