Risale-i Nur okunan yerde huzur olur

Mersin Yeni Asya Cemaati, yeni hizmet binası açılışına katılan yazar Latif Salihoğlu, “Risale-i Nur nerede çok okunuyor ve tatbik ediliyorsa, orada hizmet, cemaat tekÂmül ediyor” dedi.
Fütuhatı Nuriye için de çok okumak lâzım geldiğini anlatan Salihoğlu, “Nerede Risale-i Nur okunuyorsa oraya huzur geliyor, refah, bereket, feyiz, sükûnet ve emniyet geliyor, dünyanın her yerinde bu böyle. Ve nerede Risale-i Nur okunmuyorsa, İslâm ülkesi olsa da felâketler bitmiyor. Çünkü bu asrın Kur’ânî reçetesi Risale-i Nur’dur. Belâların musîbetlerin def’ine vesiledir. Bir manevî sadâka hükmüne geçiyor. Risale-i Nur Anadoluyu, Cebel-i Cudi hükmüne getirerek, kürre-i arzın yangınından, afatından, helâkinden kurtarmaya bir vesiledir” ifadelerini kullandı.
mls11

Mühim olan insan kazanmaktır

Salihoğlu, Mersin Yeni Asya Hizmet binası konusunda, “Siz burada çok güzel bir Nur menzili açtınız. Şu dünyada en mesut ortam buradaki kardeşlik ortamıdır. Bilen herkes itiraf ediyor ve ben de itiraf ediyorum ki; en yakın en samimî akrabaların arasında, bu güveni bu huzuru bulamıyoruz. Dünyada aradığınız Cennet ‘Nur Dairesi’ içinde mevcuttur. Ne kadar şükretsek azdır. İşte bunun kıymetini derk ederek muhtaçları, biçareleri buralara dâvet etmemiz, getirmemiz lâzım. Mühim olan insan kazanmaktır. İnsana yatırımdır. İnsan yatırımı için bu mekânlar hazırlanmış” şeklinde tavsiyelerde bulundu.

Zalimler, bilmeyerek dâvâya hizmet ettiler

Bediüzzaman Hazretlerinin Barla, Çamdağında kalmasını ve Çamdağındaki çam ağacının menhus eller tarafından 2001 yılında nasıl kesildiğinin arka planını anlatan Salihoğlu, “Hz. Üstad, o şefkat duygusuyla, kimse benim yüzünden eziyet çekmesin, zarar görmesin diye, insanlardan vahşet ve dehşetle vahşi ortamlara geliyor. ‘Bu dağ başındaki vahşiler, sizden daha medeni, bunlarla geçinirim de sizlerle geçinemem’ diyor. Ahmet Gül Ağabey anlatıyor: ‘Bir defasında beraber, Çamdağına çıktıklarında, seksen yaşlarında olan Üstadın zikir, tefekkür ve ibadetle meşguliyetini uzaktan seyreder iken, üç dört saatte yaya olarak ancak çıkılabilen, alabildiğine ıssız bu Çamdağında ne aradığını merak ile içinden geçirir. Orada Üstad kendisini çağırarak ‘Kardaşım sen bu dağı hakir görme. Zalimler bilmeyerek bir dâvâya hizmet ettiler. Bu dağa inen Nur, 1400 sene evvel Hira Nur Dağı’na inen Nur’un inikasıdır yansımasıdır’ diyerek dersimi verdi” dediğini bu ibretlik hatırayla anlattı.

HÜSEYİN KÜÇÜKOĞLU / MERSİN

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*