Risale-i Nur’a göre tek şahsa bağlı sistemlere niçin hayır?

Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’ye göre hürriyet, meşrûtiyet (demokrat), hakikî cumhuriyet, cemaat, meşveret, şahs-ı manevî, dolayısıyla meclis ve şûrâyı esas alan Risale-i Nur’a göre “tek adama dayalı cumhurbaşkanlığı/başkanlık sistemine” niçin hayır diyoruz?

İşte gerekçeleri: “Zaman şahıs zamanı değil, zaman cemaat zamanıdır, şahs-ı manevî zamanıdır, meşveret zamanıdır”1 tesbitince elbette HAYIR!

Şahıs ne kadar güçlü ve dahi de olsa şahs-ı maneviye (fertlerin bir araya gelmesinden hasıl olan güce, meclise, şûrâya) karşı mağlûp düşebilir.”2 esasınca elbette HAYIR!

Zira, bir şahıs, Türkiye’yi dış güçlere, meclislere, şûrâlara, şahs-ı manevilere karşı koruyamaz! “Cemaatte (mecliste, şûrâda) olan kuvvet, fertte yoktur.” 3 hakikatince elbette HAYIR!

Fert dâhi de olsa, cemaatin şahs-ı manevisine karşı sivrisinek kadar kalır.4 gereğince elbette HAYIR!

Bir “Çoban tembel ve muavini kayıtsız, köpekleri değersiz”5 olduğundan çoban tembel ve muavini kayıtsız, köpekleri değersizdir. “Risale-i Nur hizmetinde, şahıslar değil, şahs-ı manevî esastır. Benlik, enaniyet, şan, şeref, gösteriş ve makam peşinde koşmamak gerektir.”6 direktifince elbette HAYIR!

Üç elif ittihad etmezse, üç kıymeti var. Sırr-ı adediyet ile ittihad etse, yüz on bir kıymet alır. Dört kere dört ayrı ayrı olsa, on altı kıymeti var. Eğer sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı vazife ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza verseler, o vakit dört bin dört yüz kırk dört kuvvetinde ve kıymetinde olduğu gibi, hakikî sırr-ı ihlâs ile, on altı fedakâr kardeşlerin kıymet ve kuvvet-i mâneviyesi dört binden geçtiğine, pek çok vukuat-ı tarihiye şehadet ediyor.”7 esasınca HAYIR!

Hakikî, samimî bir ittifakta herbir fert, sair kardeşlerin gözüyle de bakabilir ve kulaklarıyla da işitebilir. Güya on hakikî müttehid adamın herbiri yirmi gözle bakıyor, on akılla düşünüyor, yirmi kulakla işitiyor, yirmi elle çalışıyor bir tarzda mânevî kıymeti ve kuvvetleri vardır.”8 sırrınca, bu kuvvet “tek yetkili bir cumhurbaşkanı ve başkanlık sisteminde” olmadığı için elbette HAYIR!

“Meşveret-i şer’iyeyle reylerinizi teşettütten (düşüncelerinizi, görüşlerinizi dağınıklıktan) muhafaza ediniz.” 9 sırrınca Umumî Meşverette dağınıklıktan fikirlerimizi kurtarıp HAYIR dediği için elbette HAYIR!

Meclisin, Şûrâ’nın, şahs-ı manevinin, meşveretini dışlıyorsa, elbette HAYIR!

Dehşetli kaos ve krizlere sürükleyecek; elbette HAYIR!

Baştan ayağa yasaklarla dolu olan darbe anayasasını değiştirmeyip; “cumhurbaşkanlığı veya başkanlık” ucubesine elbette elbette HAYIR!

Dipnotlar:
1- Emirdağ Lâhikası.
2- Emirdağ Lâhikası.
3- İşaratü’l-İ’caz, s. 162.
4- İşaratü’l-İ’caz, s. 162.
5- Münâzarât, s. 45.
6- Lem’alar, s.159-160.
7- Bediüzzaman, Lem’alar, s. 165.
8- Bediüzzaman, Lem’alar, s. 165.
9- Kastamonu Lâhikası, s. 183.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*