Risâle-i Nur’da yargı bağımsızlığı

Seksen iki senelik ömrünün otuz beş senelik kısmı sürgün, mahkeme ve zindanlarda geçen Bediüzzaman’ın yargı üzerine söylenecek çok sözü vardır. Nitekim Risâle-i Nur eserlerinin yaklaşık onda biri mahkemede verilen eşsiz savunma örnekleriyle doludur. Bu savunmalar bir hukuk manifestosu niteliğini taşır.

Öncelikle hemen belirtelim, Bediüzzaman bütün çıkarıldığı mahkemelerde kendi dâvâsını savunmakla kalmamış, aynı zamanda yargı bağımsızlığına da vurgularda bulunmuştur. İşte o vurgulardan bir kısmı:

”Demek adliye memurları, hissiyâttan ve tesirat-ı hariciyeden bütün bütün azade ve serbest olmazsa, sûreten adalet içinde müthiş günahlara girmek ihtimali var. Hem, canilerin, kimsesizlerin ve muhaliflerin dahi bir hakkı var. Ve hakkını aramak için, gayet bîtarafane bir mercî isterler. Adalet noktasından tarafgirlik fikrini verip, adaletin mahiyetini zulme çeviren, hakkımda sarf edilen bir tâbirdir ki, Isparta’da ve burada bazı isticvablarda ismim Said Nursî iken, her tekrarında ‘Said Kürdî’ ve ‘Bu Kürd’ diye beni öyle yad ediyorlar. Bununla, hem ahiret kardeşlerimin hamiyet-i milliyelerine ilişip aleyhime bir his uyandırmak, hem mahkeme ve adaletinin mahiyetine bütün bütün zıt ve muhalif bir cereyan vermektir.

Evet, hakim ve mahkeme tarafgirlik şaibesinden müberra ve gayet bîtarafane bakması birinci şart-ı adalet olduğuna dair binler vukuat-ı tarihiyeden, Hazret-i Ali Radiyallahü Anhın hilâfeti zamanında bir Yahudî ile mahkemede beraber oturmaları ve çok padişahların adi adamlar ile mahkeme-i adalette görülmesi gibi çok hadisat-ı tarihiye varken, benim hakkımda bir yabanîlik hissini veren ve nazar-ı adaleti şaşırtmak isteyen adamlara derim” 1

Bu şekilde devam eden mahkeme ifadesinde özetle adalet dağıtmakla görevli çalışanların duygusallıktan ve dış etkilerden tamamen serbest olmaları gerektiğini, yani yargının bağımsız olmasını ve olaylara tarafsız bir şekilde yaklaşmasını İslâm tarihinden örnekler vererek olaya açıklık getirmiştir.

Ve yine bir başka ifadesinde konuyu pekiştirerek “Adliyede, adalet hakikati ve müracaat eden herkesin hukukunu bilâ-tefrik muhafazaya, sırf hak namına çalışmak vazifesi hükmettiğine binaendir ki, İmam-ı Ali (ra) hilâfeti zamanında bir Yahudi ile beraber mahkemede oturup muhâkeme olmuşlar. Hem bir adliye reisi, bir memuru kanunca bir hırsızın elini kestiği vakit, o memurun o zâlim hırsıza hiddet ettiğini gördü, o dakikada o memuru azleyledi. Hem çok teessüf ederek dedi: ‘Şimdiye kadar adalet namına böyle hissiyatını karıştıranlar pek çok zulmetmişler.”

Evet, ‘Hükm-ü kanunu icra etmekte o mahkûma acımasa da hiddet edemez; etse zâlim olur. Hattâ, kısas cezası da olsa, hiddetle katletse, bir nevî katil olur’ diye, o hâkim-i âdil demiş” 2 diyerek, yine hiçbir ayrım gözetmeksizin adalet gerçeğinin yerine getirilmesi konusunun, sırf hakkın yerini bulması adına çalışan yargının aslî görevi olduğunu dile getirir.

Adliyelerin aslî görevlerini tanımlarken de ”Adliyeler, hukukları muhafaza etmek ve haksızları tecavüzden durdurmak, vazifeleri olmak cihetiyle” 3 ifadesiyle Adliyelerin en önemli işlevinin hak ve hukukları korumak ve haksızları tecavüzden durdurmak olduğunu söyler.

Aktaracağımız şu tesbitler de, Bediüzzaman’ın bu konuda nasıl evrensel hukuk kurallarına taraftar olduğunu gösterir:

”Yargı bağımsızlığı, hakimin, görevini özellikle yasama yürütmeden gelebilecek etkilerden bağımsız olarak, sadece hukuka ve vicdanî kanaatine göre yerine getirmesidir. Ancak bağımsız yargı için bu yeterli değildir. Çünkü yargı sadece kendi dışındaki güçlere karşı değil, kendi içinde de korunmalı, yargı yargıya karşı da bağımsız olmalıdır. Yargı içinde üst makamların alt makamlar üzerindeki denetimi yasanın öngördüğü şekilde gerçekleşmeli; hakim, aynı derecedeki diğer hakimlerden gelebilecek etkilere de maruz kalmamalıdır. Ayrıca yargı bağımsızlığı, kitle iletişim araçları, dâvâya taraf olanlar, siyasî partiler vb. yönlerden gelebilecek tehditlere karşıda korunabilmelidir.” 4 Bediüzzaman hukukta hürriyet düşüncesini açıklarken: “Belki hürriyet budur ki: Kanun-u adalet ve te’dipten başka, hiç kimse kimseye tahakküm etmesin. Herkesin hukuku mahfuz kalsın, herkes harekât-ı meşrûasında şâhâne serbest olsun” 5 der. Ve hukukun en önemli unsurlarından biri olan “hukukta eşitlik” kuralını şu cümlelerle pekiştirir: “Evet, ben neseben ve hayatça avâm tabakasındanım. Ve meşreben ve fikren, müsavat-ı hukuk mesleğini kabul edenlerdenim. Ve şefkaten ve İslâmiyetten gelen sırr-ı adaletle, burjuva denilen tabaka-i havassın istibdat ve tahakkümlerine karşı eskiden beri muhalefetle çalışanlardanım. Onun için, bütün kuvvetimle adalet-i tâmme lehinde, zulüm ve tagallübün ve tahakküm ve istibdadın aleyhindeyim.” 6

Bediüzzaman, yargı bağımsızlığını bekleyen en büyük tehlikenin, bazı mikraklar tarafından tezgâhlandığına dikkat çekerek adliyenin şaşırtılabileceğine dikkat çekmektedir. Günümüzde de çok çarpıcı örneklerine her zaman şahit olabildiğimiz tehlikeyi, Bediüzzaman’ın ifadelerinden takip edelim: “Şimdi yalanları meydana çıktıkça, kurdun keçiye bahane bulması nev’înden bahaneleri bulup, memurîn-i adliyeyi şaşırtmak istiyorlar. Adliye memurlarının bu meselede çok dikkate ve ihtiyata muhtaç olduklarını müdafaa-i milliye hukûkum noktasında hatırlatıyorum. Asıl ittiham edilecek onlardır ki; hükûmetin bazı erkânına dalkavukluk edip ve sahtekârlıkla, bir yalancı cemiyet maskesi altında bazı safdil masumları, bîçareleri tehyîc ederek küçük bir hadise çıkarır, sonra şeytan gibi habbeyi kubbe gösterip, hükûmeti şaşırtır, çok masumları ezdirir, memlekete büyük zarar verir, kabahati başkalara yükler. İşte bu meselemiz aynen böyledir.”

Dipnotlar:

1- Tarihçe-i Hayat, Eskişehir Hayatı, s. 202.

2- Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 330

3- Emirdağ Lâhikası, s. 22

4- Yargı bağımsızlığı açısından Osmanlı’da ve Günümüz Türkiyesi’nde yargıya genel bir bakış, Yrd. Doç. Dr. Nevin Ünal Özkorkut, s. 228.

5- Münâzarât, s. 57.

6- Lem’alar, Yirmi İkinci Lem’a, s. 174.

7- Tarihçe-i Hayat, Eskişehir Hayatı, s. 201.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*