Risale-i Nur’u anlamak çok kolay

Risale-i Nur aslında çok kolaydır. Dili öyle iddia edildiği gibi zor değil, yüzde sekseni anlaşılır. (Yüzde yirmisi de ilimlerin özel tabirlerine aittir ve uzmanlarına hitap eder) Sadeleştirilmişini aramaya gerek yoktur.

İlkokula yeni başlayan bir çocuğu düşününüz. Başta harfleri, rakamları tanımaz, okuma bilmez.

Onun için okuma-yazma öğrenmek ne kadar zor ve imkânsız gibidir! Halbuki, altı ay sonra pekâlâ okuma-yazmayı öğreniyor! Sonra teklemeye, hecelemeye, kekelemeye, ennihayet eklemeye ve sür’atle okumaya başlıyor!

Bütün ilim dalları, meslekler ve okumalar böyle değil midir?

Risale-i Nur da böyledir! 6 ay gibi kısa bir zamanda artık üslûbunu çözmeye, kelime ve mefhumları anlamaya çalışıyoruz.

Şimdi, Risale-i Nur’u okumak ve anlamak için genel bilgiler verelim:

● Her gün okumalı.

– Telefonu şarz etmezseniz, iletişim kuramazsınız.

– Yakıt almazsanız vasıtanızı çalıştıramazsınız.

● Yeni başlayanlar bir kere mutlaka, devretmeli.

– Bazı konuları üç kere devredilmeli.

● Dikkat ve teenni ile okumalı.

● Her vesileyle, namaz sonraları, dost meclislerinde beş on dakika da olsa okuyarak zihnimizi Esma-i Hüsna, İslâmî mefhum/kavramlarla doldurmalı.

● Uyumadan önce en az on-on beş dakika (yarım saat, bir saat ideal bir okuyuştur) okumalı.

Çünkü, beynimiz durmadan çalışır.

– Kimi zaman da rüyalarımıza girer.

– Birlekte müzakere ve mütalâa etmeli.

– Evde cemaat oluşturmalı. Yani, aile boyu okumalı. Zira, aile boyu bunlara ihtiyacımız var.

● Sık sık sohbetlere, derslere iştirak etmeli.

– Müzakere, mütalâa anlamayı kat kat arttırır.

● Aktif öğrenme (yazarak ve anlatarak)

– Parçalara bölerek öğrenme de zekâmızın kapasitesini genişletir.

– Aklı/zihni çalıştıran bulmaca, problem, fennî formüller çözmek zekâyı yükseltir.

– Diğer bir ifadeyle, ne kadar okur, araştırır, kelime hazinemizi genişletir, duygularımızı inkişaf ettirirsek, beynimize/hafızamıza ne kadar bilgi yerleştirir ve bu bilgileri kullanmayı ne derece yüksek düzeyde arzularsak zekâmızı o nispette geliştiririz.

– Devamlı kitap okuyan, hafızlık yapan, muhakeme kabiliyetini kullananların yaşlandıklarında zekâ ve hafızalarını kaybetmediklerini gözlemlemişizdir.

– İbadet ve duâ fikirleri, her şeyi sonsuz olan Allah’a çevirir. İnsanı kesret âleminden kopararak tek bir noktaya yönlendirir. O da ulvî gerçeklere odaklanmayı sağlar.

– İbadetin insan zihninde olumlu katkı sağladığını ortaya koyan İngiliz Tıp Kurumu’na göre, namaz, farklı fikirler ortaya koyma ve duyguları yönlendirme imkânı verir.

Tesbitinin özeti şu:

– Namaz, zekâyı çalıştırır.

● Yalnız başına da okumalı: Duvarla konuşarak beyin fizyolojisi düzeltir. Çünkü tekrarlanan düşünceler, beynin yüksek merkezleri “kortekste” faaliyet başlatır.

– Ve okurken yalnız değilsiniz. Dolayısıyla mele-i alanın sakinlerine de okumalısınız.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*