Risale okumaları hangi şartları istiyor?

“Her zaman yazılarınızda okuyalım, okuyalım diye yazıyorsunuz, peki nasıl okuyalım…” Evet genellikle yarı şaka, yarı ciddî bu soru bana soruluyor… Bugün gelin bu sorunun cevabını paylaşalım.
Önce lâtife: Dört bir yanından sular akan, yeşillikler içerisinde bir evde… Balkonun arzı ve semayı kuşatan manzarası içerisinde… Döner koltuklu masaya oturuyoruz… Semaver çayı ve közde pişen kahveniz geliyor… Meyve tabağınız yanımızda… Telefonunuzdan rebap veya ney sesi hafiften geliyor… Ve biz elimize kitabımızı alarak okumaya başlıyoruz… Ve yine siz cevap veriyorsunuz: “Yok canım, hadi be! Olabilecek bir şeyler söyle!..”

Ne için, neden okuyalımla başlayalım: Okumaya ihtiyaç hissediyorsak, okumamızın lâzım olduğuna, gerekliliğine, faydasına inanmışsak okuyalım… Okumaktan başka çare olmadığına kalben, ruhen, aklen inanmışsak okuyalım… İlk emr-i İlâhinin beşer için okumak şifresiyle verildiğini ve bunun bütün kâinatı ve insanı açıklamaya, anlatmaya, ifade etmeye sebep ve bir kaynak olduğunu bilerek, bu şuurla okuyalım… Mukaddes kitabımızı nasıl iştiyakla, aşkla, şevkle okuyorsak; O’nun kudsî tefsirleri olan Risale-i Nurları yine bu isteklerle ve isteyerek, arzu ederek, candan okuyalım…

Eğer manevî ihtiyaçlarımızı hissedemeyecek kadar okumalardan uzaklaşarak gabileşmiş isek; yine ekmek gibi, su gibi manevî ihtiyaçlarımızın da gerekliliğine inanmak veya farkına varmak için okuyalım…

Okumanın şartları, okumanın kuralları, okumanın zamanları olmaz!.. Eğer okumanın ihtiyaç olduğuna kendimizi inandırabilmiş isek her yer, her zaman, her şart okumaya müsaittir…

Evimizde, yollarda, vasıtaların içerisinde, otobüs duraklarında, kırlarda, işyerimizde, her türlü seyahatimizde, ibadetlerimizin içerisinde, sonrasında, istirahat ederken, uyumadan önce, uyanınca… Velhasıl her kim ne zaman ve ne şartta müsait ise okuyabilmeli, okumaya kendisini alıştırabilmelidir… Önemli olan da zaten budur: Okumayı alışkanlık haline getirebilmek… Tıpkı yemek ve içmek gibi…

Demek ki neden, nasıl ve ne zaman okuyacağımızı bizler kendimiz tesbit edeceğiz ve bu tesbitimize; inatla, ısrarla ve devamlı bir şekilde sahip çıkacağız ve inşallah inayet-i İlâhiyenin kapısını çaldığımız, bu sebeplere müracaatla; okumalarımızda muvaffak olacağız…

Rifat Okyay

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*