Risale-i Nur’a bandrol yasağı

Bediüzzaman Hazretleri “Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır” diyerek gelecek nesilleri ümit ve sevinçle müjdeler.

Hayatı sürgünler, hapisler, zehirlenmeler, mahkemelerde geçen Bediüzzaman her ânını Risale-i Nur dâvâsına vakfedip mahkûm olduğu hapishaneleri mektep haline getirir. Toplumların imanını kurtarır. Kışlarını bahara çevirir.

Bizler Risale-i Nurların serbestiyetle elliden fazla dile çevrildiği, kimi dünya ülkelerinde üniversite kürsülerinde ders kitabı olarak okutulduğu, sempozyumlar, kongreler düzenlendiği “Nurun baharı” dediğimiz günleri gören bir nesiliz.

En son Diyanet İşleri Başkanlığının da Risale-i Nurları neşretmeye başlayacağı haberini bütün Nur Talebeleri ile birlikte sevinçle takip ettik.

Yeni bir süreç

Son günlerdeyse Risale-i Nurlar’da yeni bir sürecin devlet eliyle, şimdiye kadar benzeri görülmemiş şekilde başlatıldığını müşahede ediyoruz.

Elli yılı aşkındır farklı yayınevince serbestçe basılıp neşredilen Nur Risalelerine devlet artık “sadeleştirme” çalışmaları dolayısıyla bandrol vermiyor ve kamulaştırmaya çalışıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığının bastığı Risaleler bile bandrol alamadığı için satılamıyor.

Sadeleştirmenin önüne geçebilecek başka hukukî yolların varlığını hukukçular ifade ederken yapılan bu müdahale daha başka gizli, karanlık, derin plânları akla getiriyor.

(20 Temmuz 2014 tarihli Yeni Asya gazetesinde Avukat Kadir Akbaş’ın yasakla ilgili hukukî değerlendirmesini bir kez daha okumakta fayda var: http://www.yeniasya.com.tr/haber_detay2.asp?id=78184)

Bizler her fırsatta din ve dindarlardan yana olduğunu vurgulayan bir hükümetin eliyle gerçekleşen bu operasyonu ibretle mütalâa ediyor ve tepkilerimizi gerekli mercilere iletiyoruz!

Şeflik, tek parti ve ihtilâllerin isteyip de başaramadığını yapmaya çalışmak, Risale-i Nur’un neşrini sinsi plânlarla engellemeye gayret etmek demek ki bu hükümetin icraatları içinde olacakmış.  

İbretli tablo!

Bediüzzaman Hazretlerinin neseben varislerinden geçerli onay alınmadığı gerekçesiyle başlatılan bu sinsi harekâta ne yazık ki yıllarını Risale-i Nur’a vakfetmiş,  Bediüzzaman Hazretlerini görüp hizmetinde bulunmuş muhterem ağabeylerimizden de destek geliyor. Oysaki Risale-i Nur basımı ile ilgilenen bütün yayınevleri temsilcilerinin muhterem ağabeylerimizle birlikte, ilgili devlet temsilcilerinin de iştirakiyle yapacakları bir toplantı bu konuda iyi niyetin delili olurdu.

İcraatların içinden aldığımız ana mesaj o ki, hükümet bu konuda Nur cemaatlerini ayrıştırıcı bir rolde!

Hülasa Ümitsiz değiliz.

Bütün kalbimizle inanıyoruz ki, Risale-i Nur’un hakikatleri sönmez ve söndürülemez!

Güneşin ışığına gözünü kapayan kendine gece yapar.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*