Risale-i Nurlar “Mânâ-i Harfi” nazarıyla baktırıyor

SAKARYA Üniversitesi Beyaz Derya Düşünce ve Gelişim Topluluğu’nun ve Sakarya Kültür ve Eğitim Vakfı’nın ortaklaşa düzenlediği “Öğretmenlerin En Büyüğü Hz. Muhammed (asm)” konulu konferansa Çantacı lâkaplı Necmi İlgen katıldı.

Sakarya’nın en büyük konferans salonunda gerçekleştirilen programa özellikle üniversiteli gençlerinin ilgisi büyük oldu. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizin (asm) en büyük muallim olduğunu belirterek sözlerine başlayan İlgen, peygamberler bizlere “Ben neyim? Nereden geldim ve nereye gideceğim? Vazifem nedir? Beni kim yarattı? Neden yarattı?” sorularının cevaplarını öğretmişler. Fakat bunu bugün insanlık âlemi adeta unutmuş durumda. Neden? Öğreticiler azalmış, kimisi yasaklanmış, kimileri zindanlara atılmış. Risale-i Nurları yazıp insanları uyarıyor diye, Bediüzzaman Hazretleri 28 seneden fazla zindanlarda, mahkemelerde ömrü geçmiş.

Demek ki halkımızın uyanmasını istemeyen bir fesat şebekesi var ki, onlar o gün için muvaffak olmuş gibi göründüler, fakat muvaffak olamadılar” dedi.

Kendi hayatından da kesitler veren İlgen, sözlerine şöyle devam etti: “Risale-i Nurları okumadan önce herşeyi sıradan görüyordum. Bizim bağımız, bahçemiz, tavuklarımız vardı hiç hayret etmiyordum. Meselâ, bir elma ağacından elmayı kopardığım zaman düşünmüyordum. Bu elma nasıl gelmiş? Bir odunun üzerine nasıl gelmiş sapında tat yok, dalında tat yok, ama kendi bal gibi, nasıl olmuş bunu bilemiyordum. Risale-i Nurları okumaya başladığımda, sıradan gelen birçok şeye mana-i harfi nazarıyla bakmaya başladım. İşte Hz. Muhammed’in (asm) dersi asrımıza kadar tevarüs etti ve devam etti. O ders Hz. Muhammed’in (asm) dersidir.”

KÂİNAT YARATICIYI GÖSTERİR

Dinleyicilere bir soru yönelterek konuşmasına devam eden İlgen sözlerini şöyle sürdürdü: “Okuduğunuz fenni kitaplarda Allah geçiyor mu? Geçmiyor. Neden? Hâlbuki fiil faili gösterir, kitap kâtibi gösterir, şiir şairi gösterir, baklava baklavacıyı gösterir. Bir elmayı yerken niye düşünmüyorsun? Odundan sallanıyor. Bu odunun aklı yok, ilmi yok, bizi tanımaz, sevmez, bilmez, okula gitmedi, ders almadı, nasıl bunu bize veriyor? Rengi gözümün hoşuna gidiyor, kokusu burnumun hoşuna gidiyor, tadı ağzımın hoşuna gidiyor, içindeki vitamin vücudumu besliyor. Bana bunu kim verebilir? İnsaf ile mantık ile düşünelim bize bunu ancak bizi tanıyan, bilen ve seven birisi verebilir. O da bizim Rabbimizdir. Bir odun daha var, meselâ mandalina veriyor. Bir de dilim dilim ayırıyor. Allah aşkına bu mandalinayı dilim dilim hiç bu odun ayırabilir mi? Eğer biz bunu bu odunun yaptığı olarak kabul eder, bu odunun arkasında Hz. Muhammed’in (asm) bize öğrettiği, bize talim ettiği, Rabbimizin keremini, ikramını görüp şükürle onun mânevî elini öpemezsek doğru cehennem sobasına bir odun gibi gideriz. Şimdi bütün bunlar gözümüzün önünde olduğu halde, neden bu kadar ilimlerde, bu kadar üniversitelerde, bu kadar kitaplarda Allah’ın adı geçmiyor? Bu bizim için büyük bir bedbahtlıktır, skandaldır,  gaflettir.”

İNSANIN UZUVLARI ALLAH’IN (CC) BİRLİĞİNİ GÖSTERİR

Konuşmasına Allah’ın (cc) birliğinin delilleri ile devam eden İlgen son olarak şunları aktardı: “ Bir gözlük alıyorum. Kim yapmıştır bunu? Gözlükçü. Pideci demiyorum, marangoz demiyorum, köfteci demiyorum, terzi demiyorum. Gözlükçü. Bu gözlük bize gözlükçüyü gösterirde, bu gözler bize Allah’ı (cc) göstermez mi? Hem de Allah’ın (cc) birliğini de gösteriyor. Bakın benim gözlerim aynı yerde, senin de aynı yerde. Sarkozy’nin de aynı yerde, Obama’nın da aynı yerde, Aslan’ında aynı yerde, Kaplan’ında aynı yerde. Allah, Allah ne diyor bu gözler; Lailaheillallah, Lailaheillallah. Yine herkesin burnu aynı yerde, ne diyor bu burun? Lailaheillallah. Aziz kardeşlerim, burnumuzu kessek yüz gram gelmez, ama dünyada ne kadar koku varsa hepsini birbirinden ayırt ediyor. Vallahi, billahi ve tallahi Küre-i Arz kadar bir burun inşa etse insanlar, bizim burnumuzun yaptığını yapamaz. Çünkü bizim burnumuz nedir, bir mu′cizedir. Aynı şekilde kulağımızda öyle, ağzımızda öyle. Bütün bunlar Rabbimizin varlığını ve birliğini gösteren delillerdir. İşte bize bunları öğreten öğretmenlerin öğretmeni Hz. Muhammed’dir (asm). Bediüzzaman’da öyle diyor; “ Kur’ân’ın dersiyle, Hz. Muhammed’in (asm)’in talimiyle anladım ve bildim ki” diyor ve anlatıyor kâinatı.”

NUR HAKİKATLERİNİ HERKESE ULAŞTIRMAYI AMAÇLIYORUZ

SAKARYA Üniversitesi Beyaz Derya Düşünce ve Gelişim Topluluğu Akademik Başkanı Doç. Dr. Mehmet Özen, konuşmacı Necmi İlgen’e program anısına bir plâket takdim etti. Konferans sonrası da birçok seyirci Necmi İlgen ile fotoğraf çektirdi. Konferans sonrası düşüncelerini bizler ile paylaşan Beyaz Derya Düşünce ve Gelişim Topluluğu Başkanı Nurullah Çetin; “Bu gibi programlar arz-talep meselesidir. İşte bu programa katılanların sayısı, bu gibi programların sayısının artması gerektiğini gösteren bir delildir. Allah’ın (cc) izni ile inşaallah biz bu programların sayısını arttırmayı ve Nur hakikatlerini ulaştırabildiğimiz herkese ulaştırmayı amaç edindik” dedi. 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*