Risâle-i Nur’un yaptığı tecdid

Önce Peygamberimizin (asm) şu hadisinin tahlilini kısaca yapalım: “Muhakkak ki Allah, bu ümmete her yüz sene başında dinini yenileyen bir müceddid gönderir.” (Ebû Dâvûd, Melâhim, 1)

Her asırda dine ve imana tam hizmet eden müceddidler geldikleri gibi, bu acip ve komitecilik ve şahs-ı mânevî-i dalâletin tecavüzü zamanında bir şahs-ı mânevî müceddid olmak lâzım gelir. (Emirdağ, s. 377)

 

“Bu zaman hem imân ve din için, hem hayat-ı içtimâî [sosyal hayat] ve şeriat için, hem hukuk-u amme [genel hukuk] ve siyaset-i İslâmiye için gayet ehemmiyetli birer müceddid ister.” (Kastamonu Lâhikası, s. 145)
Risâle-i Nur, iman, ibadet, ahlâk, içtimâiyât ve siyaset dahil her sahada tecdid yapmıştır.
Kur’ân-ı Hakîm’in hakikatli bir tefsiri olan Risâle-i Nur; iman esaslarını, İslâm şartlarını, yani ibadeti, ahlâkı ispat ve izah ettiği gibi; vazifeli olarak Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamana bakan içtimâî ve siyasî ölçülerini, prensiplerini de ortaya koymuştur. Eğer müceddid ise, elbette içtimâî ve siyasî misyonu da olacaktır.
Risâle-i Nur’un içtimâî ve siyasî meselelerde rehber ve söz sahibi olduğunun delillerinden birisi de Bediüzzaman’ın şu ifadeleridir:
“Bu asrın ehemmiyetli ve manevi ve ilmî bir mürşidi olan Risâletü’n-Nur’un heyet-i mecmuasından hangisini okursam ‘En birinci budur’ derdim. Ötekine bakardım, ‘Bu birincidir.’ Daha öbürüsüne baktıkça hayret ederek kat’î kanaatim geldi ki, Risâletü’n-Nur’un kitapları birbirine tercih edilmez. Herbirinin kendi makamında riyaseti var. Ve bu zamanı tenvir eden bir mu’cize-i maneviye-i Kur’âniyedir.” (Kastamonu Lâhikası, s. 11.)
Yani, nasıl ki Âyetü’l-Kübra, 20. Mektub, 10. Söz (Haşir Risâlesi), Kader Risâlesi gibi daha pek çok bahis imanî meselelerde ‘en birinci’ ise; içtimâî ve siyasî mevzularda da Lâhikalar, Münâzarât, Hutbe-i Şamiye gibi Risâle-i Nur’un değişik yerlerine serpiştirilmiş benzer bahisler ‘en birinci’dir. Birbirine tercih edilmezler, kendi makamlarında üstünlükleri vardır ve o sahada ‘tecdid’ vazifesini yapmaktadırlar.
Evet, hemen hemen, gerek çağdaşları, gerekse günümüz âlimlerinin ittifakıyla, Bediüzzaman, telifine mazhar olduğu Risâle-i Nur eserleriyle en büyük bir müceddid ve müçtehiddir. İşte bunu dile getirenlerden bir örnek:
“Risâle-i Nur’un bu çağda dinî söylemi değiştirmesi ümmetin çok muhtaç olduğu bir meseledir. Bedîüzzaman tarihte az rastlanan ender şahıslardan birisidir. Her yüz senede gelecek müceddidlerin en güzel örneği Üstad Bedîüzzaman’dır.” (Ezher eski rektörü, Mısır YDK Genel Başkanı Ahmet Ömer Haşim)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*