Risalelerin dili

Risale-i Nurlar Kur’ân tefsiri, Kur’ân’ın bu asra hitabıdır. Okuyanın anlayarak istifade edeceği bir dille yazılmıştır.

Risaleler imanın zaafa uğratıldığı, dinin tahrip edildiği, Peygamberimizin (asm) sünnetinin Kur’ân ile mukayese edilerek “Biz Kur’ân İslâm’ını yaşamak istiyoruz, sünnetin önemi yoktur” dendiği bir dönemde iman ve Kur’ân hakikatlerini ispat ile nübüvvet ve sünnetin de tesisini amaçlamaktadır.

Bu sebeple Kur’ân ve sünnetin koruyucusudur.
**
Risale-i Nurlar iman ve Kur’ân ilmidir. Her ilim kendi dili ile öğrenilir. Hem ruhaniyat, ilahiyat ve ahiret âlemlerine ait hakikatler ihtiyaç dili ile ifade edilemez. Risale-i Nur bu dili kullanmıştır.

Risalelerin dili “Din dilidir.” Din dili vahiyle semadan gelmiştir. Araplar da Kur’ân nazil olduğu zaman anlamıyorlardı. Kur’ân okundukça dili de hayata hâkim oldu.

Risaleler de okundukça, dili dilimize hâkim olacaktır.

Öyle ise, Risalelerin dilini öğrenmeli ve o dille konuşmalıyız.

Bunun için Risalelerin dilini değiştirmek ve sadeleştirmek yanlıştır.
**
Bediüzzaman, bir Nur Talebesine Risale-i Nur’dan bazen okuyuvermek lütfunu bahşederken izah etmiyor, “Risale-i Nur, imanî meseleleri lüzumu derecesinde izah etmiş. Risale-i Nur’un hocası, Risale-i Nur’dur. Risale-i Nur, başkalarından ders almaya ihtiyaç bırakmıyor. Herkes istidadı nispetinde kendi kendine istifade eder. Aklınız her bir meseleyi tam anlamasa da, ruh, kalp ve vicdanınız hissesini alır. Ne kadar istifade etseniz, büyük bir kazançtır.” diyor. Okunan bir Risalenin izahı, başka bir risalede varsa, onu getirip okuyordu.

Bunun için, Risale-i Nurlar okunurken bazı kelimelerin lûgat mânâlarını söyleyerek aynen okumak daha müessir ve daha efdaldir.
**
Fazla izah konuyu dağıtır, şahsı öne çıkarır, dinleyicileri izah edilmezse anlamayanlar yerine koyar.

Gerçekte ise dinleyen okuyandan daha iyi anlar.

Zira, “Fehim ifhamdan esheldir.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*