Risaleme dokunma! Milletin sesine kulak ver!

Başta Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Meclis Başkanı, Sayın Başbakan, Sayın Kültür Bakanı, Sayın Kabine üyeleri ve AKP’nin Sayın Milletvekilleri olmak üzere parlamentomuzdaki bütün milletvekillerine, basın ve medyanın bütün kesimlerine bir dilek, bir rica, bir ihbar ve beyanımız var!

Özellikle de iktidardaki milletin vekili olan milletvekillerine sesleniyor ve bizi dinlemelerini arzu ediyoruz.

Bu ülkenin medar-ı iftiharı olan Bediüzzaman ve onun telif ettiği çok değerli Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı’nı devletin tekeline verebilecek tehlikeli bir madde meclis genel kuruluna gönderilen “Torba Kanun”un içerisine sokuşturulmuş durumdadır. Sadece Risale-i Nur’u değil bütün fikir ve san’at eserlerini kapsayan ve sonucu meçhul, muğlâk bir konum arz eden, farklı mecraya sürüklenme tehlikesi olan bir maddedir bu. Bildiğimiz kadarıyla mevcut tasarı metni şöyledir.

“Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yapılan düzenlemeye göre, Bakanlar Kurulu kararıyla memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerindeki haklar, hak sahiplerinin münasip bedel talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla, eser, sahibinin ölümünden sonra koruma süresinin bitiminden önce kamuya mal edilebilecek. Bu hususta karar verilebilmesi için eserin Türkiye’de veya ülke dışında Türk vatandaşları tarafından üretilmiş olması gerekecek. Eserin topluma ulaşmasını sağlayacak şekilde yayımlanması zorunlu olacak.”

Yukarıda da belirttiğimiz gibi bir çok san’at eserini ciddî bakımdan ilgilendiren bu ucûbe maddenin bizi ilgilendiren kısmına değinmek ve bir camianın ferdi ve mensubu olarak demokratik hakkımızı kullanarak bu maddenin tasarıdan çıkarılmasını istiyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Kültür Bakanı, Kabine üyeleri, İktidardaki AKP Milletvekilleri!

Çok özelde de Risale-i Nur’dan istifade etmiş, okumuş, halen okuyan ve istifade eden Nur Camiasıyla hukuku olan ilgili İktidar Milletvekili dostlarımız!

Bu konuda bütün yük, vebal, sorumluluk, inisiyatif ve büyük ölçüde karar da sizin elinizde, sizin dilinizde, sizin iradenizdedir.

Bir tek milletvekilinin iradesini kullanıp vereceği geri çekme teklifi ile bu madde geri çekilip kanun metninden çıkarılabilir. Bu başarıldığı takdirde; iktidar olarak sizin de, kanunî varislerinin de, bu eserleri yayınlayanların da hiçbir zararı olmaz. Hiç kimse de bundan zarar görmez.

Dünyaya yayılan ve dinsizliğin en büyük panzehirlerinden olan bu eserlerin Türkiye’de yirmiye yakın yayınevi tarafından basılmakta olduğunu biliyoruz. Bu eserlerin tahkikî imanı elde etmek ve iman kurtarma konusunda bir imtiyaz ve farklılığı vardır. Buna binaen Türkiye’den ve bütün dünyadan sürekli aşırı istek ve talep görmektedir. Talepler karşısında yetiştirme zorluğu varken şu anda bir de “bandrol” yasağı ile karşı karşıya kalınmıştır. Altmışa yakın dile tercüme edilen ve bütün dünya ülkelerindeki insanlara ulaştırmakta zorluk çekilen böyle mümtaz ve eşsiz bir eserden bahsediyoruz.

Sayın yetkililer, İktidar mensupları! Bürokrasisinden Başbakanın bile rahatsız olduğu bir devlet tekeline ve çarkının dişlileri arasına bu eserlerin basımını verip sınırlamanın doğuracağı sıkıntıyı ve vebali idrak edecek bilgi ve donanımdan ya noksansınız veya birileri yanlış yolda sizleri bilgilendirdiği ve yönlendirmeye çalıştığı için bîhabersiniz!

Bu güzide eserlerin kırk beş yıldan beri basım ve dağıtımını yapan  biz Yeni Asya Camiası olarak, iyi niyet ve samimiyetimizin bir göstergesi olarak bu konuda yetkili arkadaşlarımız size gerekli bilgileri vermesine rağmen tasarıda bunları maalesef dikkate almadınız. Son olarak bir defa daha bu konuya iyi niyetle yaklaşmak istiyor ve bu çok önemli konuda sizden de bir samimiyet ve çözüm bekliyoruz!

Dört aya yaklaşan bir süreden beri basamadığımız, dağıtamadığımız (depodaki mevcutlar müstesna) ve toplumun her kesiminin büyük ihtiyacı olan bu eserleri muhataplarına ulaştırmakta zorlanıyoruz. Bu eserlerin basılamaması manevî yönden buna sebep olanlara büyük vebal yüklemektedir. Bunu lütfen görünüz ve biliniz! Diğer yayınevleri de aynı bizim konumuzdadırlar.

Bu konunun bu duruma gelmesinde birinci derecede sorumlu da muhakkak ki hükümet, ilgili bakanlık ve iktidardır. Bunu da herkes böyle biliyor.

Biz Yeni Asya camiası olarak; şu ana kadar bu konudaki ilgili heyet ve sorumlu kişilerimiz TBMM’nin ilgili komisyon üyeleri ve diğer yetkilileri ile temasa geçtik. Konu ve maddenin mahzurları, olayın aslı ve çözüm yollarına yönelik her türlü bilgi ve enformasyonu verdik. Eksiklerimiz varsa onları da tamamlamaya hazırız. Hülâsa biz, bize düşen kısmıyla ilgileniyor ve hakka, hukuka uygun olarak demokratik açıdan düşünce, fikir, basın, yayın haklarımızın dikkate alınması konusunda hassasiyetle duruyoruz. Makul, ölçülü, çözüme yönelik fikir, bilgi, haber ve dileklerimizle bu işi takip etmeye devam ediyoruz. Sonuna kadar da bütün demokratik, fikir, basın hürriyeti haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz.

Siz sayın yetkililere hatırlatacaklarımız ve isteklerimiz azdır, özdür, makuldür. Onlar da özetle şunlardır:

1. Öncelikle, bu orijinal ve eşsiz Kur’ân tefsirinin yayınını durduracak bu tasarıyı kesinlikle torba kanunundan geri çekip çıkarmanızdır. Çünkü bu haliyle tasarı maddesi; direkt devlet kontrolüdür. Tekelciliktir. Basım ve dağıtım yapan kuruluşlar ile hukukî hakları olan varislerine de büyük bir haksızlıktır.

2. Devletin buna sahip çıkması ayrı bir konudur. Risale-i Nur Talebeleri arasında bunu istemeyen bir grup yoktur. Diyanet marifetiyle veya MEB  tarafından aslına uygun kalmak şartıyla bu eserlerden istifade edilmesi hem müellifinin hem de bizim arzumuzdur. O konuda bir sıkıntı yoktur. Biz devletin “tekelciliğinden” endişeliyiz.

3. Kanunî varislerinin hukukî haklarını kulak ardı etmeyiniz. Onlara sizler de bizler de sonuna kadar her konuda yardımcı ve saygılı olmak durumundayız.

4. Bu konuyu belli bir “guruba” imtiyaz tanıma veya “siyasî rant” elde etme veya “tarafgirliğe” dönüşecek konumlardan, yorumlardan, şüphelerden uzak tutunuz.

5. “Sadeleştirme” yanlışını yapanlarla eserlerin aslına uygun yayın ve basım yapanları birbirinden ayırınız, herkesi yanlışlıkla aynı kefeye koymayınız.

Sayın yetkililer, yukarıda samimiyetle ve masumane isteklerimizi sıraladık. Bunları dikkate almanız ilk önce sizleri, merhum müellif Bediüzzaman Hazretlerini, varislerini, bütün talebelerini, bu eserleri aslına uygun basıp yayınlayanları ve bu eserlerden istifade edenleri sevindirir, mutlu eder. Bütün tarafları rahatlatır.

Aksi takdirde, bu madde olduğu şekliyle kanunlaşırsa “Lâik Devlet” kültünün bundan sonra bu eserlerde yapacağı olumsuz her davranışın bütün vebali, günahı ve sorumluluğu iktidar olarak sizlerin omuzlarında olacaktır.

Bu konuda ısrar edilmesi halinde Nur Camiası ve Müslümanlar arasında yeni bir dedikodu, fitne,  hizip, münakaşa, farklılık, taraftarlık, soğukluk ve rekabet tohumları ekilme tehlikesi vardır. Bu büyük bir vebal ve sorumluluktur. Bunun sorumluluğu da size ait olacaktır. Lütfen buna vesile olmaktan kaçınınız!

Bu mübarek günlerde duâların devamını istiyorsanız sağduyunun sesini dinleyiniz. Aksi takdirde “duâların”, “bedduâya” dönmesi (Allah Korusun!) tehlikesi karşısında vicdanlarınızın sesini dinleyiniz.

Son olarak da –Allah Korusun!– Tasarının böyle geçmesi halinde bunun “siyasî neticeleri”nin de zamanla size ciro edileceğini hiçbir zaman lütfen göz ardı etmeyiniz.

Unutmayınız Risale-i Nur “inayet-i Rabbaniye” altındadır, “hıfz-ı İlâhiye”dedir. Ona ilişen ve ona zarar verenlerin de asla iflâh olduğu görülmemiştir.

Bu mübarek günler hürmetine Rabbimiz hepimizi korusun. Yanlışlarda bizleri ısrar ettirmesin. Duâlarımızı devam ettirsin. Bedduâya bizleri mecbur etmesin. Huzur ve saadetimizi kaçırmasın.  (Âmin.)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*