Şaban Döğen

Almanya’daki cevval ve fedakâr hizmet kahramanlarından Ahmet Avcu’nun yine bir hizmet seferinde arabasıyla seyir halindeyken âni bir kalp krizi geçirip güç belâ sağa park ederek vefatı sonrasında Şükrü Bulut “At sırtında ölmek” başlıklı bir yazı yazmıştı.

Yahya Kemal’in “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik” mısraının da yer aldığı unutulmaz şiiirindeki Osmanlı akıncılarını hatırlatan bir ifadeydi bu. İ’lâ-yı kelimetullah sancağını Avrupa ufuklarında da dalgalandırmak için yola çıkıp birçoğu at sırtında şehit düşen yiğit akıncıları…

Çağımızda manevî cihad olarak devam eden aynı misyon ve idealin takipçileri de benzer şekilde gıpta edilecek hüsn-ü âkıbetlerle hizmetteki terhis belgelerini alıp berzaha intikal ediyorlar.

Kervana son dahil olan kahraman, gerek örnek bir eğitimci, gerekse velûd bir yazar olarak unutulmaz hizmetlere imza atan Şaban Döğen.

80’li yılların başlarından itibaren, birlikte çok güzel şeyler yaptık. Can Kardeş’in kurucu kadrosunda yer alarak, dergide “Şaban Hoca” imzasıyla yazılar yazdı. Artık klasik bir başvuru kitabı olan ve çok farklı çevrelerden de olumlu yankılar alan Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi’ni kaleme aldı. “Kur’ân’dan Tekniğe” ile başlayıp devam eden cep kitapları serisini hazırladı.

BM’nin Dünya Gençlik Yılı ilân ettiği 1985’te Yeni Asya Yayınları olarak başlattığımız Gençlik Serisine, çok sayıda kitabıyla katkıda bulundu.

Bütün bu çabaları, gençliğe, Kur’ân ve kâinatı, aynı Yaratıcının elinden ve kaleminden çıkmış kitaplar olarak, iman ve tefekkürle okuma şuurunu kazandırma hedef ve idealinin ifadesiydi.

1990 sonrasının şartlarında, Yeni Asya Neşriyat’ın yayın programı ve imkânları, onun örnek bir dinamizmle peş peşe getirdiği eserlerin tümünün neşrine yetişemez ve kifayet edemez hale gelince, karşılıklı mutabakatla, eserlerini basabilmek için kurduğu yayınevine “Gençlik” ismini vermesi de, gençliğe verdiği önemi gösteriyordu.

Dolayısıyla, hayatını, bu yönüyle, “gençliğe adanmış bir ömür” olarak nitelemek yanlış olmaz.

Bu adanmışlıkta, Eskişehir hapishanesindeki hücresinin penceresinden bakarken karşıdaki lise öğrencilerinin istikballerini görerek gözyaşı döken Üstad ile, “Teessür ve ıztırap karşısında kalpten bir parça kopsaydı, ‘Bir genç dinsiz olmuş’ haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince param parça olması gerekirdi” diyen talebesi Zübeyir Gündüzalp’i örnek aldığı kesin.

Gençlerin fikir ve gönül dünyasını aydınlatma, onları asrın tehlikeli tuzaklarından kurtarıp koruyabilme, ilim ve imanla teçhiz edip dünyalarını da, ahiretlerini de mamur etme hedeflerine vakfedilen bir ömür yaşadığının canlı şahitleriyiz.

Şaban Döğen, Yeni Asya Neşriyat’ın basma imkânı bulamadığı kitaplarını Gençlik Yayınları adı altında yayınlarken de Yeni Asya ile canlı irtibatını hep korudu. Kitaplarının bir kısmı yine Yeni Asya damgasıyla çıkmaya devam ettiği gibi, gazetedeki günlük yazılarına da hiç ara vermedi.

Çünkü o, sadık ve sebatkâr bir Risale-i Nur talebesi ve çok kararlı bir Yeni Asya gönüllüsü idi.

Yeni Asya’nın hamle dönemlerinde, gerektiğinde herşeyi bırakıp tam bir seferberliğe girişirdi. Nitekim geçen yaz gerçekleştirdiğimiz üç kitaplık Ramazan seti kampanyası için tertiplenen birçok toplantıya da, son olarak yeni dönem çalışmalarının görüşüldüğü Konya-Ilgın buluşmasına da katıldı. Hamle şevk ve heyecanını, üst üste bu konulara tahsis ettiği yazılarına yansıttı.

Zaman zaman uğradığında hizmet meselelerini görüşür, dertleşirdik. Ve “sıkıntıları daha çok hizmetle aşma” anlayışı çerçevesinde birbirimizle karşılıklı moral alışverişi ve takviyesi yapardık.

Terhis belgesini hizmet başındayken alan Döğen’i, geçen ay yine bir hizmet seferi dönüşünde “ansızın” berzaha göçen İbrahim Canan için 16 Ekim’de çıkan “Bir âlimin Hakka yürüyüşü” başlıklı yazısında dile getirdiği dualarla uğurluyor, ailesine sabır diliyor, taziyetlerimizi sunuyoruz.

Tüm Yeni Asya camiasının başı sağ olsun…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*