Ş. Urfa’da Hz. İbrahim’in dostluğunu konuştular

Şanlıurfa’da yapılan “1. Hz. İbrahim ve Dostluk Sempozyumu” bugün sona eriyor. Sempozyumun dünkü kısmında Allah’ın Hz. İbrahim’i kendisine Halil ve dost edinmesi ve hayatından kesitlerle tevhid mücadelesi anlatıldı.

1. HZ. İBRAHİM ve Dostluk sempozyumu Şanlıurfa’da gerçekleştirildi. Cuma günü Kur’ân-ı Kerîm tilâveti ile başlayan sempozyumun ilk açılış konuşmasına mazereti dolayısıyla katılamayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz dinleyicilere seslendiği video görüntüleriyle, Allah’ın Hz. İbrahim’i kendisine Halil ve dost edindiğini ve Kur’ân’da en çok kendisinden bahsedilen peygamber olduğunu dile getirererek hayatından kesitlerle tevhid mücadelesini anlattı.

Şanlıurfa Valiliği, Şanlıurfa Belediye Başkanlığı ve Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı’nın katkılarıyla düzenlenen sempozyumu Şanlıurfa Elruha otelde yapıldı. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir, yaptığı açılış konuşmasında “21.Yüzyılda Hz. İbrahim’i anlamak” başlığını taşıyan bir sunumda, “Hz. İbrahim (as) Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm’ın müştereken kabul ettiği büyük bir peygamberdir. Bundan dolayı da Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar tarafından en büyük ata ve temel referans noktası kabul edilir. Lider kişiliği, ahlâkı, cesareti, misafirperverliği, kısacası Kur’ân’ın ifadesi ile ‘dosdoğru bir peygamber’ olarak asırlardır hepimize örnek olmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

İbrahimî Bir Bilge: Bediüzzaman Said Nursî

Prof. Dr. İbrahim Özdemir, tebliğinin bir bölümünde de, 20. yüzyılda Hz. İbrahim’i doğru anlayarak hayatını değiştirmiş; önceliklerini İbrahimî ve Kur’ânî değerler üzerinde belirlemiş; Kur’ân ahlâkını ve iman hakikatlerini hal ve hareketleri ile bizlere tefsir ederek İbrahimî değerleri zamanımıza taşıyan Bediüzzaman Said Nursî’den bahsetti. Prof. Özdemir şunları kaydetti: “Hz. İbrahim’in 21. Yüzyılda bizlere neler verebileceğine müşahhas bir örnekle görüyoruz. Üstad Said Nursî, bir ‘Nebiyy-i Peygamber ve Hakîm-i İlâhî’ olarak gördüğü Hz. İbrahim’i âdeta bütün boyutları ile anlamış; onu ve onun temsil ettiği Peygamberî anlayışı günümüze taşımış bir İslâm âlimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Üstad Nursî, ‘iman ve Kur’ân ahlâkı’ ekseninde oluşturduğu Risale-i Nur hareketini İbrahimî esaslar üzerine inşa etmiştir.”

Said Nursî’nin öncelikle, Kur’ân’ın bize takdim ettiği şekliyle Hz. İbrahim âşığı bir insan olarak karşımıza çıktığını kaydeden Prof. Özdemir, “Zamanımızın en büyük ve etkili İslâmî hareketlerinden biri olarak kabul edilen Risale-i Nur hareketini ‘sahabe modeli’ olarak gördüğü ‘Haliliye’ üzerine inşa eden Said Nursî’nin; tecessüs, tefekkür, tefeyyüz, şefkat ve merhamet temelli meşrebini ise ‘Hz. İbrahim’in (as) hususî meşrebi olan tefekkür ve şefkat’ ilkeleri üzerine inşa etmesi manidardır. Ancak burada ince bir noktaya da işaret etmek gerekir. O da bu şefkati yanlış anlamamaktır” şeklinde konuştu.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*