Şarktaki, medrese Seydaları ve Bediüzzaman

Osmanlıdan günümüze kadar uzanarak faaliyetlerini devam ettiren ilim ve irfan yuvalarıdır şark medreseleri.
Mahiyet itibariyle, din, fıkıh, ahlâk gibi ilimlerin tahsili yönünde gayret ve faaliyetlerini sürdüren bu medreseler, başlarında bulunan ”seyda” diye hitap edilen âlimler tarafından sevk ve idare edilirler.

Bu medreselerdeki öğretim üyesi mesabesindeki kıymetli âlim hocaefendilerin, ”Seyda-i Bediüzzaman” diyerek hürmetle hitap ettikleri, Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ve eserleri olan Risale-i  Nurlar hakkında, bilgi, görüş ve değerlendirmelerine başvurduk.

Van, Bitlis, Siirt ve ilçesi Tillo’ya giderek bu muhterem zevatla görüşmelerimde anlattıkları manidar beyanlarından, kısa anekdotlarla sizleri başbaşa bırakıyoruz.

ABDULCELİL CANDAN

Eski medrese hocası ve Yard. Doç. Kendisiyle Van’da görüştük.

Şunları anlattı:

“Üstad Said Nursî, çağımızın müceddidlerindendir. İman kıtlığı döneminde Allah Teâlâ’nın ülkemize bahşettiği mümtaz bir şahsiyettir. Risâle-i Nur, tahkikî imanı vermeye çalışır. Şüphe ve tereddütlerin çoğaldığı günümüzde taklidî iman yetmemektedir. Üstad’ın iman mücadelesi beni etkiledi. İzzetli duruşu, zorbalara boyun eğmemesi, hayatı boyunca kimseden bir şey talep etmemesi öne çıkan özellikleridir. O milletin imanının kurtulmasını birinci hedef olarak tayin etmişti. İslâmî hakikatlere ‘Bir Said değil, bin Said feda olsun’ demesi bunun ifadesidir. Türkiye’den Japonya’ya, oradan Amerika’ya, Avrupa ve Afrika’ya, oradan Asya’ya milyonlarca insanın İslâm’la tanışmasına vesile olması, hâlen de milyonlara hitap etmesi nadir insana nasip olan bir meziyettir. Üstad otuz yıla yakın zindan hayatıyla, Cennet yolunun gül ve halılarla döşeli olmadığını gösterdi. İbrahim (as) aynı yol için ateşe atıldı. Yusuf (as) bu maksatla zindana girdi. Yahya ve Zekeriyya’yı (as) onun için testereyle biçtiler. Hz. Muhammed (asm) onun için muhacir oldu.

Risâle-i Nur’u, ilkin, Sason’un ıssız, cemaatsiz bir köyünde okuma fırsatı buldum. Köyde imamet yapıyordum. Cemaat olmadığı için onlarla ünsiyet buluyordum.”

MAHMUT ER HOCAEFENDİ

1933 doğumludur. Şırnak’a bağlı İdil kazasındandır. Medrese tahsili boyunca, sarf, nahiv, mantık, tefsir, şeriat, hadis ve fıkıh alanında öğrenim görmüş. İmamlık yapmaktadır. Üstad hakkında şunları söyler:

”Zararın neresinden dönülse kârdır kaidesince, Risâle-i Nurlar’ın kıymetini geç anlamakla birlikte, son nefesimize kadar Nurlar’ı okuyarak istifade etmeye azm-u cehd edeceğiz İnşallah. Çünkü zaman Nurlar’ın lehine işliyor. Şu an yaşadığımız zaman, eski zamanlara kıyas edilemeyecek kadar farklılıklar göstermiştir. O zamanlar okuduğumuz ilimler bizlere kâfî geliyordu. Şu anda ise eski zamanda okuduğumuz ilimler ancak bizi kurtaracak kifayette olmakla birlikte, etrafımıza veya çocuklarımıza yeterli gelmemekte ve imanî ihtiyaçlarını karşılamakta aciz kalmaktadır.”

BABNİR’Lİ MOLLA ABDULLAH

Yirmi yıl medresede okumuş. Basılmış üç cild halinde “Çağlar Boyu İslâm” isimli eseri mevcuttur.

Bediüzzaman hakkında şunları ifade etti: “Bediüzzaman’ın şahs-ı mânevîsini ve ilmî seviyesini tarif etmek ne benim, ne de benim gibilerin kârıdır. Sadece derim ki, Hicri 13. asrın en mütebahhir, müfessir, mütefekkir ve müçtehitlerindendir. Ve Kur’ân’ın bahsettiği “râsihûn” (ilimde derinlik kazanmış, otorite) ulemaların başında gelmektedir.

Hatta râsihûn ulemanın değinemedikleri “müteşâbih” âyetleri de tefsir etmesi ayrı bir özelliğidir. Zira o, Kur’ân’ın derin nüktelerini okuyan, denizine dalan ve bütün cevherleri istinbat edip insanlık pazarına sunan en mükemmel üstaddır. Sadrındaki denizi satırlara döken bu büyük şahsiyet, dünyanın her yerine damgasını vurmuştur. Onu ‘Bediüzzaman’la lâkablandıranlar isabet etmişlerdir.”

MUSTAFA TEYMUR

Batman, Gercüş ilçesinden Türkiye’de ve Suriye’de medrese tahsili yapmış. Yirmi yılı aşkın bir süre okumuş. 1938 doğumludur.

Bediüzzaman için şunları söylüyor:

“Üstad, Risâle-i Nurlar’ı medresenin malı saymıştır. Maalesef hâlihazır hocalar ve medrese âlimleri, izzeti ilmiyeden gelen enaniyetlerine mağlûp olup, yıldız böceği misâli azıcık ilimlerine kanaat ederek, Risâle-i Nurlar’a sahip çıkmadılar. Ama Allah’a şükür şu anda cahil bir çobandan tutun, en yüksek makamdaki devlet adamlarına kadar her kesimden insanlar Nurlar’a sahip çıktılar.

Bu arada yaşadığım bir hadiseyi de nakletmek istiyorum: Gercüş’te imamlık yapmakta iken tayinimi Mardin Nusaybin’e çıkarmak husûsunda tereddüde düşmüştüm. Bu sebeple istihareye yattığım bir gece Üstadımız rüyama teşrif etmiş ve bana şunları söylemişti: ‘İstediğin yere gidebilirsin, çünkü sende Risâle-i Nur var. Bu Nurlar sayesinde sen ve çocukların hadisâtın tazyikatından İnşallah mahfuz kalacaksınız.’

Evet, her türlü tehlikenin kol gezdiği, herkesin maddî veya manevî fitne ateşlerine maruz kaldığı bir dönemin şarkında, Nusaybin’de, Risâle-i Nurlar’ın inayetiyle Cenâbı Hak bizleri muhafaza etti. Allah sizin gibi müdakkik Nur Talebelerinin adedini arttırsın.”

TİLLO’LU HAFIZ TAHA HOCAEFENDİ

1938 Tillo doğumludur. Tillo’da görevli olduğu camide görüştüm kendisiyle. Çevrede çok sevilen ve sayılan bir hocaefendidir.

Bediüzzaman’la alâkalı şunları anlattı: “Üstad Hazretleri’ni bizim kelimelerimizle anlatmamız çok zor. Ancak şunu söyleyebilirim ki, o kesinlikle vazifelidir. Cenâb-ı Hak onu bu asrın ihtiyacı çok olduğundan vazifelendirmiştir.

Ali Ulvi Kurucu Ağabeyin dediği gibi ‘Milyonların imanını kurtardı cihadın, / Par par yanar imanlı gönüllerdeki yâdın. / İmanlı nesiller seni takip edecektir, / Yıllarca asırlarca peşinden gidecektir”

Yine Denizli kahramanı Hasan Feyzi Ağabeyin dediği gibi “Hele ol nur-u Şerifin kime değmişse eğer, / Küçücük zerre de olsa mah-i tâbân olacak” ve yine “Kab-ı Kavseynden alıp dersimi bildim ki ayan, / O güzel nuru bedi manevî sultan olacak.”

Ben de o kanaatteyim ki Risâle-i Nur bu zamanda yeryüzünde manevî saltanat makamındadır.

54 lisana çevrilmiş ve bütün dünyada okunan bu muhteşem eser ve müellifini ancak Risâle-i Nur’u okuyanlar anlar ve takdir eder.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*