Savaş baltaları

Medyada kirlilik artıyor. Doğrusu her sabah Bizim Radyo’da (104.4) “Bizimle Sabah” programında manşetleri okurken utanıyorum.

Hatta, tekrar olan manşetlere girmiyorum bile.

Üslûp kızıştıkça, seviye iniyor.

Seviye indikçe, anlaşılan o ki, yumruklar konuşacak demektir.

Türkiye bu sıkleti kaldırmaz. Bu kadar gerginlik toplumu tansiyon hastası yapar!

Peki, bu zaman zarfında sivil toplum örgütleri ne yapıyor?

Öyle ya, her konuda düşüncelerini serdetmek için fırsat kollayan sivil toplum örgütlerinin bu konuda “yatıştırıcı” bir rol üstlenmesi gerekmiyor mu?

“Ya bendensin, ya düşmanımsın” anlayışı hüküm sürdüğü müddetçe, galiba STK’lardan da yatıştırıcı bir rol üstlenmesi bekleyemeyeceğiz.

Dengelerin alt-üst olduğu karmaşık bir geleceğe doğru adım adım gidiyoruz sanki.

Bundan sonra ne olacak veya “ne olacak bu kavganın sonu?” sorusu, kuşku yok ki, bir çok kesimi tedirgin ediyor. Etmeli de.

Çünkü, ilk kez böylesi tuhaf bir çatışmaya şahit oluyoruz.

Aslında “cepheleşerek” bölünüyoruz farkında olmadan.

Her iki cepheden kurşun yerine, güller atılmasını beklemek ham hayalcilik olmasa gerek.

Allah cümlemize, akıl, fikir ve basiret versin.
*
GOLDEN GLOBE ÖDÜLLERİ

Altın Küre ödülleri sahiplerini buldu. 2014 yılının televizyon dalında verilen “en iyi” ödüller sahiplerini bulurken, birbirinden ünlü aktör ve aktrist gecede boy gösterdi. (CNBC-E)

Beni şaşırtan; bir siyahînin kaçırılarak köle tacirlerine satılmasını konu alan ve 12 yıl esaret altında kaldığını anlatan 2012 yapımı bir filmin “En iyi film” dalında ödüle lâyık görülmesiydi.

Zira, genelde bu tür ödüller verilirken ölçü bellidir;

-Ya cinsel kimliği belirsiz veya tartışmalı bir filme, yahut Yahudi katliâmını sürekli gündemde tutan “Nazi” konulu filmlere heykelcik verilirdi!

Demek ki, aynı konuları tekrar etmekten gına gelmiş olacak ki, artık gerçek hayattan kesitler sunan filmleri keşfetmeye başladılar.
*
TEVEKKÜL

Program sunucusu Esra Erol (Fox TV), karnındaki 4 aylık bebeği öldüğünde “twitter” hesabından şu açıklamayı yapmıştı:

“Allah’ın yarattığı kadere teslimim ben. Bilirim imtihandır. Tevekkül ettim. Veren de O alan da. Rabbim daha büyük acılar yaşatmasın kimselere.”

Bu sözleri elbette programcı kişiliğiyle söylemedi, Allah’a teslim olmuş bir annenin yüreğinden çıkan fıtrî bir söylemle dile getirdi.

Tevekkülü için kutluyor, kaybı için de “Başın sağolsun” diyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*