Savrulmaların vahim sonuçları

Doksan yıllık Nur Hareketinde Demokrat olarak bilinen bazı Nur Talebeleri, 1980 askerî darbesinden sonra darbecilerin tuzaklarına düştüler; Demokrat siyasî cereyanı terk edip, Demokrat olmayan dindar siyasî cereyanlara tabi oldular.

Onların savrulması Türkiye’nin siyasî dengesinin bozulmasına; Kemalizm’in güçlenmesine, dinî hizmetlerin ağır bir darbe yemesine sebep oldu.

Üstad Bediüzzaman, hayatı boyunca Demokratlardan yana ağırlığını koymuş, kendisi ve talebeleri onlara noktayı istinat olmuştur.1 Üstad, dindar siyasî cereyanlara asla iltifat etmemiştir. Bu durumu Risale-i Nur Külliyatı’nın bir çok yerinde açıkça ifade etmiştir.2 Hakikat böyle iken ne yazık ki bir kısım Nur Talebesi siyasî savrulma yaşamıştır.

Yaşanan savrulmasının vahim sonuçları şöyle özetlenebilir:

1- Onlar Demokrat siyasî akımdan desteklerini çektiklerinden zındıka komitesi (Kemalist derin devlet), Ahrar/Demokrat güçleri muvakkaten siyaset sahnesinin dışına itmeye muvaffak oldu. Yerlerine Demokrat olmayan ve Kemalizm ile barışık olan güçleri iktidara taşıdı.

Zira komitenin hiç haz etmediği Demokratlar, misyonlarının gereği olan Demokrasiyi ülkede tesis etmeleri durumunda, 1950-60 arası Demokrat Parti, 1965-1971 Adalet Partisi döneminde olduğu gibi devlet demokratikleşecek, vatandaşların demokratik şuuru inkişaf edecek, ülke maddî – manevî alanda kalkınacaktır. Bunun neticesinde Kemalizm zayıflayacaktı.

2- Risale-i Nur Cereyanı Türkiye’de en kuvvetli ve en müstakim dinî cereyandır.3 Diğer dinî cemaat ve tarikatlar, Nur Talebelerine bakıp siyasî ve sosyal alanda tavır alırlar. Onlar yanlış siyasî adrese savrulunca, dinî gruplar da aynı savrulmayı yaşadılar.

3- Daha önceleri marjinal halde olan dindar kimlikli siyaset cereyanı güç kazandı. Daha önceleri iç kamuoyunda ve İslâm Âleminde “Türkiye’de İslâmî hizmet” dendiği zaman Bediüzzaman ve Risale-i Nur akla gelirken, savrulmadan sonra siyasal İslâm ön plana çıktı.

4- Müttehit haldeki Nur Talebeleri, Türkiye gündemini belirlemede idarecilere ilham ve istikamet verirken, bugün onların önemli bir kısmı, ülkeyi tehlikeli bir istikamete doğru götüren siyasî cereyanın arkasında sürüklenmeye devam etmektedirler.

Sözün özü: Türkiye’nin demokratikleşerek normale dönmesi, Nur Talebelerinin çoğunun Risale-i Nur’un imanî meselelerinde olduğu gibi, siyasî ve sosyal meselelerinde de Yeni Asya ekolü ile birlikte ittifak ederek ortak hareket etmelerine, gerçek Demokrat güçleri ayağa kaldırıp iktidara taşımalarına bağlıdır. Yaşanan hadiseler dindar da olsalar, Demokrat olmayan güçlerin iktidarıyla bir yere varılamayacağı güneş gibi aşikâr görünmektedir. Vesselâm..

İbrahim Ersoylu

Dipnotlar:
1- Emirdağ Lâhikası 2, YAN, s. 352.
2- A.g.e. s. 364; 492; 535.
3- A.g.e. s. 353.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*