Sayın Bakan! Eğitimde Bediüzzaman Modeli projelendirilemez mi?

Bediüzzaman’ın muazzam eğitim modeli tartışmalı.
(Yusuf Kaplan, Yeni Şafak Gazetesi)

Her ülkede muhtelif alanlarda ihsas edilerek yapılacak işlerde kanun, yönetmelik, genelge vs. ile tanzime tabi tutularak, sevk ve idareye esas ittihaz edilip, kurum ve müesseseler yürütülür.

Bu doğrudur, diyoruz. Hatta meşrû alanda yapılan her işlem ve faaliyet, kanun ve nizamlarla tanzim edilerek devlete ait işler bu istikamette yürütülmelidir.

Bu kategori içinde yapılan ve yapılması gereken bütün düzenlemelerin bir de diğer yüzü vardır bizim ülkemizde. Tartışılmaya açık hususlar buralarda meydana gelmektedir.

Nasıl mı?

Elcevap:

Devlet yönetimde esas olan, düzenlemeleri içeren unsurlar (kanun vs.) o ülkenin saadetli bekası ve insanının fıtratına dayalı mutlu geleceği adına yapılmaktadır, diyoruz. Şimdi mevcut eğitim sistemini alınız ve enine boyuna bir irdeleyiniz…

Görüyoruz ki, sistemin büyük ve ekseri yönleri yabancı eğitim sistemi kaynaklıdır.

Bu hususta bir şey diyeceğimiz olamaz, ancak ihraç edilen sistemlerin muhtevası, varlığı içinde bize ve değerlerimize uygun yönleri ne düzeyde?

Tahkik, tenkit ve tartışmaya açık hususlar bu yöndedir, diye düşünüyoruz.

Eğitimde seksen yılı aşkın bir süre öncesinin ihracı olan değerlerin izlerini çoğunlukla bugünkü sistemde mevcut olduğu söylenebilir mi?

Şahısları öne çıkaran mevcut sistem, mezkûr tarih öncesinden dizayna tabi tutulurken, ders kitaplarının muhtevasında şahıs ve şahısları öne çıkaran bir anlayışın hâkimiyeti açık seçik görülmektedir.

Mahiyet itibariyle her şeyin ilme bağlı olduğu realitesinden hareket edersek ilim, irfan, umran, doğru inanç, manevî ve millî değerlerin yanı sıra kâmil manada kültürümüze denk olarak yetiştirdiğimiz insanlar hep tartışma götüren ve tartışılan hususlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

Cumhuriyetin manevî değerleri

Cumhuriyetin manevî değerlerini rafa kaldırarak her şeyi şahsa endeksleyen ve maddede arayan bir anlayışın antidemokratik uygulamalarıyla, halka rağmen yapılan siyasetin eğitime de yansıtılması eğitim sistemini baştan aşağıya olumsuzluklarla doldurmuştur.

Kırmızı çizgiler

Uzun yıllar önce ihsas edilen sistemin kırmızı çizgilerle dayatmacı ve jakoben bir anlayışla  kalıplaştırıcılığı sistemi bütünüyle tartışılır bir vaziyetten soyutlandıramamıştır.

Sakıncalı ve takıntılı bir eğitim sisteminin mevcudiyeti bir bakıyorsunuz en tepeye gelen onurlu eğitim bakanlarınca da tenkit edilen eğitim sistemi demokratik değildir. Bu, ‘derin millî eğitim’ gibi cesur ifadelerle dile getirilmektedir.

Antidemokratik yapı

Eğitim sistemindeki antidemokratik yapıya mukabil sistemin fıtratına uygun, değişen ve gelişen çağın şartlarına haiz bir yapıya getirilmesi zaruret halini almışken neden sistemde köklü bir takım düzenlemelere gidilmiyor?

Eğitimde yeni yüzler yeni anlayışlar gerekli

Sürekli tartışılır halde seyreden eğitim sisteminin daha iyi ve yararlı insan yetiştirmesi adına yeni yüzler ve yeni çağdaş anlayışlar gereklidir. Bu kaçınılmaz revize edilmesi gereken sistemin demokratik bir hüviyete sahip olması için, sürekli gelişen ve değişen şu sür’at asrında, değişim adına, yeni yeni projelerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.

Eğitimde Bediüzzaman Modeli çağdaştır

Ülkemiz ve bir çok ülkede okunan kültür eserleri olan, adına Risale-i Nur dediğimiz Kur’ân hakikatlerinin müellifi muhteremi Bediüzzaman, fikri ve düşüncelerinin yanı sıra eserlerinden eğitime kazandırdığı ve kazandıracağı çok büyük değerlerin olduğunu düşünmekteyiz. Bir zamanlar okunması dahi yasak edilen bu ufuk açıcı, günümüz insanına hitap eden muhteşem eserlerden yararlanmanın yolları mutlaka açılmalıdır.

Bu hususta neler yapılabilir?

Bediüzzaman’ın telif ettiği eserlerden faydalanma adına kurulacak bir akademik komisyon ve kurullar oluşturularak Bediüzzaman Eğitim Modeli derlemek yoluyla bir proje insanlığın faydasına sunulur. Bu işi yapacak olan da eğitimimiz ve eğitim sistemi üzerinde kalp yoranlar ile yine millî eğitim bakanlığımız olur, diye düşünüyoruz.

Bu hususu Bediüzzamanla aynı memleketli olmam dolayısıyla bu bağlamda olan hukukumuz adına da talep etmekteyim.

Dağları birer mektep, hapishaneleri birer medrese yapan bir zihniyet

İnsanlığın faydasına yönelik telif ettiği eserler yüzünden rahat yüzü gösterilmeyen Bediüzzaman, buna mukabil mekân seçtiği ve ömrünün bir kısmını geçirdiği dağ zirvelerinde oraları adeta birer mektep ve yine bırakıldığı hapishaneleri ise birer medrese yapmıştır. Bu insanlığın vesile-i necatına sebep teşkil eden zihniyet ve anlayıştan yararlanma yolunu tercih etmemeyi ülkemiz ve insanlığımız adına büyük bir kayıp olarak görüyoruz.

Projelendirme yönünde nasıl bir program düşünülür?

Dediğimiz gibi ülkemizin ve insanımızın faydasına yönelik Bediüzzaman’ın eğitim modelinin bir proje haline getirilmesi mümkün. Bu işi yapacak olanlar ise, bu hususta bilgi ve beceri donanımına sahip çok sayıda eğitimci, yazar ve akademisyenden yararlanma yoluna gidilebilir.

Şu başlıklar altından oluşturulacak proje, icra safhasına konulabilir:

-Bediüzzaman’ın eğitime verdiği değer

-Öğreten konumundaki fikirleri

-Mektep medrese ilişkileri

-Eğitimin maddî ve manevî boyutları

-Ders kitaplarının muhtevası

-Müfredat meselesi

-Okulların fizikî ve donanımlarındaki kriterler

-İki boyutlu bir varlık olması hasebiyle insanın çok yönlü tahlili yönündeki fikir ve düşünceleri

-Sevk ve idarede esas olan ölçüler.

İnsanının çok iyi yetişmesi yönünde modelde mevcut hususiyetler nelerdir?

Adına Medresetüzzehra dediği, tahakkuka çalıştığı üniversitenin sosyolojik tahlilinin yanı sıra doğru eğitimi tamamıyle ilgilendiren konularda telif ettiği eserlerinde, mevcut eğitim modeli içindeki esaslar projelendirilerek gündemdeki eğitim sisteminin eksiklikleri de göz önünde bulundurularak demokratik bir eğitim sisteminin oluşmasına katkı yapılabilir. Böylece inanıyoruzki ülkemiz ve insanımızın geleceği açısından çok olumlu gelişmeler meydana gelir.

Sayın Millî Eğitim Bakanımız ve bakanlık ilgilileri bu işe ne derler bilemiyoruz, ama bildiğimiz bir şey var ki, o da bu hususta yapılacaklara mukabil ülkemiz ve insanımızın kalp ve ruhlarında taht kuracaklarıdır.

Bundan hiç kimsenin endişesi de olmasın.

Bizden söylemesi…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*