Şehzade Süleyman Paşa (?1357)

Osmanlı padişahlarından ikincisi olan Orhan Gazinin oğludur. Kuruluş Devrinde gerçekleşen ve büyük bir ehemmiyet arz eden fetihlerde, önemli ölçüde emek sahibi olanlardandır. Tarihe “Rumeli fatihi” olarak geçmiştir. Onun kumandası altında bulunan Osmanlı ordusu Bizanslılara yardım vesilesiyle Rumeli’ye geçmiş ve ilk defa bu ordular vasıtasıyla Balkan topraklarına yerleşilmeye başlanmıştır. Balkanlarda birçok bölge fethedildiği gibi, ele geçirilen topraklara Müslüman nüfus yerleştirilmek suretiyle yöredeki hakimiyet kalıcı hale getirilmiştir.

 

Risale-i Nur’dan Zülfikar Mecmuası’nda ismi zikredilmekte ve komutasındaki kahraman askerleriyle yaptıkları fetihlere işaret edilmektedir. Babasından evvel vefat ettiği için Osmanlı padişahı olamamıştır.

Orhan Gazi ve Nilüfer Hatunun oğlu olarak dünyaya gelen Süleyman’ın doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yarhisar tekfurunun kızı olan Nilüfer (Holofira) 1299 yılında yapılan Osmanlı akınları sırasında tutsak alındı. Daha sonra Orhan Gazi ile evlendirildi. Bu gelişmelerden hareketle şehzade Süleyman’ın en erken 1300 yılında doğmuş olabileceği tahmin edilmektedir. Bu tarihten 1316 yılına kadar muhtelif tarihler, değişik kaynaklar tarafından doğum tarihi olarak ileri sürülmektedir. İyi bir eğitim alan şehzade Süleyman ilk defa Gerede’de yönetici olarak hizmete başladı. Babası Orhan Gazi zamanında gerçekleşen İznik ve İzmit fetihlerinde bulundu. Daha sonra kendisine Göynük ve Mudurnu tarafları tımar olarak verildi. O da bir süre bu bölgede bulundu. Karesi fethine katıldı. Edincik, Biga ve Lapseki çevrelerinde yerleşmeye başladı. Böylece Karesi (Balıkesir) Sancakbeyi oldu. Akabinde Bizans İmparatorluğu ve Balkanlarda meydana gelen gelişmeleri takip etmeye başladı. Balkanlarda sıkıntılı dönemler yaşayan Bizanslılar bu tarihlerden itibaren Osmanlı Devleti’nden yardım talep etmeye başladılar. 1346 yılında İstephan Duşan Selanik’i kuşatınca, Bizans İmparatoru Orhan Gazi’den yardım istedi. Süleyman Paşa on bin kişilik ordusuyla ilk defa Rumeli topraklarına geçti. Bizans donanmasının da desteğiyle Selanik kuşatmadan kurtarıldı. Bu başarı Süleyman Paşa’nın Balkanlarda ün kazanmasına vesile oldu. 1352 yılında Sırplar ve Bulgarlarla Dimetoka’da yaptığı savaşı kazandı. Gösterdiği başarı ve yaptığı yardımlarından dolayı Bizanslılar tarafından Çimpi (Çimbi) kalesi kendisine üs olarak verilince buraya asker yerleştirdi. Böylece Osmanlıların Balkanlara yerleşmesi bu üsle gerçekleşmiş oldu (1352). Bursa’ya döndükten sonra Ankara’nın alınmasıyla neticelenen sefere katıldı. Daha sonra tekrar Rumeli’ye döndü. Süleyman Paşa, bir taraftan Bizanslılara yardım, diğer taraftan bölgeyi tanımak amacıyla Balkan içlerine çeşitli akınlarda bulundu. Çevreyi ve halkı yakından tanıma fırsatını elde etti. Bu akınları sırasında yanında bulunan ünlü beyler de başarısında pay sahibi oldular. Bu beylerin de teşvikiyle Rumeli’de yerleşme fikri güç kazandı. 1354 yılında meydana gelen bir deprem Rumeli’ye yerleşme isteğinin gerçekleşmesini kolaylaştırdı. Deprem sebebiyle kaleleri yıkılan bazı yerler kolay bir şekilde ele geçirildi. Marmara Denizinin batı kıyılarında bulun bazı şehirler fethedildi. Bu arada fethedilen yerlere Türk nüfus yerleştirildi. Orhan Gazi’nin Bizanslılarla yaptığı anlaşma gereği Çimpi dahil yerleşilen kaleler boşaltıldı. Ancak, Bizans İmparatorunun tahtından çekilmesi üzerine yapılan anlaşma akim kaldı. Süleyman Paşa önce Bursa’ya giderek babası Orhan Gazi ile yeni durumu görüştü, daha sonra geri dönüp komutanları ve yakın arkadaşlarıyla durum değerlendirmesi yaptı. Bu görüşmeden sonra Çimpi kalesine tekrar dönülerek 1357 yılında kesin bir şekilde Rumeli’ye yerleşildi. Bu tarihten sonra bazı liman şehirleri de fethedildi. Diğer taraftan bu fetihler sırasında Süleyman Paşa’nın oğlunun denizde boğulması büyük bir üzüntüye sebep oldu. Balkanlardaki durumu zamanla sağlama alan Süleyman Paşa, Bolayır’ı üs olarak kullanmaya başladı. Ayrıca Gelibolu kalesini kuşatarak teslim olmaya zorladı. Komutanlarını da Keşan, Malkara ve İpsala’yı almaları için bu havaliye yolladı. Balkanlardaki Osmanlı fetihlerinden etkilenerek korkmaya başlayan Gelibolu tekfuru bir süre sonra bu önemli kaleyi teslim etti. Osmanlı yayılmasına engel olan yerel beyler de etkisiz hale getirildi. Süleyman Paşa, giderek daha geniş bir alana yayılan Osmanlı hakimiyetindeki bölgelere Müslüman nüfusun yerleştirilmesi için babasına müracaat etti. Bu maksatla Karesi bölgesinde bulunan Türkler sözkonusu bölgelere yerleştirilerek buralarda Müslüman nüfusun arttırılmasına çalışıldı. Kasaba, şehir ve köylere Türkler yerleştirildi. Süleyman Paşa, ömrünün en verimli ve faal devresinde, Bolayır civarlarında doğanla avlanırken atından düşerek öldü. Cenazesi Bolayır’a getirilerek burada defnedildi. Tarihe “Rumeli fatihi” olarak geçen, kuruluş dönemi büyük önderlerinden olan şehzade Süleyman kahramanlığı, cesareti, cömertliği ile dikkatleri üzerine topladı. Gaza yollarında hep ön saflarda bulundu. Denizde boğulan oğlu dışında iki oğlu ve iki kızı vardı. Oğulları Rumeli fetihlerinde akıncı beyleri olarak hayatlarını sürdürdüler. Kızlarından biri Candaroğlu Süleyman Bey ile evlendirildi. Süleyman Paşa, başta Bursa, İznik ve Gelibolu olmak üzere fethedilen bir çok yerleşim yerinde cami, mescit, imaret ve zaviyeler inşa ederek sosyal hizmet ve hayır işlerinde de bulundu. Süleyman Paşa’nın ismi Zülfikar Mecmuası’nda zikredilmektedir. Bediüzzaman, Kevser Suresi’ni tefsir ederken burada Cenab-ı Hakk’ın Peygamber Efendimize (sav) yaptığı külli ihsanlara dikkat çekmektedir. Bu çerçevede İslami fetihleri değerlendirmekte ve ayet-i kerimelerin işaret ettiği geniş manaları hatırlatmaktadır. Peygamber Efendimiz tarafından müjdelenen İstanbul fethinin, geniş çaplı fetihlerden biri olduğunu, bunların dışındaki diğer fetihlere de işaretlerin bulunduğunu ifade etmektedir. Kevser Suresi’nde kast edilen ihsanların farklı yansımalarına dikkat çekmektedir. Aynı zamanda bu surede geçen “…elkevser”in ebced hesabıyla 757’ye tekabül ettiğini ve bu tarihin de Süleyman Paşa kumandasındaki kahramanların fetihlerine tevafuk ettiğine işaret etmektedir. Ayrıca, Süleyman Paşa’nın bu fetihleriyle, İstanbul’un İslam hükümetinin tesiri altına girmeye başladığı ifadelerine yer verilmektedir (http://www.bediuzzaman.net/kulliyat/2320.html).

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*