Şerler, gelişmenin lokomotifidir

Bir şey ya doğrudan hayırdır veya neticeleri itibariyle hayırdır, şeytanın yaratılması imtihana sebep olduğu için hayırlıdır. Çocuk, aklı ile doğru şıkkı seçsin diye doğrular arasına yanlış şıklar yerleştirilir, her şık doğru ise imtihanın manası kalmaz. Bediüzzaman, pek çok yerde şerlerde bulunan hayırları gösteriyor. Cüz’î şerler küllü hayırlara ulaşmak içindir diyor.

Selim akılların yanında muhakkaktır ki: Yaratılışta hayır asıl, şer ise tebeidir (dolaylıdır). Hayır küll, şer ise cüz’îdir. Şer, çirkinlik ve batıl ise tebei, mağlûp ve örtülüdür. Şer galip gelse de geçicidir. Hem de sabittir ki bütün mahlûkat içinde en seçkin olarak yaratılan âdemoğullarıdır. Kabiliyetleri ve sanatı bunu ispat eder.

Kâinat ve içindeki mahlûkat, canlı cansız, akıllı akılsız, hepsinin gelişmesi, ilk yaratılma ile başladı kıyamete kadar devam edecektir. Allah, zıtları çatıştırarak terbiye ediyor. Yaratılışta asıl olan hayırdır, şerler de ise, dolaylı olarak hayırlar vardır. Hem de hayır ve şer bizim ölçülerimize göre değil, Allah’a göredir. Bakara 216’da mana olarak, sizler hayır olarak gördüğünüz şeylerde şer, şer olarak gördüğünüzde hayır o- labilir diyor.

Allah, Rabbül âlemindir, bunun manası geliştirerek kemale erdiren demektir. O, geliştirmek için hayırları kullandığı gibi bazen de şerleri kullanır, bizi ikaz eder. Bediüzzaman’ın belirttiği gibi, tarlalara giren sürüyü taş atarak uyarırız, koyunlar yanlış yaptıklarını anlarlar geri dönerler, o taş koyunlar için rahmet olduğu gibi bizim yanlışlarımızdan dolayı Allah tarafından ikaz edilmemiz aynı şekilde rahmettir. Eğer şerler tamamen engellenirse, o zaman hayırlar şerre dönüşür. Savaşta insanlar ölür, elbette bu şerdir, fakat o insanlar ölmezse her şeyimiz elden gidebilir küllü şerler gelir. Şerler, bizim hatalarımız neticesinde yaratılıyorlar. Tarlaya girmeyen sürüye taş atılmaz. (Nisa 79) mana olarak, başa gelen her iyiliğin Allah’tan, kötülüklerinde nefistendir deniyor.

Kâinat zıtlar üzerine kurulmuştur kadın erkek, iyi kötü, güzel çirkin, hayır şer. Bu zıtlardan birini kaldırırsan gelişmeyi durdurursun, artı kutup yoksa eksi kutup bir iş görmez, elektrik olmaz, karanlıkta kalırız. Allah’ın insana en büyük hediyesi nefistir, bu nefis Allah’ın isimlerinin aynasıdır, insan bununla Allah’a yanaşır. O’nun mazhariyetine ulaşır. İnsandan nefis alınınca, insanın kâinatın küçük bir misali ve Allah’ın isimlerinin aynası olması özelliği büyük oranda kaybeder, hayvan mertebesine iner. İnsan nefisle kıyaslama yaparak doğruya ulaşır. Toplum tabakalarından, zıt fikirler ve hür düşünce olursa (olumlu manada) veya zıt düşüncelere söz hakkı verilirse o toplum gelişir. Onun için iktidar her toplumda olur, fakat muhalefet ancak adalet ve hukukun üstün olduğu demokratik toplumlarda olur, derler. Eğer sivil toplum kuruluşlarında da çeşitli fikirler ve hür düşünce varsa, insanlar iyide ittifak eder, en iyisini aramaz, eğer yoksa o zaman iyiler, en iyiyi aramak için ihtilâfa düşerler.

En iyi insan denince, Hz. Muhammed (asm), Hz. Ömer ve Hz. Ali gibi insanlarla kıyaslama yapar, bulması mümkün olmadığından ihtilâfa düşer kendine uymayan her insanı kötüler. Yanlış düşünceler arasında iyi düşünce yoksa o zaman da şeytanın telkini ile en kötü şeyde ittifak ederler, kâinat fesada girer. Bazen lüks mağazalarda kıymetli mallar arasına bir taş veya kütük konur ki insanlar kıyas yapsın o güzellikler görünsün. Onun için insanlar rahatlamak için parklardan ziyade dağ ve ormanları tercih ederler, çünkü buralarda çirkinlikler ile güzellikler karışıktır, parklarda ise çirkinlik yok her yer güzeldir.

Kâinatta yaratılan her şey, şeytan da dâhil olmak üzere hayırdır. Bir şey ya doğrudan hayırdır veya neticeleri itibariyle hayırdır, şeytanın yaratılması imtihana sebep olduğu için hayırlıdır. Çocuk, aklı ile doğru şıkkı seçsin diye doğrular arasına yanlış şıklar yerleştirilir, her şık doğru ise imtihanın manası kalmaz. Bediüzzaman, pek çok yerde şerlerde bulunan hayırları gösteriyor. Cüz’î şerler küllü hayırlara ulaşmak içindir diyor. Bilim adamları kâinatta arılar yok olursa insanlık sona erer diyorlar. Her yaratılan şeyin, küçük büyük, canlı cansız her birinin büyük görevleri, pek çok vazifesi ve hayırlar vardır, hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Bir arıya bir hayvana ihtiyaç olduğu gibi kâinatın çekirdeği olan her çeşit insana ihtiyaç vardır, insanlar küçümsenmez, hataları için uyarılırlar.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*