Sevdiğimiz kadar tazedir ruhumuz

Hayat kısa kuşlar uçuyor demişti Cemal Süreya. Neden uçmuştu kuşlar, kim için ve nereye uçmuştu?

Nedense özlemek ve sevmek deyince Cemal Süreya’nın bu satırları gelir aklıma. Kuşlar sevmiş ve sevdiğini özlemiş, bu yüzden kanat çırpmışlardı gökyüzüne. Velhasıl bana göre kuşlar kanatlarını, sevdiğine feda etmek için çırpmış ve uçmuştu, çünkü hayat kısaydı değil mi?

Bir kelebeğe göre kanat çırptığı kadar, bir insana göre göz açıp kapayıncaya kadar ama hayat herkese göre kısa, ölüm herkese ani ve zamansız. Hayat bu kadar kısayken hayatımızın hangi köşesine sıkıştırmıştık sevdiklerimizi? Belki de özlediklerimizi çoktan çatı katında, tozlanmış raflara kaldırıp unutmuştuk bile. Acaba bu kadar çok kişiyi sevmek ağır mı gelmişti ruhumuza?

Peki, ya ağır gelmişse yanlış mı sevmiştik onları? Sahi kimin için sevmiştik biz? Sevmek nasıl bu kadar ağır gelmişti omuzlarımıza? Çok sevince özlediğimiz, çok özleyince özlemekten tükenip, sevmeyi bırakıp unuttuğumuz kaç kişi vardı hayatımızda?

Ve bütün bu soruları en son ne zaman sormuştuk kendimize? En son ne zaman sevdiğimizi söylemiştik, sevdiğimize… Belki gerek yoktu kendimizce. Kalbimizdekinin dilimize süzülmesine gerek yoktu aslında. Okkalı bir “seni Allah için seviyorum” haykırmalarına da… Ama küçük bir kâğıda yazılan anlamlı bir not bile kâfi gelmez miydi, sevdiğine sevdiğini göstermeye ve hissettirmeye?

Kalbimizdeki muhabbet tohumunu rıza-i İlahiyle sulayıp, muhabbet pınarlarında yıkanmalıyız. “Seven sevdiğine sevdiğini söylesin” hadisinin sıcaklığı ve samimiyetiyle sevmeliyiz birbirimizi.

Sevmeliyiz, hilkatimizin gerektirdiği gibi, kalbimizin titrediği, ruhumuzun doyduğu kadar sevmeliyiz. Bir çiçekte nakşedilen sanatı, küçük bir karıncayı ve sevmemiz gereken her mahlûkatı, kalbimiz el verdiği kadar sevmeliyiz. Sevmek için bir sebep aramadan, fıtratımız “sev” dediği için sevmeliyiz. İlla ki bir sebep arayacak olursak Allah için sevmeliyiz. Çünkü sevdiğimiz kadar tazedir ruhumuz, diridir bedenimiz ve taşlaşmaz hiç kalbimiz.

Sevmeliyiz, bize verilen sevmenin hakkını vererek lâyıkıyla sevmeliyiz. Bu kadar çok sevmeyi okurken ve belki sevdiklerimizi özlemişken dönüp sevdiğimize sevdiğimizi söylemeliyiz. Zira “hayat kısa kuşlar uçuyor”…

Havva Aslan

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*