Şimdi bunlar mescid de ister

Üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kısmen yumuşaması ile birlikte, kanunlu ya da kanunsuz olarak başka yerlerde sürdürülmeye çalışılan yasaklar tartışılmaya açıldı. Baştan beri kanunsuz yasağı savunanlar, üniversitedeki yasağın kısmen dahi olsa yumuşamasına alışmaya çalışırken, kendilerince daha fazla geri adım atmamış olmak için “ilkokulda başörtüsü olmaz” demeye başladılar.

 

Oldum olası başörtüsü yasağını savunmuş kişilerin bu söylemini anlamak mümkün. Çünkü onlar açısından başörtüsü ‘sokakta’ dahi takılamaz. Nitekim bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı yapan Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancioğlu, başörtüsünün ancak evin içinde serbest olabileceğini açıklamıştı. (2002) Elbette bu görüşte olan başkaları da vardır, ama niyetlerini gizlemeyi tercih ederler.

Yasakçıların itirazlarını kabul etmesek de anlamamız mümkündür. Fakat kendileri de başörtüsü yasağının muhatabı olmuş kişilerin hiç gereği yokken ‘ilkokulda başörtüsü olmaz’ demesini ne anlamak, ne de kabul etmek mümkündür.

Konu ile ilgili tartışmalar devam ederken, mütedeyyin aileler de ‘ilkokulda başörtüsü yasak kalsın’ diyenlere itirazlarını yükseltiyorlar. Nitekim, bu konuda olumsuz görüş beyan edenler de geri adım atma sürecine girdiler.

Bir defa daha hatırlatmak lâzım ki, arzu eden; ‘ergen olmadığı halde’ başörtüsü takabilir ve bu şekilde ilkokula da gitmek isteyebilir. Bu talepleri, hele hele cahillikle açıklamaya çalışmak çok yanlış ve bir o kadar da tutarsızdır. Mütedeyyin ailelerin çocuklarını erken yaşta tesettüre teşvik etmesi niçin ‘cahil’lik olsun? Hem, meselâ Avrupa ülkelerinde okuyan ilkokul öğrencileri başlarını örterek okuyabiliyorsa; aynı şey Türkiye’de niçin olmasın? Neticede bu bir talep işidir. Bugün itibarıyla yoğunluklu olarak böyle bir talebin dile getirilmediği doğrudur. Ama bu durum bile ailelerin çocuklarını başı örtülü olarak ilkokula göndermek istemediği şeklinde yorumlanamaz. Aksine, “Aman çocuğuma zarar gelmesin. Öğretmeni notla cezalandırmasın” düşüncesiyle hareket ediliyor. Bunu test etmenin yolu, yasağı sona erdirmek ve serbest bırakmaktır. Serbest bırakın ve bakın bakalım kaç öğrenci başı örtülü olarak ilkokula gidiyor?

“İlkokulda başörtüsü olmaz” diyenler, “okullarda mescid olmaz” da diyorlar. Niçin olmasın? “Başörtüsüne izin verilirse, mescid de isterler” diyenleri duyuyoruz. Okullarda mescidi bugün değil, dün de istedik! Öğrencilerden böyle bir talep gelmesi durumunda buna “hayır” demek mümkün değil. Kim hayır derse, ‘ibadet hürriyeti’ne mani olmuş olur. Bütün okullarımızda, devlet dairelerinde ve ihtiyaç duyulan her yerde mescid de olmalıdır. Tek şart, bu konuda telep olması.

Türkiye’deki bu tartışmalar, KKTC’den de merakla izleniyor. KKTC’de doktor olarak hizmet verdiğini ifade eden bir okuyucumuz, önemli bir bilgiyi bizimle paylaştı. Buna göre, yakın bir süre önce Kıbrıs Rum Kesimindeki ilkokullara başörtülü olarak gidilebileceği yönünde bir karar alınmış ve bu karar şu anda uygulanıyormuş. Düşünün, Kıbrıs Rum kesiminde serbest olan başörtüsü, KKTC’de ve ‘anavatan’ Türkiye’de nasıl yasak olabilir?

Aynı okuyucumuz, Cumhurbaşkanının eşi bayan Gül’ün, İngiltere gibi bir ülkede “ilkokulda başörtüsü olmaz” anlamındaki sözü sarfetmesini de çok yadırgamış. Diyor ki, “Bayan Gül’ün yasağı savunduğu İngiltere’de, ilkokulda okuyan çocuklar başları örtülü olarak okula gidebiliyorlar. Bu sözlere İngiltere’deki Müslümanlar da çok şaşırmış olmalı.”

Bu yanlışı hiç kimse savunamaz. İnşallah, talep olan her yerde, mescid de açılacak, başörtüsü yasağı da sona erecek. Tekrarlayalım ve dua edelim: Her kademede…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*