Şimdi okuma zamanı

İnsanın hayatında en önemli unsurlarından birisi de “zaman” mefhumudur. Bu hususa dikkat çekmek adına, zamanın ehemmiyetinin bilincinde olanlar, haklı olarak daima onun önemini vurgularlar.

‘Zaman’la ilgili olarak ehemmiyeti haklılık kazanan en can alıcı hususlardan biri de, “zamanı okumaya tahsis etmek” meselesidir. Başarılı olmuş, toplum içinde sözü dinlenen, öne çıkan ve mesleklerinde daima aranır insanlar, genelde okumaya önem vererek zamanını çok iyi değerlendirenlerdir.

Evet, nice başarı ve güzelliklere sahip olmanın yolu okumaktan geçer. Bu imkânı elde edip başarmanın bir basamağı da insanın yaşından geçer. Her ne kadar “Okumanın yaşı yoktur” denilse de, yaş unsuru okuma, öğrenme ve kavramada etkili bir husus olarak karşımıza çıkar. Özellikle yaz aylarında, yani tatillerde şu okuma hususunu bir program dahilinde ele alıp çok iyi değerlendirmelidir.
Adına “Risâle-i Nur” dediğimiz iman hakikatlerini okumak, okuduğunu kavramak ve yaşamaya çalışmak bu zamanda artık zarurî bir ihtiyaç halini almıştır. Hayatı anlamlı kılmanın; tertip, düzen, dikkat sonucu gerçek başarıyı yakalamanın önemli bir yoludur Risâle-i Nur hakikatleri. Bu zamanda cereyan eden “dehşetli hadiseler”, “cazibedar fitneler”, “başıboş, anlamsız hayat tarzları”, “inançtan yoksun boş bir ruh hâli”, “maddî ve manevî tehlikeler” gibi menfî unsurlarla boğuşarak olumsuz bir hayat seyri içinde adeta boğulma derecesine gelen insanlığın çıkış yolunun tek reçetesidir Risâle-i Nur.
Hâl ve vaziyet böyleyken, özellikle geçlerin bu tehlikelere maruz kaldığı açıkça görülmektedir. Bütün bu olumsuzlulara mukabil, temiz, düzenli ve güzel bir hayat tarzının Risâle-i Nur’da saklı olduğu, bu hakikatleri okuyan binlerce genç insanlar tarafından dile getirilmektedir.
Bu meselenin gerçekten böyle olduğuna şahit olarak tasdik edenlerden birisi de şu aciz kardeşinizdir. Gençliğimizde marksizmin çukurunda boğulmaktan bizi kurtaran Aziz Üstad’ımıza ve serapa Nur olan Risâle-i Nur’a vefa borçlu olduğumu söyleyebilirim.
Diyorum ki; şu yaz mevsiminde yazı çok iyi programlayarak Kur’ân Hakikatlerini okumak, anlamak ve yaşamak için zamanınızı çok iyi değerlendirin. Van’ın Erek Dağı yamaçlarında, kırk beş günlük katıldığım bir okuma programından çok şeyler öğrendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Hayatının, bütün zorluklara rağmen düzenli bir okuma içinde seyrettiğini gördüğümüz Aziz Üstad’ımızın bu hususiyeti bize örnek teşkil etmelidir.
Yanında bulunan talebelerinin bu hususta anlattıkları oldukça manidardır:

* “Bu zamanda takvanın ve kendini muhafazanın yolu, kesin tecrübelerle söylüyorum ki, derse devam ve eserleri mütefekkirane okumaktadır.” (H. Yahyagil, S. Şahitler, 1:449)

* “Üstadımızı boş dururken hiç görmedik. ‘Geliniz, biriniz bana ders okuyun, biriniz suya gidin, biriniz de yoğurt, yumurta bulun, yemek yapın’ derdi. (…) Gidip gelirken yollarda, Üstadımız, ders okutturur, dinlerdi. Çam Dağı’na çıkarken de okuttururdu. ‘Maşaallah, çok güzel istifade ettik seyyar medresemizde’ derdi.” (B. Yüksel, S. Şahitler, 3: 51)
Haydi gençler durmayın.
Yazı yaz okumalarıyla programlamaya ne dersiniz.
Şimdi okuma zamanı diyoruz.
Kalın sağlıcakla.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*