Siyasette yeni arayışlar

Siyaset Günlüğü

alt16 Nisan siyaset üzerinde tam bir travma etkisi yaptı.

İktidar cephesi yangından mal kaçırır gibi hareket ediyor.

Tüm tenkitlere kulak tıkanmış vaziyette.

Tek adam üzerinden bir sinerji yapmaya çalışıyorlar, ama iş o kadar kolay değil.

İktidar cephesinde işler kolay düzelecek gibi gözükmüyor.

Ya muhalefet?

Ana muhalefet de çok rahat değil.

Kurultaylar partisi olarak da bilinen ana muhalefet yine içe döndü.

Sayın Kılıçdaroğlu her ne kadar tatlı sert tehditvari bir tavır takınsa da, yılların getirdiği güvensizlik probleminin aşılması çok zor gözüküyor.

Zaten iktidarı ayakta tutan en önemli etkenlerden birisi de ana muhalefet partisinin bu durumu.

Sanki iktidar ile ana muhalefet ikiz kardeşler gibi.

Sürekli birbirlerini besliyorlar.

Bu durum da ülke siyasetinin önünü tıkıyor, demokrasi liginde küme düşmemize vesile oluyor.

Elbette ki bu sürdürülebilir bir vaka değil.

Bu da siyasette yeni arayışlara kapı aralıyor.

Bu günlerin en önemli gündem maddesi bu.

Zira yüzde 49 bir hayır kitlesi var.

Bu kitlenin 25 puanı ana muhalefetin hanesine yazılsa geriye yaklaşık 20-25 puanlık bir seçmen grubu kalıyor.

Hiç de az değil.

Eğer düzgün bir alternatif olursa bu rakam daha da yukarılara çıkar.

Bundan hiç şüpheniz olmasın.

Ancak bu günün şartlarında yeni bir alternatif oluşturmak de öyle hiç kolay değil. Karşıda iktidar için hiç bir değer tanımayan, her türlü manipülasyonu yapabilecek, devletin ve yargının gücünü her türlü şartta kullanmaktan çekinmeyecek, tüm basını elinde tutan bir siyasi akım ve onun başında bir Reis var.

Bu noktada mukabele hiç de kolay değil.

Fakat yine de ümitsiz olmamak lazım.

Şayet iyi bir kadro kurulabilir ve hak, hukuk, demokrasi, adalet gibi değerler etrafında bir birliktelik sağlanır ve mesele şahsi çıkarlara alet edilmez ise pekala sonuç alınabilir.

Bu da her şeyden önce samimiyet gerektiren bir durum.

Bu noktada Meral Akşener sorusu akla geliyor.

Yani bu yeni oluşumu Sayın Akşener ve ekibi yapabilir mi?

Evet, Sayın Akşener hayır oylarının bu rakamı bulmasında mühim bir rol oynadı.

Halkta ciddi bir karşılık buldu.

İktidar tarafından yapılan tüm engellemeler bunun açık delili.

Ancak Akşener ve ekibinin daha geniş bir kitleye hitap etmesi gerek.

Sadece milliyetçi bir cephe içinde bir görünüm sağlanır ise bu durumu zayıflatır.

Eğer bu ekip demokrat manasında, demokrasinin temel değerleri etrafında geniş bir kadrolaşma yapabilir ise, toplumun bir çok kesimini kucaklayacak ve siyasette ciddi bir alternatif olabilecektir.

Zaten Sayın Akşener de eskiden Demokrat akımın içinden gelmiş ve İçişleri gibi çok mühim bir bakanlığı üstlenmiş birisidir.

Hal böyle olunca demokrat bir lider olacak olan Akşener kimse tarafından yadırganmaz.

Hatta ciddi bir destek görür.

Öyle ise biraz çabuk hareket etmek gerekiyor.

Baskın bir erken seçime yakalanmadan yeni oluşumu tamamlamak lazım.

Yoksa bu sefer gerçekten “atı alan Üsküdarı geçer,” haberiniz olsun.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*