Siz kavga edince çok korkuyorum

Anne babanın birbiriyle olan ilişki ve iletişimi çocuğun kişilik gelişiminde önemli bir kaynak oluşturur. Daha anne karnındayken, dışarıdaki olay ve stresleri fark eder. Annenin sıkıntıları, üzgün ve yorgun olması anne karnındaki bebeğin ruh halini ve davranışlarını etkiler. İşte bu yüzdendir ki, hamileliği sürecince yoğun stres ve üzüntü yaşayan annelerin bebekleri çoğunlukla doğdukları zaman sıkıntılı ve gazlı olurlar.

Sebebi bir türlü bulunamayan ağlama nöbetleri, uykusuzluk ve öfke hali de hamilelik sırasında annenin yaşadığı olumsuz duygular sebebiyle olabilmektedir.

Anne karnındayken, annenin ve ortamın etkilerini hisseden çocuk doğduktan sonra da aile içindeki duygusal olayların ve tepkilerin farkına varır. Ağlayan ve bağıran birinin yanında ağlar ve huzursuzlaşırlar. Anne babanın ve evin genel ruh halinden etkilenir. Anne baba kavga ettiğinde ve birbirlerine bağırdıklarında o da ağlamaya, hırçınlaşmaya başlar. Hatta emmekte bile zorlanır. Hem açtır ama yine de huzurla emip rahatlayamaz. Annenin sıkıntısı ve olumsuz enerjisi çocuğu da etkiler.
Çocuk büyüdükçe anne babanın arasındaki ilişkiyi daha fazla anlamlandırmaya başlar. Önceleri sadece bir his halindeyken, büyüdükçe konuşulanların içeriğini de anlar. Duygularıyla hissettiği gerginliği fark etmeye ve tanımlamaya başlar.
Aile içinde ara sıra çatışmaların olması kaçınılmazdır. Eşler arasındaki hafif tartışmalar çocuk için fazla örseleyici olmaz. Ancak bu durumun sık sık tekrarlanıyor olması, şiddet kullanılması ve eşlerin birbirini tehdit etmesi çocuğun ruh sağlığı açısından zararlı sonuçlar doğurmaktadır. Birbirini terk etmekle, zarar vermekle ya da evden kovmakla tehdit etmek çocuk üzerinde travmatik etki yapmaktadır.
Eşler arasındaki kavgaların başkalarının önünde ve kontrolsüzce yaşanması çocuğun korkularını daha da artırmaktadır. Anne ve babayı kaybetme, yalnız kalma, yanında kimsenin olmayacağı korkularını pekiştirir. Sürekli kavga ortamında büyüyen çocuklar ciddi güven sorunları yaşarlar. Hayatın içinde güçsüz ve emniyetsiz hissederler. İnsanlara güvenmekte zorlanırlar. Kendi yeteneklerini göstermekten kaçınırlar. Hep eleştirileceklerini ve beğenilmeyeceklerini sanırlar.
Arkadaşlık kurmak ve devam ettirmek konusunda çekingen davranırlar. Yeni arkadaşlıklar kurmak onun için kolay değildir. Zor güvenirler ve çabuk kırılırlar. Sürekli kavga ve çatışmaya şahit olarak büyüyen çocuklar, sağlıklı aile ortamında büyüyenlere nazaran daha kırılgan ve hassas olurlar. Küçük bir başarısızlıkta çabuk yıkılırlar, mücadele etme ve devam etme arzuları kısa sürer.
Özgüvenleri dışarıdan gelen onaya göre değişir. Takdir aldıkları zaman kendilerini iyi hissederler ama en ufak bir eleştiride dağılıp, incinirler. Oturmuş ve kalıcı bir özgüven oluşturmakta zorlanırlar. Bu durum çoğu zaman ileriki yaşlara kadar, kişinin hayatında engelleyici faktörler olarak varlığını sürdürmeye devam eder.
Aile içinde anne baba kavgasına sürekli maruz kalarak büyüyen çocukların bir kısmı öfkelerini kontrol etmekte zorluk çekerler. Kızdıkları ve engellendikleri zaman öfkeli ve saldırgan tepkiler gösterirler. Genellikle kardeşlerine ve okulda kendilerinden daha zayıf olan arkadaşlarına şiddet uygular, kavgacı tutumlar sergilerler. Evde tanık olunan öfke daha kolay aktarılabilecek alanlarda uygulamaya koyulur.
Anne baba kavgasına şahit olan çocuklar okul başarısında düşüşler yaşayabilirler… Özellikle dikkat ve konsantrasyon gerektiren dersleri anlamakta zorluk çekerler. Okuldayken evi ve anne babayı düşündükleri için dersi dikkatli dinleyemezler. Okuldayken evi ve anne babayı düşünmek zaten var olan kaygılarını daha da artırır.

-Ya annem ağlıyorsa?
-Ya babam anneme vurduysa?
-Annem ben okuldayken babamla tartışıp, beni bırakıp giderse?
Diye kaygılı düşünceler yaşamaya başlar. Bu emniyetsiz ve güvensiz ortam çocuğun kader algısını ve hayata karşı duruşunu da etkiler. Hayatın içinde kendini yalnız, çaresiz ve güvensiz hisseder.
İşte bu sebeple çocuğun yanında ve gözü önünde şiddetli tartışmalar ve kavgalar yapmamaya özen gösterilmelidir. O anlamaz, küçüktür, çabuk unutur diye düşünmek hatalı olur. Çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren yaşadıklarını ve gördüklerini bilinçaltına kaydederler.
Eğer çocuk anne baba arasındaki kavgaya şahit olmuşsa, ona bu konuda açıklama yapılmalıdır. Onunla konuşmak içindeki korkuları azaltacaktır. Açıklama yaparken eşler birbirini suçlamadan, eleştirmeden anlatmalıdır.
Çocuktan hakem olması ve taraf tutması da istenmemelidir. Bu durum çocuğu diğer ebeveyne karşı öfkeli ve tepkili yapacaktır. Özellikle annelerin kızlarını bu konuda sırdaş seçmeleri ve babayla yaşadıklarını ona anlatmaları, adeta ondan yardım istemeleri ve medet ummaları çocuğun kimlik duygusunun gelişiminde ciddi sorunlara yol açabilir. Yaşı çok küçükken büyüklerin dünyasının ayrıntılarına maruz kalmak çocuğun yüreğini yorar, enerjisini tüketir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*