Şoför Hamdi Ağbi’den Hayat Dersi

Şoför Hamdi Ağbi’yi (Yeşildağ) ebediyete uğurladık. Sıradan bir şoför değildi o. Bütün bir gün üzerinde emek sarfedilen Yeni Asya’yı Anadolu’ya yetiştirmek üzere arabaya bizzat yükler, havaalanına uçarcasına giderdi. Hızı meşhurdu. Kaç kez polise yakalandığını kendine has mizahi şivesiyle anlatır, birlikte gülerdik.
Bir keresinde kaza yapmış, ertesi gün yara bere içinde direksiyonun başına oturmuş vazifesine kaldığı yerden devam etmişti.

İttihat, Yeni Asya, Yeni Nesil ve Tasvir… Sonra emeklilik.Aslında bir kenarda “emekleme”yi kabullenemedi. Devamlı gazeteye gelmesi bundandı. Bir bahaneyle gelir, muhabbet eder giderdi.

*

Hiç değişmedi. Değişimi de sevemedi.
Gazetenin yavaş yavaş “kurumsal” bir yapıya dönüştüğünü görünce ve o samimiyetin/muhabbetin yerini “resmiyet” alınca gelmesi seyrekleşti.
Çünkü “ağbi-kardeş” ortamının yavaş yavaş kaybolduğunu gördü.
Makam odalarını sevmez, eğer odaya girdiyse yüzünü ekşitir ve söylenirdi, “Şu hale bak, adam mı oldun?” der mümkün olduğu kadar oturmaz, kaçarcasına uzaklaşırdı.

*

“Beyefendi” kavramları bıçkın ve dobra Hamdi Ağbi’ye göre değildi. Bu yüzden Yeni Asya’ya geldiğinde, birinin tavırları değişti mi hemen yaftayı yapıştırırdı, “Yağcı!” Tatlı/sert makaraya alırdı. Aslında işi mizaha dökerek değişime kafa tutardı. “Ben hepinizin çocukluğunu bilirim. Müdür oldunuz bari adam da olun” derdi.
Hasbiydi, harbiydi.
*
Yazılarımı zevkle okuduğunu söylerdi Hamdi Ağbi… Sonra şımarmayayım diye uyarırdı, “Adam gibi yaz!”
Bir keresinde kolumu sıktı, kulağıma eğildi, “Bana bak, hanımını üzmeyeceksin!”
Ben de, “Hayrola sen üzüyor muydun?”
“Karıştırma… Gençliğinde üzersen, yaşlılığında intikam alırlar” dedi. Kahkaha ile gülüştük. Sonra cümlesini tamamladı, “Eskiden böyle miydim, bir görsen şimdi hanımın karşısında pamuk gibiyim. Hakiki nurcu kılıbıktır. Yani nurcular eşlerini üzmez, ev işlerinde hep yardım eder, hanımını sevindirir ki, hanımı da onları sever.”
Sadece mesleğiyle ilgili değil, hayatla ilgili tecrübelerini aktarırdı bize.

*

Vefat haberini bir haber programında duydum. Cenazesinde eski/yeni dostlarla buluştuk. Şoför Hamdi ağabey 23 yıla yakın rahatsızdı ve uzun süre tedavi görüyordu. Şimdi hakiki dostları tarafından uğurlanıyordu. Hakkımızı helal ederken cenazeye iştirak eden dostlarımıza, ağbilerimize baktım.

Ali Demirel ağbiyi görünce ellerine sarıldım. Mehmet Fırıncı ağbi ile ayaküstü sohbet ettik. Adını buraya yazamadığım ağbilerimle hasbihal ettik. Cenaze yeri değil, adeta ders sonrası bir veda gibiydi bizimkisi.Hamdi ağbinin hizmette verdiği çaba boşuna değildi. “Hakkınızı helal edin” nidasına elbette “Helal olsun” dedik ardı sıra… Bu “helallik”ler ahirette ona şahitlik edecek, hizmette çalıştığı döneme tanıklık edecek. Allah gani gani rahmet eylesin.

GÜZEL SÖZ:

“Dünya 3 günlüktür. Dün, bugün ve yarın. Dün geçti, yarının geleceği belli değil, öyleyse bugünün kıymetini bil.” (Hz. İsa)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*