Şok “operasyon”lar

Türkiye “şok operasyonlar”la sarsılıyor.

Aslında Türkiye’de öteden beridir “operasyon” yapılıyordu: Estetik operasyonları!

Kadın programlarının vazgeçilmez sunucularının yüzlerini görmüşsünüzdür:

Şişik dudak, botoks surat ve perukla “şirin” göründüğünü sanan programcılara, birileri bunlara “asıl şimdi çirkinsin” demeli…

Allah her türlü canlıyı en mükemmel şekilde kusursuz yaratmıştır. İnsanı da ekmel bir şekilde yaratarak yeryüzünün bir halifesi yapmıştır.

Güzellik aslında “göreceli” bir kavram, belki bu yüzden insanlar bu tanımı yaparken zorlanıyor. Aslında Allah’ın yarattığı her mahlûk bir sanat şaheseri olarak kabul edilir. Güzellik, Kâinatın Yaratıcısının insanlara sunduğu ihsanlardan biridir.
*

Tarihe baktığımızda özellikle kadınlar “güzelleşmek” uğruna çeşitli yöntemler uygulamış ve denemiş.

Ancak “güzellik hülyalarına” kendini kaptıran modern insan, makyaj setlerinden kendini kurtarırken, hayatı pahasına bıçak altına yatmaktan kendini alamamış.

Bıçak altına yatarak güzelleşmeye çalışan “estetik” meraklıları, ameliyat masasından kalkıp aynaya baktığında korkunç görünümlü bir canavara dönüştüğünü fark etmiyor bile.
*
Ya erkekler?

Artık adam gibi adam bulmak zorlaştı. Ekranda ya “efemine” tipler yahut kaşları alınmış, dudakları şişirilmiş, çene kemikleri zımparalı erkek tipleri revaçta.
Michael Jackson ölmeden önce, güzel görünmek uğruna onlarca kez estetik ameliyatı geçirmişti. Estetikler hiçbir zaman ona mutluluk getirmedi, ölümüne kadar çöküş yaşadı.

Geçenlerde “Kanaltürk”te “Get Carter” filmini izlerken Rambo ve Rocky filmleri ile ünlenen Slyvester Stallone’un bile yüzünün deforme olduğunu gördüm. Eski yüzünden eser kalmamış. Kaşlarını aldırmış, elmacık kemiklerine dolgu yaptırmış, dudağın üst kısmını botokslamış. Kaslar zaten ilâçlarla şişirilmiş. Hollywood’un güç sembolü sayılan kas yığını Rambo bile estetikli… Hem de hormonlu. Stallone’un vücut fonksiyonları zamana karşı direnemediği için, dağılan yüzünü “sun’î dolgular”la toparlamaya çalışmış.
*
Hollywood ünlülerinin fotoğraflarının çoğuna baktım, inceledim. Hepsi birer yaşayan “zombi”ye dönüşmüş. Onlar fıtrî halleriyle ünlü oldu. Ancak ününü pekiştirmek için fıtratlarını bozdular. Artık onlar hayran olunası insanlar değil, korkunç bir canavara dönüşmüş plastik yaratıklardan ibaret.
*
Estetik uzmanlarına göre estetik müdahale yaşı 40 civarı. Bugüne kadar çok sayıda sanatçı geçinenler ve iş çevreleri özellikle yüzünü gerdirmiş.

Estetik Cerrahi Uzmanı Fuat Kurşun diyor ki; “Popülerliğe alışkın ve ilgiyi üzerinde tutmaya çalışan insanlar konumlarını kaybetmek istemiyor. Özellikle sanatçılar.” (Aksiyon)

Estetisyenlerin ya da estetik cerrahlarının ofislerini dolduranlar önce psikiyatrik tedaviden geçmeli. Psikiyatr Doç. Dr. Armağan Sabancı’ya göre ise durum biraz karışık; “Özellikle sanatçılar sürekli beğenilme ve sevilme isteği duyarlar. Bu onları doğal yaşam sürecinden çıkarır. Dolayısıyla belirli bir zamana takılıp kalırlar. Gençlik, güzellik, popülerlik ve takdir edilme gibi avantajlar sağlar. Bu onların gıdası gibidir. Ruhsal olarak bu döneme takıldılarsa beden olarak da o dönemde kalmaya çalışırlar. Genelde gözlenen bir ‘yaşlanmayı red’ pozisyonu var. Bu, takıntının aşılamamış halidir” diyor (a.g.d.).
*
Hâsıl-ı kelâm:

“Güzellik” kavramı keyfe göre “biçim değiştirmek” değildir. Fıtrî olan ne varsa güzeldir. Çünkü yüze vurulan neşter darbesi, kişinin yüz simetriğini doğrudan bozar. Korkunç hale getirir, getiriyor da… Görünen o ki, estetiğe bulaşan her kim ise, ceremesini de peşin peşin çekiyor demektir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*