Bugün de olacak “dün”!.
Sardı rûhumu hüzün..
Son teravih, son sahur!
İlahî takvim budur!
Bir orucum daha var,
Ve sonunda bir iftar!
Ve hepsi bu kadar mı?
Yoksa dahası var mı?
Var, bir ORUÇ daha var..
Ve ebedî bir iftar!
Bu dünyada yaşarken,
Ve henüz fırsat varken;
Yasaklardan kaçalım,
İlim, irfan saçalım!..
Mânen oruç tutalım,
Ve nefsi avutalım..
Zevke kâfidir helal,
Daire bu, burda kal!..
Ne istersen var, ama;
Meyletme hiç harama!..
Ey nefsim, haddi aşma!
İlahî yoldan şaşma!..
Serkeş nefsini avut,
Hazlarına gem vur, tut!
Sürsün bu ömrün kadar,
Ölümün olsun iftar!..
İç ecel şerbetini,
Gör sonsuz Cennetini!
Bu öyle bir mükâfat,
Tarif edilmez fakat!
Hakk yolunda yürürsün..
Ve ölünce görürsün!..
Senin ebedî Cennet!
Elemsiz zevk ve lezzet..
Benzer konuda makaleler:
- “Dine hizmet ettim” diye gururlanma
- Bediüzzaman önce kendi nefsine hitap eder
- Ecel Hâlık-ı Zülcelâl’in elindedir
- Ramazan ayı yaklaşıyor
- Ağlatan soru
- Bir sahife çevir
- Son pişmanlık fayda etmez!
- Avusturya Başbakanı iftar verdi
- Bursa’da bir kardeşlik iftarı
- Ey nefsim!
Eğitimci – Şair – Yazar
İlk yorum yapan olun