Sosyal medya hastalıkları

İçinde bulunduğumuz modern zaman, insanlarda hem zihnî hem de ruhî dengesizlikleri beraberinde getirdi.

Yediğimiz gıdalarla birlikte vücudumuzdaki “metabolizma” dengeleri alt-üst olurken, modern zamanın getirdiği dijital hayat da zihin kontrolümüzü yavaş yavaş ele geçirdi.

Kimi zaman “algı” konusunda bildik düşüncelerimiz de raydan çıktı.

Şöyle kendimizi yoklayalım;

Bir cep telefonu olmadan ev ziyaretine gitme cesaretimiz var mı? Belirli adrese bile giderken, mutlaka tarif almak için tekrar tekrar “cep”i kullanıyor, verilen adrese gidene kadar telefonu elimizden düşürmüyoruz.

Cepsiz yaşamak mümkün görünmüyor. Peki geçmişte nasıl yaşıyorduk? O tarafını düşünmek bile istemiyoruz, hatta o zaman mevhumu zihnimizde muamma. Hatırlamıyoruz bile!

Ya internet?

Daha şunun şurasında hayatımıza yeni girdi. Ama hiç çıkmaya niyeti yok.

Sağlık olsun. İnterneti doğru kullandıktan sonra problem yok.

Ama ya kullanamayanlar?

Evet, ne yazık ki, değişen zamanla birlikte internet kendi “hastalığı”nı üretti.

İsimleri de yeni: Fomo, Photolurking, enfornografi, siberhondri, Nomofobi, Cheesepodding vb.

Detaylandıralım.

Fomo: Sosyal medyada paylaşım sitelerinde geride kalmaktan korkma. Bu hastalığı maruz kişiler diğerlerinin daha güzel vakit geçirdiğini ve daha çok bilgiye sahip oldukları hissine kapılıyor.

Nomofobi: Akıllı telefonlardan mahrum kalma korkusu. Gittikleri her yerden ve her şartlarda sosyal ağlara bağlanmak isteyenler, telefonsuz nefes alamadıklarını ve yalnız kaldıklarını düşünüyor.

Siberhondri: Bu hastalığa yakalananlar her türlü hastalık belirtisinde ekran başına geçip dertlerine çare arıyorlar. Profesyonel yardım almak yerine, sürekli şifalı otlar hakkında yazılanları ve ilâç prospektüslerini okuyor. Kendi kendini tedavi etmeye kalkıyorlar.

Photolurking: Sosyal paylaşım sitelerinde saatlerce başkalarının fotoğraf albümlerine bakma hastalığı.

Ego sörfü: Herkes en az bir kere adını arama motoruna yazmıştır. Fakat bu hastalıktan şikâyetçi olanlar düzenli aralıklarla internette kendi isimlerini aratıyor ve hakkında paylaşılmış her veriyi defalarca okuyor.

Enfornografi: Bilgi açlığını internette dindirmeye çalışmak. Kitap okumak yerine sürekli internette bir şeyler okuyan ve hatta kaynak gösterilmemiş bilgilere inanan kullanıcıların hastalığıdır bu.

Cheesepodding: Bu sözcüğün Türkçe’de tam karşılığı yok. İnternetten sürekli şarkı ve video indirip arşivleyenlerin yaptıkları eylem olarak tarif edilebilir. (The New Scientist Magazine)

Sosyal medya sosyal hayatımızdan çalarken, hayatımızı dönüştürüyor. Bir yandan da yeni hastalıklar üretiyor.

Sanki internet hayatımızda bir milât olmuş; internetten sonra (İ. Ö), internetten sonra (İ. S.)

Hepimize şimdiden “geçmiş olsun.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*