Şükür Döndü Tırımız

Şükür döndü Tırımız, tamamlayıp turunu,

Yaydı bütün cihana, Risâle-i Nur’unu.

Zaten bu idi gaye, Nurlara ayna olmak,

Millete bir şevk verip, onlardan şevkle dolmak.

Maksat hâsıl olmuştur, mâ’kes buldu hakîkat,

Gidilen her bir yerde, ayrı ayrı serenat.

Alkışlar, gözden yaşlar, kardeşler arkadaşlar,

Hepsi Tırın önünde; resim çekmeye başlar.

Hasretmiş Üstadıma Anadolu erleri,

Hep bağrına bastılar, mukaddes değerleri.

Gidemediği yerlere, şimdi gitti Üstadım,

O karanlık devirler, artık bitti Üstadım.

Sürgün sürgün sürülmüş, ümidi yitirmemiş,

Alıp dertli başını; gidiyorum dememiş.

Mezar-ı müteharrik bedbahtlar çekip gitti,

Yeni nesil geliyor, o muzlim küsûf bitti.

Edirne’den Van’a dek, uzun yollar kat ettik,

O nurlu menzillerde, o günleri yâd ettik.

En büyük meydanları, sana tahsis ettiler,

En yüksek gür sadâyı, seslice söylettiler.

Açık hava dersini açık açık yaptılar,

Yoldan gelip-geçene; Üstadı anlattılar.

Çok güzel hizmet oldu; hâzâ min fazli Rabbi,

Bu güzel hizmetleri, zâyi etme ya Rabbi.

Yolları açık olsun, yol alsın bu Tırımız,

Yurt dışına ulaşsın, son bulmaz yollarımız.

Tüm dünya insanları; Üstadı duymak ister,

Yâ Rab! Gözleri aç, halâskâr Nur’u göster.

Şu muzdarip insanlık, imanla şereflensin;

Manevî reçeteyi; muhtaç olana versin.

Bu Tırın türküsünü; beste, güfte yapalım,

Üstada muhabbetle; temennâlar çakalım.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*