Taaddüd-ü zevcat üzerine

“Taaddüt-ü zevcat” olarak tanımlanan İslâmdaki dörde kadar kadınla evlenebilme “ruhsat”ı geçmiş zamanda olduğu gibi günümüzde de Müslümanlara yöneltilen eleştiriler içerisinde yer alır. Kadın konusundaki tenkit noktaları özellikle; çok evlilik, dayak, tesettür, miras hakkı, şahitlik meseleleri etrafında dolanır durur, klişeleşmiştir artık.

Geçtiğimiz günlerde, kimi milletvekillerinin “kaset istifaları” eşliğinde İslâmda çok eşlilik konusu, seçim arefesinde yeniden gündeme taşındı. İslâmın bu hükmü ard niyetli oryantalist bakış açısına sahip olanlarca Müslümanları küçük düşürme adına alay ve tenkit konusu oldu.
Oysa ki, çok eşlilik “emir” değil, “izin”dir. Hadis-i şeriflerde öyle ağır kurallarla sınırları çizilmiştir ki, nüktedan bir akademisyen olan Dr. Hüseyin Aykut’un Ufuk Turu 8 Toplantısında ifade ettiği gibi “Bu hadisleri okuyunca bırak ikincisini, üçüncüsünü almayı, insanın evdekini bile geri gönderesi gelir!”
Ne yapalım ki, Müslüman erkeğin para ve gücü eline geçirmesi, iktidar hırsı Cenneti dünyada yaşamaya özendirir. Arzularını, heveslerini kitabına uydurmaya çalışır! Bu da dünyevîleşen erkeğin zaafıyla imtihanıdır!
Eşcinselliğin, zinanın, çöpe atılan bebeklerin, sokak çocuklarının sayısının hızla arttığı günümüzde imtihanlar da çeşit çeşit!

NİSA SÛRESİ

Konu ile ilgili âyet Nisa Suresinin 3. âyetidir.
Dilerseniz âyet inmeden önceki durumu görelim:
Günümüzde sefih medeniyetin kadına bakış açısı gibi, Cahiliye döneminde de Araplar arasında kadın “mal” olarak değerlendiriliyordu. Erkekler diledikleri sayıda kadınla evlenebiliyorlardı.
Bazen de himayelerinde bulunan yetim kızların malına veya güzelliğine göz dikerek başkasıyla evlendirmeyip kendi nikâhları altına alıyorlardı. Fakat onların ne mehirlerini hakkıyla verir, ne de insan gibi muamele ederlerdi. Çok eşlilikle ilgili âyet işte böyle bir ortamda nüzul etti. Yetimlerin ve kadınların hakları âyetle insafsızlıktan kurtarıldı. Erkeğin nikâhı altına alabileceği kadın sayısı dört ile sınırlandırıldı. Bununla beraber hanımlar arasında adaletle muamele etmek her halükârda bir şart olarak konuldu ve tek kadınla yetinmenin adalete daha uygun olduğu açıkça bildirildi.
İşte böyle bir ortamda indirilen Nisa Sûresinin üçüncü âyeti sınırsız sayıda nikâh birlikteliğini dört ile sınırlandırmıştır.
(Kur’ân-ı Kerim ve Açıklamalı Meâli, Yeni Asya Yayınları, 1989, s. 76)
Bediüzzaman Hazretlerinin eşsiz ifadesiyle söylemek gerekirse:
“Şeriat bir taneden dörde çıkarmamış, belki sekiz dokuzdan dörde indirmiştir… Bazı noktada şer olsa da ehven-i şerdir. Ehven-i şer ise bir adalet-i izafiyedir… Âlemin her hâlinde hayr-ı mahz olamaz.” (Münâzarât, s. 292)

PEYGAMBERİMİZİN (ASM) EVLİLİKLERİ

İslâmda çok eşlilik konusu açıldığında ilk sorulanlardan birisidir bu.
Lâfı uzatmaya gerek yok. Peygamberimizin (asm) hayatı bu konuya verilecek en güzel cevaptır. Bediüzzaman’ın tabiriyle, Peygamberimiz (asm) gençliğinin en güzel dönemlerini, “kemal-i iffet ve tamam-ı ismet ile Haticetü’l-Kübra gibi ihtiyarca birtek kadın ile iktifa ve kanaat ederek” geçirmiş, ondan çocuk sahibi olmuştur.
Bu durum kırk yaşından sonraki, yani nefsânî duyguların sükûneti, tevakkufu dönemindeki evliliklerinin nefsanî değil ve başka önemli hikmetlere dayandığının en bariz delilidir.

EZVÂC-I TAHİRAT

Bu hikmetlerden birisi şudur ki; Peygamberimizin (asm) ev hayatındaki hususî hallerini, aile içindeki türlü tavırlarını biz hanımlarından öğreniyoruz. Aile hayatının türlü aşamalarında yerken, içerken, uyurken, yatarken, gece ibadet ederken… Peygamberimizin (asm) hadislerini rivayet edenler “ezvac-ı tahirat” olarak tanımlanan, farklı kişilik özelliklerine sahip, farklı sosyal çevrelerden gelmiş bu seçkin hanımlar Peygamberimizin (asm) ev ortamı içindeki hallerini, tavırlarını, sözlerini bizlere ilk ağızdan aktarıyorlar. Bediüzzaman Hazretleri Peygamberimizin (asm) çok evliliğinin hikmetlerini anlatırken “Esrar ve ahkâm-ı dinin [dinin hükümlerinin] hemen yarısı belki onlardan geliyor. Demek bu azim vazifeye bir çok meşrepçe muhtelif ezvac-ı tahirat [iffetli zevceler] lâzımdır” diyerek bu tabloyu özetliyor. (Hanımlar Rehberi, Yeni Asya Neşriyat, Mayıs 1991, s. 71)
Ezvac-ı tahirat: Hz. Hatice, Hz. Sevde, Hz. Ayşe, Ümmü Seleme, Ümmü Habibe, Hz. Zeyneb, Hz. Safiye, Hz. Hafsa…
Şeriatın aile hukukuna dair hükümlerini onların rivayet ettikleri hadislerden öğreniyoruz…

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. islamda asıl olan tek eşlilikse,peygamberler neden asıl olanla amel etmemiştir.çok eşliliğe karşı olanlar,islamın,taaddüdü zevcatı emretmediğini,izin verdiğini söylüyor,islam 1.evliliği de emretmiyor,öyleyse insanlar 1.yi de mi evlenmesin.bazıları 2.yi 3.yü almanın ,kişinin cinsel azmasından diyor,insan 1.ile evlenirkende sırf cinsel dürtülerinden dolayı evlenir,hiç kimse,tüh bu yaşa geldik hala çocuk sahibi değilim demez.imam nikahıyla gizli yaşayanı zina ediyormuş kabul ediyorlar.halbuki bunlar,toplumsal baskıdan dolayı gizliyorlar,hiç bir toplum,allahın helalini haram kılamaz.bu mantığa göre haşa peygamberimizin 8 tane metresi mi vardı.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*