Tebliğde müsbet hareket (1)

Bugün, bir kısım “dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan” ve İslâmın ruhunu kavrayamamış kesimler; maalesef güya “İslâmiyeti müdafaa ediyorum” diye, olumsuz tavırları ve şiddete dayalı tepkileriyle, hatta perde olmalarıyla dine en büyük zararı vermektedir.

20. asrın gerek başlarında, gerekse ortalarında Ortadoğu’da, sair İslâm ülkeleri veya Batı ülkelerinde İslâm adına sergilenen menfî hareketler, şiddete dayalı tepkiler; dine büyük zararlar vermiştir, vermeye devam ediyor. Eğer, Bediüzzaman’ın Türkiye’deki gibi ortaya koyduğu müsbet hareket benimsenseydi; Mısır, Cezayir, Tunus gibi İslâm ülkelerinde belki de şiddet yaşanmayacak, oralar kan gölüne dönmeyecekti.
Bediüzzaman’ın tebliğ/irşad metodu, geçmiş devrelerdeki irşad halkasında yer alan İmam-ı Rabbanî, İmam-ı A’zâm Ebû Hanîfe ve Ahmed ibn Hanbel gibi zatların çizgilerinin çağımıza uyarlanmış hâlidir. Onlar da zulme uğradıkları, hapse atıldıkları, işkencelere maruz kaldıkları halde, daima müsbet hareket etmeyi şiar edinmişlerdir. Ki, dayanak noktaları “Allah bozguncuları sevmez.” 1 “Islâh et, bozguncuların yoluna uyma.” 2 âyetleridir. Kur’ân rahmeten lilâlemîndir. Bediüzzaman da Kur’ân’ın bu emirlerini hayatında tatbîk ederek şahane örnek teşkil etmiştir.
Tebliğ ve irşadda müsbet hareket nedir? İnsanlara nasıl yaklaşmalı?
* Nâzik ve yumuşak muamele: Allah, Kur’ân’da şöyle buyurmaktadır: “Firavun’a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını başına alır veya korkar,” 3 “Mü’min kullarıma şunu söyle ki, inkârcılara karşı en güzel sözü söylesinler; hiddet göstermeksizin delilleri en güzel bir şekilde ortaya koysunlar. Çünkü şeytan aralarına nifak sokar…” 4
Firavun’a karşı bile, “kavl-i leyyin”, gayet nâzik ve yumuşak üslûp istenir. Dolayısıyla, “tebliğ ve irşâd, asla şiddet unsurları” taşımaz.
* Tebliğ ve irşadda, dâima kolaylık ve tedric (merhale merhale) prensibini benimsemek: Kur’ân-ı Kerim’in 23 senede ve ibâdet ve yasakların belli aralıklarla gelmesi; tedricîlik metoduyla beraber, aynı zamanda kolaylık hususunu beraberinde getirmektedir. Bunun yanında, pek çok âyet de, buna âmirdir: “Allah sizin için kolaylık ister, güçlük istemez,” 5 “Allah kimsenin gücünün üstünde bir şey teklif etmez.” 6 Efendimiz de(asm), bunun fiilen örneğini gösterirken, “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin” 7 sözleriyle takviye etmiştir.
Bu konuya yarın da devam edelim inşaallah.

Dipnotlar:

1- Mâide Sûresi, 64.
2- A’râf Sûresi, 142.
3- Tâhâ Sûresi, 42-43.
4- İsra Sûresi, 53.
5- Bakara Sûresi, 185.
6- Bakara Sûresi, 286.
7- Buhârî, İlim: 12, Müslim , Eşribe: 70.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*