Terörün çözümü Bediüzzaman’da

Ana dilde eğitim ve “iki dil” meselesi    

Bediüzzaman bir taraftan resmî dil olan Türkçe′yi bir vâkıa olarak kabul ediyor, korunması ve kullanılması gerektiğini ifade ediyor; diğer taraftan anadilin de aynı şekilde fItrî bir gerçek olarak görülüp İhmal edilmemesi gerektiğini söylüyor.

Ana dilde eğitim ve “iki dil” meselesi

Özerk eğitim mi?

Osmanlıcadaki karşılığı muhtariyet olan özerklik, milliyetçilik ideolojisinin türevlerinden biri olarak gündeme getirilen bir kavram. Merkezî iktidarı elinde tutan belli bir etnik grup adına diğer etnik grupları baskı altına alan politikalar uygulandığında, buna karşı “çözüm” olarak öne sürülen bir formül. Ama gerçekte çare getirmek şöyle dursun, tersine etnik temelde parçalanmaya yol açan bir formül.
“Adem-i merkeziyet” modelinin önemli ayaklarından biri özerklikti.

Doksan yıl sonra BDP-PKK çizgisi de özerklik peşinde.

İttihad-Terakkî iktidarını Türkçü bir komite istibdadına dönüştüren dinamikler, cumhuriyetten sonra aynı yapının çok daha şiddetli bir baskı rejimi şeklinde devamını sağladılar ve bu durum bugünkü “Kürt meselesi”ni ortaya çıkardı.

O cenahtan gelen özerklik talebinin dayanağı ve gerekçesi, Ankara merkezli Türkçü istibdat.

Haddizatında bu istibdat, laiklik adına dini dışlamak suretiyle, Türklerin bin yıldır İslâmın bayraktarı olduğu gerçeğine sırt çevirerek Türklüğe de büyük zarar veren ve dindar Türklere de ağır baskılar uygulayan bir zihniyetin marifeti.

Buna karşı yapılması gereken şey, merkezî yönetimi bu müstebit zihniyetin pençesinden kurtarmak için, Türkler ve Kürtler başta olmak üzere, sistemin mağdur ettiği herkesin demokrasi, hak ve özgürlük eksenli bir tesanüde girmesi.

Ve sistemi demokratikleştirmeye çalışması.

Nitekim 1950’den bu tarafa yaşanan 60 senelik süreçte, ihtilâl ve müdahalelerin getirdiği kesintilere rağmen cereyan eden gelişme de bu. Çare etnik eksenli bir özerklikte değil, herkesi kapsayıp kucaklayacak bir demokratikleşmede.

Ama gelinen noktada bakıyoruz, devletin derin katlarındaki etkinliğini hâlâ sürdüren müstebit ideoloji, bir taraftan Türklük vurgularına devam ederken, diğer taraftan el altından yürüttüğü gizli pazarlıklarla, Kürt siyaseti yapanlara “özerklik” sözleri veriyor. Bunun anlamı ne?

Bu bağlamda, eğitim hizmetlerinin yerel yönetimlere devrinden söz edilmesi bilhassa ilginç.

O eğitim ki, resmî ideolojinin en duyarlı, kıskanç ve tekelci olduğu alan. Anayasa ve ilgili kanunlar, eğitimin ilke ve inkılâplarla Atatürk milliyetçiliğine göre yapılması gereğini tekrar tekrar vurgulayan maddelerle dolu.

Hal böyle iken, MİT tarafından PKK’ya verildiği söylenen özerklik sözü çerçevesinde “Bölgenizde eğitim hizmetlerini de tümüyle size bırakıyoruz” denildiğine dair iddialar ne anlama geliyor? “Bölgede Türk Kemalizmiyle buraya kadar, artık bundan sonra Kürt Kemalizmiyle devam edin” mesajı mı veriliyor?

Oysa özerklik genel anlamda olduğu gibi eğitim özelinde de sorunu çözecek bir formül değil.

Tam tersine bu gayri ahlâkî pazarlık ve rüşvetle, sorun çok daha vahim boyutlara tırmandırılır.

Bu alanda yapılması gereken şey, eğitimin tümünü resmî ideoloji kıskacından kurtarıp, nesillerin manevî ve ahlâkî değerlerle donatılmış özgür bireyler olarak yetişmesini sağlayacak müstakim, hürriyetçi ve demokrat bir eğitim felsefesini hakim kılmak olmalı.

Esasen hayli zamandır yaşanan süreçte, kreşten üniversiteye kadar bütün eğitim kademelerinde özel inisiyatifin giderek artan bir ağırlık kazanması, eğitimi devlet merkezli ve onun sıkı kontrolünde yürüyen bir alan olmaktan çıkarıyor.

Son olarak 28 Şubat müdahalesi, gevşeyen vidaları tekrar sıkılaştırma denemesi yaptı, ama bu da geçici oldu. İz ve tortuları yer yer hâlâ devam ediyor olsa da, 28 Şubat’ın toplumdaki etkileri zayıfladıkça, eğitimdeki özgürleşme de kuvvetleniyor.

Ancak özel eğitimin gelişmesi, sermaye gücüne bağlı. Bu güçten mahrum olan geniş kitleler için, devlet eliyle verilen eğitim hizmetinin demokratikleşmesi zarureti gündemdeki yerini koruyor.

***

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*