Tesanüdümüzü bozmayalım

Hizmet-i Kur’âniye ve imaniyede en mühim bir unsur, düstur ve prensip tesanüddür…

Tesanüd hizmet-i Kur’âniye’nin ve imaniyenin adeta surlarını teşkil eder… Ve surun kapısını da temsil eder… Birbirlerinin omuzlarında, yan yana durarak veya üst üste konulmak, ağırlık çekerek haşmetli bir görüntü veren ve düşmanlara korku ve çekinme duygusu yayan surlar gibidir iman hizmetinde bulunanların hali, görünüşü… Ve bu muhteşem görüntüyü gerçekleştirenler çelikten sağlam surlarının girişini de sebat, sadâkat ve metanetle teşkil etmişlerdir… Öyle bir kapı ki ancak ve ancak ihlâsla açılır, kapanır, girilir, çıkılır…

Evet, bu günlerde ifrat derecesinde su-i zan ve vehhamlığın da sayesinde Cemaat-ı Nur’un ittihadını, birliğini, beraberliğini, tesanüdünü sarsmak ve bozmak için dahilden ve hariçten bilerek veya bilmeyerek hücumlar oluyor…

Özellikle de Risale-i Nur okumalarında zayıf kimseler bu hücumlara mukabele edemeyerek; tuzaklara düşüyorlar… Halbuki Nurun hizmetine zarar verebilecek hareketler, faaliyetlere iştirak etmemek ve ehemmiyet vermeyerek, fırsat tanımamak da bir hizmettir…

Üstadın “gözünüzle görseniz de perdeyi yırtmayınız…” dediği noktada fenalıklara, su-i zanlara, lâfın gelip gittiği mecralara muhabbet ve müsamaha ile bakabilmek ve sabırlı olmak gerekir…

Böyle tesanüdün ve ittihadın sarsılmaya ve bozulmaya çalışıldığı zamanlarda ve durumlarda en iyi çare, en iyi istimdat edilecek mercii Risale-i Nur okumalarına ağırlık vermek ve Bediüzzaman’ın fikirlerine kesin olarak dönebilmektir… Okuyup anlayabilmek ve hayata geçirebilmektir…

Hizmet eden gerçekten gayesi ve zihni hizmet etmekle meşgul olan adamın hiçbir şekilde böyle su-i zan ve vesveselerle, haksız ittihamlarla Risale-i Nur hizmetine zarar verecek hareketlerde bulunamaz…

Bizlere düşen; ihlâsın, sadâkatin, uhuvvetin ve tesanüdün ne olduğunu iyice okuyarak öğrenebilmek ve yaşayabilmek olmalıdır…

Rifat Okyay

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*