Tesettür karşıtlarının korkusu

Image
Tesettür düşmanlığının global bir refleks olduğunu, gelişen hadiseler elbette bize anlatıyor. Dünyamızın iyice küçülmesi mütecaviz dinsizlerin işlerini kolaylaştırırken, diğer yandan da mahiyetlerinin öğrenilmesiyle ömürlerini azaltıyor kanaatindeyiz.

Tesettür karşıtlarının düşmanlığı nereden geliyor, sizce? İslâmiyet başta olmak üzere, semavî dinleri çağrıştıran sembolik yapısından mı? Veyahut, Allah’a ve ahirete imanı tedaî ettirdiğinden mi? Yoksa moderniteye başkaldırı olarak algılandığından mı?

Kanaatimizce yukarıdaki hususları bastıracak ağırlıkta bir şık daha var. Mütecaviz dinsizliğin insanlığı ve onun neslini bozmak üzere yoğun bir şekilde kullandığı sefahete giden yolun kapanmasından korkuyorlar.

Freud ve arkadaşlarının başlattıkları çalışma evvelâ Rusya’da hamamlarda kadın-erkek birlikteliğini o günlerde netice vermişti. Aynı cereyanın “cinsel devrim” yoluyla yaptığı tahribatın neticesinde, maalesef birçok Avrupa merkezlerinde Trocki Rusya’sında olduğu gibi günümüzde de yüzme havuzlarında kadın-erkek birlikte yüzüyorlar. Bugünkü neticenin, dünkü saldırgan dinsizlerin başlattıkları sürecin bir sonucu olduğunu kim inkâr edebilir ki… Avrupa kiliseleri ve insanî organizasyonlar, fuhşu tetikleyerek nikâh yolunu kapatan ve dolayısıyla insan neslinin tükenmesine kapı açan bu icraatlar karşısında pek ses çıkarmıyorlar.

Kemalizmin, tarih boyunca mütecaviz Avrupa dinsizliğiyle ittifak içinde çalıştığını Avrupalı dinsizler itiraf ediyorlar. Türkiye’nin modern yüzü diyerek destekledikleri ülke içindeki mülhitlerin de, aynen Freud ve Wilhelm Reich gibi düşündüklerini beyanatlarından okuyoruz. Yâni Kemalistler de sefahete açılan yolun kapanacağından korkuyorlar. Bir türlü çözmeyi başaramadıkları “Müslüman Türk ailesinden” söktükleri birkaç taşın tamir edenlerce yerlerine konulacağı endişesiyle dört elle tesettüre saldırıyorlar. Tesettüre bürünen bir hanımı, erkek-kadın karışık plajlara nasıl dâvet edeceksiniz? Başörtüsü omuzlarından sarkan bir hanımefendiyi dansa asla kaldıramazsınız. Tesettürünü ve insanî değerlerini yükseltirken, Kemalistlerin ekonomik rüşvetlerine dönüp bakmayan bir kadını kandırmak pek de kolay değil. Cinselliği; hava, su, ekmek ve hürriyetten de öte kutsayan Kemalistler, mütecaviz dinsizler ve nefislerinin esaretine teslim olmuş kimseler, elbette ki çevrelerinde tesettürlü kadın görmek istemiyorlar. Tesettür onların mülevves havasını—onlara göre—bozduğundan dengelerini kaybederek Kur’ân ve sünnete saldırıyorlar. Saldırsınlar… İman-küfür mücadelesinin tarihi yeni değil ki… Âdem babamızla başlamış, kıyamete kadar devam edecek!…

İnsan neslinin şu dünyada tükenmesini, mevcut topluma kaos ve anarşinin hakim olmasını, fert hürriyetlerinin belli sınıflarca gasp edilmesini, dünya sermayesinin zulümle kuvvetin eline geçmesini ve temel insanî ve ahlâkî değerlerin kaybolmasını isteyenler, tesettürle savaşa devam edecekler. Fakat, uyanan insanlığın kendi aleyhindeki böyle bir tezgâha razı olacağını zannetmiyoruz. Avrupa’da da, Asya’da da mücadele seccaldir, yani dönüşümlüdür. Dünkü bolşeviklerin, bizdeki mülhitlerin metodunu kullanarak muhafazakârları kötü emellerine âlet etmeleri çok sürmeyeceğe benziyor. Önemli olan, çok yakınımızdan başlayarak ahirzaman deccaliyetine dolaylı olarak yardımcı olan fert ve cemaatleri ikaz etmemizdir. İnsanların tüylerini ürpertecek dehşetli akibetlerden haberdar etmemiz. Mütecaviz dinsizliğe ve mülhitlere yüksek sesle itiraz edemeyen dindarların kıyameti beklediklerini düşünüyorum. O zaman gecikmiş olmaz mıyız… İnsaniyet karşıtları artık sıfatlarını gizlemiyorlar. “… Hem, âlem-i insaniyette inkâr-ı ulûhiyyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesat-ı beşeriyeyi zir ü zeber eden deccal komitesini … “ durduracak elbetteki hakikî Müslümanlarla hakikî Hıristiyanlardır.

Fakat yiğit düştüğü yerden kalkar. Tesettür meselesinde bayrak evvelâ Türkiye’de dalgalanacaktır. Avrupalı, tesettürün Asyalı için hangi mânâya geldiğini bilemez. Müslümanları tam yedi senedir şu zillet süreçlerinde inleten idarecileri zaman, tarih ve de milletin affetmeyeceğini bu arada belirtmek istiyoruz.

Yüksek ümitlerle temel hakları için bekleşen genç kızların yüreklerine bugün dolan zifirî ümitsizliğin karşılığını dünyayı başörtülü eşleriyle rahatça yaşayan devletlilerden, elbette ki Allah soracaktır!

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*