Tevfik ve ikram Rabbimizdendir

Kuvvetli bir imana sahip olan; kalben, ruhen, aklen, cismen ve vücuden selim ve selametlidir…

Dik durur, eğilip bükülmez… Zillete düşürmez… Hatta bir teferruatı ahlak-ı İslamiyeyi âdet-i müstemirre olan; ilmin izzeti, hatırı için hiçbir zaman zelilane durumlara düşmezler

İnsan imanın teslimiyeti içerisinde mukabil fikir, düşünce ve fikirlerin mübelliği, ilancısı ve neşredicisi olabilmelidir… Hakkın, hukukun daima mikyas alındığı, ölçü olarak kabul edildiği müddetçe imanın, İslamın, Kur’ân’ın kıymeti, ehemmiyeti, önemi nuru parlar ve zulmetlere, karanlıklara meydan okur…

Fanî dünyanın, bekasız ve geçici herşeyi, baki dünyanın hiçbir şeyine kıyaslanıp değerlendirilmeye tabi tutulamaz… Bunun en nühim muharrik gücü ve menbaı ve kaynağı ise gerçekten tahkiki imanın: ilmelyakin, aynelyakin, hakkalyakin mertebeleri ve dairesi içerisinde; marifetullahın her türlü cilvesinden, tecellisinden; hazlara, lezzetlere, zevklere mazhar olabilmek, alûde olabilmek ve kudsi manevi boyalarıyla boyanabilmektir…

İman hizmetinin, üstünkörü ve olur olmaz, rastgelirse, tutarsa, bir deneyelim tarzı, yolu, prensibi ve düsturu olamaz… İman hizmeti gayet ciddi bir çalışma, bağlılık ve sadakatli bir uyum ister… Ciddi olarak hedefleri belirleyerek bu hedefleri yakalayabilmek, sahip çıkabilmek; imanî, Kur’ânî, İslamî bir salabet ve daimi mükemmel bir çalışma ister… Baki âlemin baki kazanımları, hedefleri illa ki ihlasla, gayretle, ümid ve şevkle imanî her türlü faaliyete sahip çıkmayı öncelikli olarak ister…

İlmen bile zillete düşmeyi büyük bir noksanlık kabul eden ehl-i imanın; iman hizmetini daima yüksek yerlerde tutabilmenin yolu ise Risale-i Nurların hakiki mânada okunarak anlaşılması ve anlatılmasıdır…

En büyük zarar ve sıkıntı cahilliğin eliyle geldiği gibi buna paralel olarak imanî hizmetlerle alakalı hizmetlerin önemsenmemesinde, ehemmiyet verilmemesinden de Müslümanlar, mü’minler zarar görmektedir… İman hizmeti ikiyüzlülüğü, münafıkâne hareket etmeyi, tarafgirane davranarak yapılan işleri savsaklamayı kabul etmez, reddeder…

İman, Kur’ân hizmetine talip adamın olmazsa olmazı; Risale-i Nur malumatlarıyla, bilgileriyle mücehhez olabilmek, donanımlı olabilmek, taşacak kadar dolu dolu olabilmektir… Bunun birinci yolu ise evvela nefis ve şeytanımızı susturarak iman hizmetlerine manî olacak sebepleri, bahaneleri ortadan kaldırmaktır…

Tek tek değil, ferdan ferid değil; bir, beraber, müttehid, muvahhid olmak; manevî bir şemsiye altında kalkan olarak hizmet-i imaniye ve Kur’ân’iyeyi anlayabilmek ve anlatabilmek; biz, biz, biz diyerek, kucaklaşmak, sarılmak ve nuranî hizmetlerde müdavim olmak bizim en birinci şiarımız, özelliğimiz, vasfımız ve önceliğimiz olabilmelidir… Tevfik ve ikram Rabbimizdendir.

Rifat Okyay

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*