Türk medyası, Bild’i örnek alsın!

alt

Türkiye’de değilse de Alman medyasında müsbet bir gelişmeye imza atıldı. Buna göre, Almanya’nın önde gelen gazetelerinden “Bild”, “çıplak kadın fotoğrafları”nı bundan sonra gazetenin birinci sayfasına koymayacak. Gönül arzu eder ki, “çıplak kadın fotoğrafları” hiçbir gazetenin hiçbir sayfasında yer almasın, ama şimdilik bu gelişme için de “Tebrikler, ama yetmez” demeliyiz…

İlgili haber şöyle özetlenmiş: “Alman ‘Bild’ gazetesi, çıplak kadın fotoğraflarını artık baş sayfaya koymama kararı aldı. Çıplak kadın fotoğraflarının gazetenin iç sayfalarında yer almaya devam edeceği, böylece kadın okurların da arzusu olan bir isteğin yerine getirilmiş olacağı ifade edildi. Gazetenin baş sayfasında bugüne kadar geçen yaklaşık 28 yıl boyunca 5 binden fazla kadının çıplak fotoğrafının yer aldığı kaydedildi.” (AA kaynaklı haber: Akşam g., 10 Mart 2011)

Lütfen dikkat edelim: Habere göre bu, “kadın okurların da arzusu” imiş. Elbette, vicdanı bozulmamış kadın ya da erkek her insan, böyle çirkinliklere itiraz eder ve etmeli. Böyle olmakla birlikte, asırlardır yapılan propaganda dolayısıyla sanki müstehcen fotoğraf yayınlamak “normal”miş, medeniyetin gereğiymiş gibi yansıtılıyor. Oysa hakikat tam tersi. Hangi ‘hanım’ müstehcen fotoğraflarının gazete ya da dergilerde yayınlanmasından ve ‘çirkin bakış’lardan rahatsız olmaz?

Ümit ve temenni ediyoruz ki, Almanya’da atılan bu müsbet ve güzel adım başka ülkelerde de tekrarlansın. Bilhassa Türkiye gibi ülkelerde bu konuda atılacak müsbet adımlara ihtiyaç var. Milyonlarca eve giren bazı gazeteler, maalesef Avrupa’daki gazetelerden daha müstehcen! Elbette bu noktada ‘veli’lerin büyük sorumluluğu var. Evlerinize götürecek gazeteleri çok iyi seçmemiz, ince eleyip sık dokumamız gerekir. Müstehcen yayınları kesinlikle evimize, barkımıza ve çevremize yaklaştırmamalıyız. Bu noktada, Türkiye’yi “idare edenler”e de büyük mesuliyet düşüyor. Her konuda ahkâm kesip, bu konuda susmak doğru değil. İyilikleri teşvik etmek alkışlanacak bir davranış olduğu gibi, kötülüklere itiraz etmek de aynı ölçüde gereklidir. Devam eden müstehcen yayınlar karşısında “hiçbir şey olmuyormuş gibi” davranmak kabul edilemez. Unutmayalım ki, Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri de budur.

Tam bir yıl önce benzer bir tartışma ülkemizde de yaşandı. Hürriyet’ten Fatih Çekirge, “Arka sayfa güzeli için bir kurtuluş önerisi” başlıklı yazısında, “Ve kendimizden başlamak için işte öneriyorum: Meselâ arka sayfalardaki o çıplak kadını kaldırsak artık. O arka sayfa güzelini özgür bıraksak. Örneğin Hürriyet yapabilir mi bunu?” diye sormuştu. (Hürriyet, 12 Mart 2011)

Biz de bu beyan üzerine, “Çok güzel bir teklif, ama yetmez. Çünkü problem sadece ‘arka sayfa güzeli’nde değil! Madem ‘müstehcen yayın’ları tartışmaya başlıyoruz, bunu sadece bir fotoğraf ile sınırlandırmamak lâzım. ‘Arka sayfa güzeli’ diye isimlendirilen, ama gerçekte ‘çirkin’ olan bu uygulama ile birlikte bütün medyadaki ‘müstehcen fotoğraflar’ masaya yatırılsın. ‘Arka sayfa güzeli’ yayınlamak ‘kadın’a kötülük ise (ki öyledir,) ‘iç sayfa güzeli’ yayınlamak iyilik olabilir mi?” diye sormuştuk. (Yeni Asya, 14 Mart 2011, http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=1130)

Hürriyet’in kendi yazarının gündeme getirdiği bu teklifin üzerinden tam bir yıl geçmesine rağmen bu güne kadar müsbet bir adım atılmaması, “arka sayfa güzeli” [gerçekte ‘çirkinliği’] uygulamasının devam etmesi nasıl izah edilebilir? Kendi tekliflerini unutmaları, aksine müstehcen yayınları çoğaltmaları kabul edilebilir mi?

Almanya’da yayınlanan Bild gazetesinin attığı bu müsbet adımın hem Almanya’da hem de Türkiye’de karşılık bulmasını ve müstehcen fotoğrafların sadece “birinci sayfa”lardan değil, bütün sayfalardan dışlanmasını talep ediyoruz.

İnsanlık ilelebed “yanlış yol”da devam edemez. Yaratılışa uygun yayıncılık her yerde taraftar bulacak inşallah…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*