Demokrat parti lideri Uysal: Türkiye’nin Said Nursî modeline ihtiyacı var

DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Yeni Asya’nın sorularını cevaplandırırken, “Bediüzzaman Said Nursî′nin koymuş olduğu tüm ölçüler hepimiz için önemli meselelerdir. Bunun için sadece bizim değil, Türkiye’nin bugün Said Nursî modeline ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” dedi.

Türkiye’nin Said Nursî modeline ihtiyacı var

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal “Bediüzzaman Said Nursî’nin koymuş olduğu tüm ölçüler, hepimiz için önemli meselelerdir. Siyaset ve din meselesinde duruşu olmayanların, bugün ne halde olduklarını ve dine zarar verdiklerini görüyoruz. Bunun için, sadece bizim değil, Türkiye’nin bugün Said Nursî modeline ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” dedi. Siyaset dilinin son derece sertleştiği şu dönemde, DP’nin genç Genel Başkanı Gültekin Uysal’la konuştuk. Uysal, Demokrat Parti’yi doğruluğu ispat edilmiş bir çizgi olarak değerlendirirken, ‘millet için millete rağmen’ anlayışının Demokrat Parti tarafından yıkılacağını dile getirdi. Uysal, “Sadece konuşan değil, icraat yapan bir yapının adıdır Demokrat Parti” dedi. Siyaset ve din meselesinde duruşu olmayanların bugün dine zarar verdiklerini söyleyen Uysal, “Bunun için sadece bizim değil, Türkiye’nin bugün Said Nursî modeline ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” dedi.

Toplumun iyice ayrıştığı, kutuplaştığı ya da kutuplaştırıldığı bu dönemde, Demokrat Parti denildiği zaman ne anlamamız gerekiyor?

Geçmişiyle, bugünüyle, doğruluğu ispat edilmiş bir çizgi. Demokrasi itibariyle, milletimizin temel değerlerini ortak bir paydada hem bugünü hem de yarını kuşatabilecek, siyasetin adıdır Demokrat Parti. Zaman zaman konjüktürel olarak dalgalansa da, bazı hata ve yanlışlıkları olsa da demokrasiyi sadece lâfzıyla değil, onu tüm ruhuyla benimsemiş bir anlayıştır. Bunun ötesinde milletin temel değerlerinin üzerine basıp, devleti ele geçirecek bir anlayış değildir. Bugün bu anlayışta olanların içinde bulundukları konumu görüyoruz. Bir tarafta halka rağmen halkçılık anlayışında olan CHP anlayışı, diğer tarafta halkı ötekileştiren ve kutuplaştıran, üreten değil tüketen bir toplum anlayışına vatandaşı teşvik eden AKP anlayışı ortadadır. DP uyguladığı ekonomi politikalarıyla, siyasî hayatıyla, maddî unsurların yanında manevî unsurları ile tüm ülkenin birlik ve beraberliğini sahaya sürebilecek bir harekettir. Din olgusunu da, milliyet olgusunu da temel referansı insan olan, bir cihanşümul anlayışı sadece konuşan değil, icraata döken bir yapının adıdır Demokrat Parti.

Bugün Türkiye’de ‘merkez’ siyaset konusunda bir sıkıntı var. DP’nin eksikliği ciddî şekilde hissediliyor. Merkez siyasetteki bu dağılmışlığı nasıl toparlamayı düşünüyorsunuz? Demokrat Partiyi 1946 ruhuna nasıl ulaştırmayı düşünüyorsunuz?

Öncelikli olarak capcanlı fikirler varsa o ruh asla ölmez. Her zaman capcanlı ve dipdiridir. Kitleler bazen galeyana gelip farklı istikametlere gidebilir. Necip Fazıl’ın güzel bir şiiri var: ‘Bazen galeyana gelmiş kitleler karşısına çıkıp durun kalabalıklar durun bu yol çıkmaz sokak diyesim var’ diyor. Halkımız Bir tarafta kırk katır mı kırk satır mı? diyen AKP zihniyeti ile çarpık CHP zihniyetine mahkûm edildi. Biz de yere düşmekte olan Hak dâvânın temsilcileri olarak bu ruhu ete kemiğe büründüreceğiz inşallah. Tarihe baktığımızda milletimizle aramızda olan bağlar darbeler ve muhtıralarla bölünmeye çalışıldı. Aydın Menderes’in güzel bir sözü var: ‘Babama baktığımda milleti, millete baktığımda babamı görüyorum’ diye. İşte biz böyle bir misyonun temsilcileriyiz. Bu gün demokrat çizgiyi dışlayanlar ve operasyon yapanlar bile Merkez sağa ve Demokrat bir geleneğe ihtiyaç olduğunu söylüyorlar. Bugün bir takım insanlar çıkıp Menderes’e ve Demokrat Parti’ye referans verme ihtiyacı duyuyorsa bu bizatihi çizgimizin doğruluğunu ispat eder. Şeyh Ebedali diyor ki: ‘Haklı bir dâvânız varsa mücadele etmekten korkmayın.’ Demokrat Parti masa örtüsünden kefen giydiklerini söyleyenlerin karşısında dar ağaçlarında kefen giyenlerin partisidir.

Merkez sağ gelenek ya da Demokrat Misyon’u biraz daha açabalir misiniz?

Allah (cc) insanı yaratırken özgür kılmıştır. Özgür olmayan insanın Allah’a (cc) karşı sorumluluğu yoktur. Burada itikad çok önemidir. Bir tarafta iletişimin giderek arttığı ve kapalı devre gibi yaşayamayacağımız bir ortam. İnsanların akıllarını kullanarak doğruyu bulabildiği, akılla birlikte meşvereti esas alarak en doğruya ulaşmaya çalıştığı sistem ve mekanizma ile birlikte toplumun zorbalıkla savunulamayacağını söyleyen bir anlayışla hak ve hukuku esas alan, özgür insanın farklılıklar oluşturabileceğini savunan demokrasinin ve hürriyetçi demokratların misyonudur.

Demokrat Parti’yi ve Demokrat  Misyon’u gençlere anlatabilmek için ne gibi çalışmalarınız var. Meselâ “Hür Genç” adı altında bir oluşum düşünüyor musunuz?

İnşallah bununla ilgili bir düşüncemiz var. Şu içselleştirdiğimiz Demokrasi, Hak ve Hürriyetler bugün yanlış insanların ellerinde, yanlış amaç ve gayeler doğrultusunda kullanılmaktadır. Biz hakikaten bu ülkede değerlerini bilen, demokrasiyi özümsemiş ve bu kavramların tümünü içselleştirmiş bir gençlik hayal ediyoruz. Sadece siyaseten ve madden değil, manen de tam donanımlı dünya ile mücadele edebilen bir gençlik oluşturmak için çalışma başlattık.

Bediüzzaman’ın siyasete yaklaşımını, din adına siyaset yapanlara karşı Demokrat Misyon’u desteleklemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu toprağın hamurunu işlemiş, geçmişten günümüze İslâmın bayraktarlığını yapmış mücadeleci bir dâvâ adamıdır. Ahrarlardan bu yana işleyiş, demokrasi ve misyonu o ruha yerleşmiş Nur geleneği Demokrat Misyona en yakın gelenektir. Bediüzzaman Said Nursî’nin koymuş olduğu tüm ölçüler hepimiz için önemli meselelerdir. Siyaset ve din meselesinde duruşu olmayanların bugün ne halde olduklarını ve dine zarar verdiklerini görüyoruz. Bunun için sadece bizim değil Türkiye’nin bugün Said Nursî modeline ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Yeni Asya bu fırtınalı dönemde deniz feneri vazifesi gördü

Yeni Asya’nın duruşunu ve misyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Açık yüreklilikle söylüyorum ki müteşekkirim. Siyaseti güç devşirme unsuru olarak gören bugün bazı grupların karşılaştıkları sıkıntıları görüyoruz. Yeni Asya ölçüleriyle hareket eden, meşveret eden, tüm temel değerleri ile bütün milletin önünde bir değer yargısı oluşturacağına inanıyorum. Zaman zaman bizim hatalarımız ve eksiklerimiz olmasına rağmen temel ölçüleri ile birlikte bizlere verdikleri destekten dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır. Yeni Asya geleneği ve gazetesi içinde bulunan bu fırtınalı dönemde adeta deniz feneri vazifesi görmüştür. Kitlelerin galeyana geldiği bu dönemde daha önce anlattığım örnekte olduğu gibi o kalabalıkların karşısında durarak tüm gerçekleri anlatan bir anlayış olmuştur.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*