Üç aylarda Risâle-i Nur’la mesgul olmak

Image
Yazıda usanan ve ibadet ayları olan suhur-u Selâsede sair evrâdı, bes cihetle ibadet sayılan Risâle-i Nur yazısına tercih eden kardeslerime iki hadis-i serifin bir nüktesini söyleyeceğim.
 
(Bir kısım kardeslerime hususî bir mektuptur)
Yazıda usanan ve ibadet ayları olan suhur-u Selâsede sair evrâdı, bes cihetle ibadet sayılan(Hâsiye) Risâle-i Nur yazısına tercih eden kardeºlerime iki hadis-i serifin bir nüktesini söyleyeceğim.

Birincisi: “Mahserde ulema-i hakikatin sarf ettikleri mürekkep sehidlerin kanıyla muvâzene edilir, o kıymette olur.” (Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn, 1:6)
İkincisi: “Bid’aların ve dalâletlerin istilâsı zamanında Sünnet-i Seniyyeye ve hakikat-i Kur’âniyeye temessük edip hizmet eden, yüz sehid sevabını kazanabilir.” (İbni Adiy, el-Kâmil fi’d-Duafâ, 2:739)
Ey tembellik damarıyla yazıdan usanan ve ey sofîmesrep kardesler! Bu iki hadisin mecmuu gösterir ki, böyle zamanda hakaik-i imaniyeye ve esrar-ı seriat ve Sünnet-i Seniyyeye hizmet eden mübarek, hâlis kalemlerden akan siyah nur veya âb-ı hayat hükmünde olan mürekkeplerin bir dirhemi, sühedanın yüz dirhem kanı hükmünde yevm-i mahserde size fayda verebilir. Öyleyse onu kazanmaya çalıºınız.
Eğer deseniz: “Hadiste âlim tabiri var. Bir kısmımız yalnız kâtibiz.”
Elcevap: Bir sene bu risâleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir. Eğer anlamasa da, madem Risâle-i Nur sakirtlerinin bir sahs-ı mânevîsi var; süphesiz o sahs-ı mânevî bu zamanın bir âlimidir. Sizin kalemleriniz ise, o sahs-ı mânevînin parmaklarıdır. Kendi nokta-i nazarımda liyakatsiz olduğum halde, haydi, hüsn-ü zannınıza binaen bu fakire bir üstadlık ve tebâiyet noktasında bir âlim vaziyetini verdiğinizden bağlanmıssınız. Ben ümmî ve kalemsiz olduğum için, sizin kalemleriniz benim kalemim sayılır; hadiste gösterilen ecri alırsınız.

Hâsiye: Bu kıymetli mektupta Üstadımızın isaret ettiği bes nevî ibadetin kendilerinden izahını talep ettik. Aldığımız izah asağıya yazılmıºtır:

1. En mühim bir mücahede olan ehl-i dalâlete karsı mânen mücahede etmektir.

2. Üstadına nesr-i hakikat cihetinde yardım sûretiyle hizmet etmektir.

3. Müslümanlara iman cihetinde hizmet etmektir.

4. Kalemle ilmi tahsil etmektir.

5. Bazan bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen tefekkürî olan ibadeti yapmaktır.

(Rüstü, Hüsrev, Refet) Lem’alar, 21. Lem’a, s. 171 

LÛGATÇE:
 
suhur-u Selâse: Üç aylar; Recep, saban ve Ramazan.
evrâd: Virdler, duâlar.
ulema-i hakikat: Hakikat ilmiyle mesgul olan âlimler.
bid’a: Dinin özüne ters olan, sonradan dine sokulan batıl ºeyler.
dalâlet: Sapıklık, hak yoldan sapmıslık.
temessük: Yapısma, sarılma, sıkıca tutma.
sofîmesrep: Tasavvuf ehli, riyazet ve nefisle mücadele ile hakikata varmaya çalısan kimse.
mecmu: Toplamı.
hakaik-i imaniye: İman hakikatleri.
esrar-ı ªeriat: ªeriatın sırları.
âb-ı hayat: Hayat suyu.
süheda: sehidler.
yevm-i mahser: Mahser günü.
sahs-ı mânevî: Manevî sahıs; belli bir kiºi olmayıp bir cemaatten meydana gelen mânevî sahıs.
hüsn-ü zan: Güzel zan, düsünce.
tebâiyet: Uyma, tabi olma.
nesr-i hakikat: Hakikati yayma.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*