Üstadı anma programları

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, kendisini imha etmeye çalışan güçlere meydan okurken, “Ölümüm hayatımdan çok hizmet edecek” diyordu. Gerçekten, hayatta iken “şahıs” olarak verdiği hizmet, Allah’ın takdir ve tayin ettiği ömür nihayete erince son buldu; ve o da her fâni gibi bu dünyadaki hizmetini tamamladıktan sonra asıl ve ebedî yurt olan ahiret âlemine irtihal ederek Rabbine kavuştu; ama çok zor şartlarda başlatıp geliştirdiği hizmet, geride bıraktığı eserleri ve yetiştirdiği talebeleri ile, fâsılasız devam etti.

Böylece, hayatta iken verdiği hizmet, vefatından sonra daha da inkişaf edip dal budak saldı; milyonlarca insanın aklını aydınlatıp kalbini fethetti; Türkiye sınırlarını aşıp dünyanın her köşesine ulaştı. Ve bu fütuhat bütün hızıyla sürüyor.

Çünkü Said Nursî şahıs değil, fikir, inanç ve eser temeline dayalı bir hizmet ortaya koymuş; bâki bir hakikatin fâni şahıslar üzerine bina edilemeyeceğini vurgulamış ve bu çerçevede sarsılmaz bir şahs-ı manevî teşekkül ettirmişti.

Risale-i Nur hareketi en şiddetli tazyik ve baskılara maruz kaldığı, en yıpratıcı fitne ve tuzaklara hedef kılındığı halde boyun eğmemiş, teslim olmamış, taviz vermemiş ve kararlı yürüyüşüne hiçbir inhiraf söz konusu olmaksızın devam edebilmişse, sırrı bu. Sağlam prensiplere dayandırdığı şahs-ı manevî bunun için mağlûp edilemedi.

Bediüzzaman’ın “Ölümüm hayatımdan çok hizmet edecek” sözünün ayrı bir hikmetini de, vefat yıldönümleri vesilesiyle Türkiye’nin dört bir yanında ve Almanya’da gelenek haline gelen anma programlarında  görmek mümkün.

Bu çerçevede, yedincisine erişen Risale-i Nur Kongreleri, bildiğiniz gibi iki yıldır Türkiye dışında yapılıyor. Geçen yılki Şam kongresinde Hutbe-i Şamiye müzakere edilirken, bu sene de Saraybosna’da Kur’ân medeniyeti üzerine fikir teatisinde bulunuldu. Ve konu başlıkları ekseninde hazırlanan deklarasyonlarla, Risale-i Nur’daki Kur’ân kaynaklı evrensel mesajlar kamuoyuna deklare edildi.

Saraybosna kongresinin, Türkiye’den ve Avrupa’dan gelen çok sayıda okuyucumuzun katılımıyla gerçekleşmesi de, ayrı bir coşku ve heyecan vesilesi oldu.

Şimdi sıra, Türkiye sınırları içindeki seminer, konferans, panel gibi programlarda. Ki, bunların toplu şekilde duyurulduğu ilânlar gazetemizde yayınlandı. Ayrıca her bir faaliyet de günü geldiğinde müstakil olarak ilân ediliyor.

Sonuç olarak bütün bunlar, Kur’ân’ın çağımıza dersi olan Risale-i Nur’u matbuat lisanıyla konuşturma misyonuyla basın alanında 42 yıldır verdiği hizmeti 43. yılında da sürdüren Yeni Asya’nın, içeride ve dışarıda farklı toplum kesimlerine ulaşma ve kamuoyuna mesaj verme vesileleri ve örnekleri.

Burada, vefat yıldönümleriyle de böyle yeni hizmet hamlelerine vesile olan Üstadı bir kez daha duâlarla yad ederken, bu çalışmalara emeği geçen herkese teşekkür ve tebriklerimizi sunuyoruz.

***

Ertuğrul Özkök’ün mesajı

Bediüzzaman ve Risale-i Nur için kaleme aldığı yazıyı 23 Mart’ta yayınladığımız Ertuğrul Özkök, 21 Mart’ta Hürriyet’te çıkan yazısında “Merakla bekliyorum” dediği özel sayımız ve Medresetüzzehra ekimizle ilgili olarak, arkadaşımız İsmail Tezer’e şu mesajı gönderdi:

“Ekin içeriği çok güzel. Yaygın bir yazar yelpazesi oluşturmuşsunuz. Elinize sağlık. Ayrıca Nuray Mert gibi artık yazı yazamayan bir arkadaşımıza sayfalarınızı açtığınız için de çok mutlu oldum. Bunlar ilerde Türk basın tarihinin şeref sayfalarına yazılır. Kâzım Bey’e tebriklerimi ve teşekkürlerimi iletirsen çok sevinirim. Onun şahsında bu eke katkıda bulunan bütün arkadaşlara çok teşekkür ediyorum.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*