Üstadım şâhım benim

Örnek bir hayatı var, kahraman Üstadımın,

Tavizsiz, minnetsiz bir dâvâsı var Şâhımın.

Daha on beş yaşında, meydan okumuş Paşa’ya,

“Kılıç kesmez, el keser” demiş de; kalkmış ayağa.

Açılıma çareyi, tâ o zamanda vermişti,

“Arapça vacip, Türkçe lâzım, Kürtçe caiz” demişti.

Cehalete, fakirliğe, ihtilâfa çareler söylemişti,

Bu üç düşmana karşı da, üniversite istemişti.

“İstanbul’daki işler, rüşvetle dönüyormuş,

‘Ben kellemi getirdim; alın kellemi’ diyormuş.”

İhsan-ı şâhâneye elinin tersi değdi,

Atın tımarhaneye; yaptığı bunun neydi?

Görmemiş bugüne dek, reddolunur; bir ihsan-ı şâhâne,

Onu alabilmek için, uydurulur tâ binlerce bahane.

Böylesi görülmedi; mukayyet değil aklı,

Bu nasıl bir âlim’dir? Yaptığı tarzı farklı.

Gidip bir inceleyin, öylece rapor verin;

Yanında eğlenmeyin, hemen çabucak gelin.

Eğer bu mecnûn ise, akıllı adam yoktur,

Bunun bilmediğinden; bildiği daha çoktur.

Bize ettiği suâl, aklımıza gelmezdi,

Birçok meslektaşımız; bu suâli bilmezdi.

Cevapları, bizden âyan, beyanı ediverdi,

Hem suâli sorup da; cevabı deyiverdi.

Esarette boynunu eğmedi bir kâfire,

Fedâ etti canını, akıbet; bile bile.

İhlâs ile hangi iş, yapıldı hak olmadı,

İnsafa geldi kâfir, Üstadıma kıymadı.

Süfyân ve zındığına, hiç temennâ etmedi,

Onca rüşvet ve makâm, Nur dâvâyı örtmedi.

İnzivâya çekilip izzetiyle yaşadı,

O hocalık vasfını, şerefiyle taşıdı.

Zekât sadaka değil, hediye de almadı,

Bakın; kendimiz dâhil! Böyle adam kalmadı.

İktisat ve kanaat, yaşantısına rehber,

Rehberi ve önderi; şanı Yüce Peygamber (asm)

Kıyafeti pek garîb, hepsi de yerli malı;

Hiçbir zaman değildi, Avrupa’nın hayranı.

Meşrûtiyet, Cumhuriyet, aslının müdâfîi,

Hürriyet ve adalet, onun tek menâbii.

Kürt, Ermeni meselesi, eserlerde âyandır,

Açın bakın bir kere, ne muhteşem beyandır.

Açılımı açalım, Üstadın sözleriyle;

Kurtuluşu görelim, bu dünya gözleriyle.

Artık o boş sözlere, bilin! Karnımız toktur,

Siz de; önyargısız bakın! Bakmakta zarar yoktur.

İnneme’l-mü’minûne ıhvetün, bunu şiâr edinmiş,

Milliyet ve İslâm, etle tırnak gibidir, birleşmiş demiş.

Ötekileştirmek insanları, ötedir ondan,

İslâm kardeşliği yeter, ırkı; gelir sonradan.

İslâm kardeşliğine; Risâleler vesile,

Şimdi artık hamdolsun, çevrildiler her dile.

“Bediüzzaman Modeli,” ihdas etmemiz lâzım,

Bu güzel modeli de; bir şerh etmemiz lâzım.

Her konuda Üstadın, temel görüşü vardır,

Çok muhtaç gönüllere, güzelce bir pîşdârdır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*