Van’da Nur’un bayramı

Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz (asm) Milâdî 8 Haziran 632 tarihinde bâki âleme irtihal eyledi.

O tarihten asırlar sonra 8 Haziran 2013 tarihinde, başta Kâinatın Efendisi (asm) olmak üzere, bütün peygamberlerin, Sahabe-i Kiram’ın, şehitlerin, velilerin ve geçmiş bütün ehl-i imanın, bilhassa asrımızın büyük İslâm âlimi, âhirzaman müceddidi ve mehdiyet vazifesiyle muvazzaf olarak, Risale-i Nur’la ehl-i imanın imanını muhafaza etmeyi en büyük gaye edinen merhum Bediüzzaman Hazretlerinin ruhuna ithaf etmek için Van ilimizde mevlid tertip ettik. Yeni Asya bir kadirşinaslık ve vefa borcu olarak, muhtelif vesilelerle birçok ilde onun adına mevlidler icra ediyor, konferans, panel ve kongreler tertipliyor.

Türkiye’nin dört bir tarafından, Çanakkale’den Rize’ye, İzmir’den Urfa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya, Bursa’dan Adana’ya kadar bütün iller seferber olmuş, bir sel gibi Van iline, Bediüzzaman Mevlidine gelmişlerdi. Van’ın en büyük iki camiinden biri olan Hazret-i Ömer Camii, Ulu Cami kadar büyüktü. İkisi de beş bin kişi kapasitesindeydi. Buna ilâve olarak geniş bir avlusu ve parkı da vardı. Cumartesi günü öğle namazında Hazret-i Ömer Camii tamamen dolmuştu. Bediüzzaman’ı hemşehri bilen Van halkının katılımı tahminlerin üstündeydi. Üst kattaki perdeli bölümleri de hanım kardeşlerimiz doldurmuşlardı. Namaz esnasında cami almayınca, üç dört yüz kişi de avluda namazını kılmak zorunda kaldılar.

Namaz sonrası müftü efendinin konuşmasından sonra başlayan ve Abdurrahman Hocanın tilâvet ettiği aşr-ı şerif ve diğer hafız ve mevlidhanların okuduğu Türkçe mevlid bahirleri, onun yanında bir mevlidhanın ağıt yakar gibi okuduğu Kürtçe kaside, muhteşem kalabalığın yüreklerini heyecana getirdi. Bediüzzaman Hazretlerinin bir gaye-i hayali olan Medresetüzzehra projesinde bahsettiği “Arapça vacip, Türkçe lâzım, Kürtçe caizdir” dediği bu mânâ, tertip ettiğimiz mevlidde uygulanıyordu. Mevlid öncesi ve sonrasında cemaat arasında gerçekleşen tanışma, kaynaşma ve kucaklaşmalarla, Van’da Nur’un bayramı yaşanıyordu. Herkesin içi nur, dışı nur, yüzlerin hepsi tebessüm saçıyordu.

Yeni Asya’nın her sene Haziran ayı başlarında tertip ettiği Bediüzzaman mevlidleri artık geleneksel hâle gelmişti. 2014 yılının Haziran ayı ilk Cumartesi günü 7 Haziran’a tekabül ediyor. Büyük bir ihtimalle ve Allah izin verirse umumî meşverette bu kabul görecek, Şark ve Garp buluşması yine gerçekleşecek. Bediüzzaman ve Risale-i Nur Külliyatındaki fikirlerin naşir-i efkârı olan Yeni Asya gazetesinden yüzlerce nüshanın dağıtıldığı mevlid, tam bir bayram havasında geçti. Van temsilciliğimiz ciddî bir program hazırlamış. Mevlidden sonra gelebilen yedi yüz misafire ikram edilen yemek de ayrı bir güzellikti. Yemekten sonra gidilen ve yeni restore edilen Nurşin Camii’nde ilk ikindi namazı ve yapılan ders ve sohbetler, katılanlar için güzel hatıralar ve sevaplara vesile oldu. Programların bitiminde, Anadolu’nun dört bir tarafından gelenlerin bir kısmı Nurs Köyüne ziyarete giderken, diğerleri de vedalaşmalar, kucaklaşmalar ve seneye tekrar buluşma temennileri içinde, geldikleri memleketlerine döndüler. Seneye Ankara, İzmir ve İstanbul’dan birer uçak dolusu kardeşlerle gelme temennileri de ayrı bir güzelliğin kapısını aralıyordu.

Temsilcimiz Ahmet Yaprak Beyin vasıtası, oğlu Sinan kardeşin kaptanlığında ve Ali Vapurlu Ağabeyin katılımıyla Pazar günü Muş iline geçtik. Muş Kalesi’nden şehri temaşa edip ikram faslından sonra hizmet merkezimize geçtik. Çoğunluğunu genç kardeşlerin oluşturduğu hizmet elemanlarıyla üç saate yakın ders ve sorulu cevaplı sohbetlerde bulunduk. Ehl-i tahkik olan kardeşlerin sorgulayıcı, araştırıcı, şevk ve heyecan dolu halleri, bizim istikbal hakkındaki ümitlerimizi arttırdı. İkindi namazından sonra müsaade isteyerek ve sonbaharda tekrar buluşmak dileğiyle kucaklaşarak oradan ayrıldık.

Akşam namazını biraz ilerlemiş saatte Erciş ilçesine ulaşarak orada kıldık. Namaz ve ikram faslından sonra geçtiğimiz hizmet merkezinde, bu sefer çoğunluğunu öğretmen ve öğrencilerin oluşturduğu kalabalık bir cemaatle karşılaştık. Yapılan ders ve sohbetlerle saat yirmi üçü bulmuştu. Yatsı namazını müteakip bir saat süren bir yolculuktan sonra geç saatte tekrar Van’a döndük.

Cuma günü Yönetim Kurulu toplantısı ile birlikte geçekleşen programların bitiminde, Pazartesi günü on bir on beş uçağıyla Van Gölü üzerinden geçip Muş, Kayseri ve Kırıkkale hattından Ankara’ya ulaştık. Dört günlük sıkı bir çalışmanın verdiği yorgunluk yerini tatlı bir lezzete bırakmıştı. Zira Allah (cc), faaliyetin lezzetini aynı faaliyet içine yerleştirmişti. Geride ise, unutulmayacak hatıralar ve dostlar kalmıştı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*