Ve Türkiye “üçüncü cephe”de…

Türkiye’nin Libya’ya müdahaleye NATO şemsiyesinde askerî desteği, kamuoyuna yeterince tartışılmadan apar-topar Meclis’ten geçirildi.

Irak saldırısına ve işgaline giden 65 bin Amerikan ve İngiliz askerlerinin Türkiye topraklarında konuşlanmasına dair 1 Mart 2003 tarihli “hükûmet tezkeresi”ne karşı koymadaki beklentiler boşa çıktı. İktidar milletvekilleri seçim öncesi aday belirleme sürecinde, Erdoğan’a tavır alamadılar!

Erdoğan’ın özellikle istediği “gizli oturum”da görüşülen AKP’nin “Libya tezkeresi”yle, NATO deniz gücünde Türk Silâhlı Kuvvetleri unsurlarının da görev alması ve yabancı ülkelere gönderilmesi konusunda hükümete bir yıllığına yetki verildi.

“Libya tezkeresi”nin gerekçesinde “Türkiye’nin bu ülkeyle yakın tarihî ve kültürel bağları” vurgulanıp, “ilkeli, aşamalı ve belli bir stratejiye dayandırılmış kararlı ve tutarlı politika”dan dem vuruluyor!

Oysa daha üç hafta önce, “NATO’nun Irak’ta ne işi var?” çıkışının ardından görüştüğü Obama’nın “istekleri” doğrultusunda Başbakan’dan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’ndan “Müdahalenin NATO komutasında olması” açıklamaları geldi! Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ABD Başkanı’nın Erdoğan’la telefon görüşmesinde “Türkiye’nin desteğinin te’yid edildiği”ni duyurdu…

TÜRKİYE, ASKERÎ OPERASYONUN MERKEZ ÜSSÜ…

Keza daha evvel, BM kararının sadece “hava sahasının uçuşlara kapatılması ve insanî yardımı ihtiva ettiğini,” “sivillerin katledilmesini değil, insanî yardımı” esas aldığı, bunun dışında “askerî operasyon”un BM işlevinde ve kararında olmadığı açıklamalarına karşılık, Türkiye’nin askerî müdahaleye katkı sağladığı resmen açıklandı.  “İlkeli, kararlı ve tutarlı” iddiası havada kaldı…

Zira ABD, Fransa ve İngiltere’nin başını çektiği operasyon güçlerinin savaş gemiler, uçaklar ve Tomahawk füzeleriyle Libya şehir ve köylerini, hastaneleri bombalayıp sivilleri katletmesinin akabinde, Ankara müdahaleye katıldı.

Başta “hava saldırısının sivillerin vurulması için değil, korunması için taraf olduklarını” söyleyen Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa olmak üzere, birçok İslâm ülkesinden “itirazlar” yükselirken, hükûmet daha Meclis kararı çıkmadan, “NATO savaş misyonu”a destek için Akdeniz’e, Libya açıklarına, dört firkateyn, bir denizaltı ve bir yedek gemi gönderdi. F-16 savaş gemilerinin kullanılabileceği belirtildi.

Öylesine ki Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, “Türkiye’nin ABD’nin ‘koyucu gücü/hâmi devleti” olmayı kabul ettiğini bildirdi…

Gelinen safhada, Ankara “müdahaleye destek”le de kalmıyor; Libya’ya yönelik askerî saldırının idâre ve eşgüdüm merkezi oluyor! Erdoğan, “Henüz bilgim yok” dese de, Davutoğlu’nun, “Libya’ya yönelik hava harekâtının merkez üssü İzmir oldu” sözleri, bunun ikrarı…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*