Vefatının 50. yılında Bediüzzaman Haftası

Yurt ve dünya genelinde Bediüzzaman Hazretleri ve muhteşem eserleri Risâle-i Nurların mazhar olduğu ciddî alâka karşısında sevenlerin heyecan ve mutlulukları artarken, kızanları ve korkanları da köpüre durmaktadırlar.

Allah ebediyyen razı olsun Bediüzzaman Hazretleri’nden.

Çektiği bunca eza ve cefaya mukabil iman ve Kur’ân hizmetini eserleriyle devam ettirmesi, her şeyin fevkinde olan bir hakikat olarak değerlendirilmelidir.

Bundan yüzyıl önce ektiği Nur tohumları bugün şu mübarek vatanda cennetâsâ bir hâl ve vaziyetin yaşanmasını sağlamıştır.

Bir hakikat kahramanı olarak çağımıza ve çağlara hitap ederek Kur’ân’ın sönmez ve söndürülemez mânevî bir güneş olduğu gerçeğini herkese göstermiştir.

Bir zamanlar bu güzel vatanın Allah ve Kur’ân demenin suç sayıldığı ve sayılabileceği ahvâlden çıkmasına, kavlî ve fiilî duâlarıyla vesile olan Hazret-i Üstad ve onun Kur’ânî eserleri, bugün milyonlar tarafından sıcak bir atmosfer içinde kucaklanmaktadır.

İslâm’ın gür sesini âlem-i insaniyete haykıran Bediüzzaman Hazretleri, eserleriyle artık takdirle yâd edilmektedir.

Şu dâr-ı imtihandan cismen ayrılalı 50 yıl olmasına rağmen, aramızda ve gönlümüzde mânevî şahsiyetiyle ve eserleriyle hürmetle yaşamaktadır diye düşünüyorum…

Bu yıl vefat yıldönümü münasebetiyle yapılan faaliyetler dolu dolu oldu ve oluyor Maşâallah. Bediüzzaman faaliyetleri çerçevesinde yurdun dört bir yanında düzenlenen programlar heyecanla, şevkle ve şu kudsî nur yolunda gönülleri mest eder derecede güzelliklerle icra edildi.

Bediüzzaman Hazretleri ve eserlerini tanıma ve tanıtma adına yapılan bütün bu faaliyetlerin yurt dışına taşıp sâir ülkelerde de cereyân etmesi ayrı bir sevinç kaynağı olarak değerlendirilmelidir.

Yapılan faaliyetlerin güzel, doğru ve takdire şâyân olduğu, ancak kâfî olmadığı da yapılan değerlendirmeler arasında.

Vefatının 50. yılında Bediüzzaman ve eserlerini tanıma ve tanıtma adına yapılan faaliyetlerle alâkalı değerlendirme ve tesbitleri şöyle sıralamak mümkündür:

* Çeşitli mahallerde yapılan faaliyetlerin diğer gruplara örnek teşkil etmesi sevindiricidir.

* Bediüzzaman ve eserlerini çeşitli gazete ve dergiler yoluyla tanıtmaya yönelik olarak verilen reklâmların, olumlu neticeler verdiği görülmüştür.

* Bediüzzaman ve eserlerinin umumun ortak değeri olduğu, ancak Üstad’ı ve eserlerini ‘doğru anlamak’ gerektiği hakikati de kuvvetlice vurgulanmıştır.

* “Siyasal İslâm” çizgisiyle “Bediüzzaman’ın hizmet metodu”nun örtüşmediği mesajı verilerek “doğru İslâm ve İslâmiyet’e lâyık doğruluk” dikkatlere sunulmuştur.

* Uzun yıllar Risâle-i Nur’daki içtimaî-siyasî tesbitlerin anlatılması sayesinde, geçmişte Bediüzzaman’ın siyasî tesbitlerini tenkit edenlerin (farkında olsalar da, olmasalar da) bugün Üstad’ın çizgisine geldikleri görülmektedir.

* Serâpâ Kur’ân hakikatleri olan Nur Risâlelerinin günümüz problemlerine tek çâre olduğu hakikati kuvvetlice kendini hissettirmiştir.

* Devletin, artık kokuşmuş sistemle bir yere varamayacağı; dolayısıyla Bediüzzaman’a ve eserlerine sahip çıkması gerektiği bir hakikat olarak değerlendirilmiştir.

* Demokrasiye ciddî mânâda sahip çıkılması, şahsî ve keyfî hâkimiyet ve mülâhazalarının aşılması zamanının geldiği gerçeği vurgulanmıştır.

* Bu tür faaliyetlerin daha sık yapılmasının gereğine işaret eden en güzel sonuçlarından birisi olarak da, ehl-i imanın tenasüd ve uhuvvetine sebep olduğu meydana çıkmıştır. Müfritâne irtibat sağlanmıştır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*