Yağmurlu Kırıkkale yolları

Haşin bir zamandayız, vatanımızın bir köşesi kar, bir köşesi yağmur ve bir bölgesi güneş ve bir bölgesi ise bulutlarla kaplı. Fakat gaye, 75 milyonluk Türkiye’mizde İman ve Kur’ân hizmetini halklara duyurmaktır. Neşriyat görevi bütün hızıyla ve ihtişamıyla devam etmektedir. Hemen hemen herkeste bu yönde bir umumî temayül ve gayret vardır. Hayat ise bütün lezzet ve elemleriyle de devam etmektedir.

Böyle bir âlemde ve günde can dostları ve 44. sene-i devriyesini yurdun her yerinde ve dış ülkelerde kutladığımız Yeni Asya gazetemizin Kırıkkale temsilcisi kardeşlerimiz; bizleri bir seminer, bir sohbet ve iş dünyasını ziyaret ve irtibat babında çağırdılar. Dâvete icabet ettik, gittiğimiz andan dönüşümüze kadar rahmet başımızdan hiç eksilmedi ve bu yağmurlu zemin ve zamanda arzu edilen mahallere ulaştık.

Kırıkkale, 220 bini aşkın nüfusuyla bir kültür ve sanayi şehri. Nüfus itibarıyla gazetemizin en çok satılan yerlerinden birisi. Bunların hayata geçmesinde yılların çilekeşi Ahmet Akçay ve Recep Ölmez ve emsâli kardeşlerin azamî gayretleri vardır. “Elden dağıtma ve bire bir temas ve gününde intikal” bu işin temeli ve özüdür. Hatta benim gazetem demek başka, bizim gazetemiz demek başka. Yani bizim bahçe demek başka, bahçedeki elmayı yemek başkadır. Yazmak başka, dağıtmak da başka olduğu gibi. Her şeyin pazarlaması da ayrı bir san’attır.    

Sivas’ın Güneş Radyosu gibi buranın da 5. katta Güneş Radyosu var. Genel yönetmen Ramazan Beyle bir canlı yayın mülâkatında bulunduk. Hizmetlerimizle, neşriyatımızla, Türkiye’de ve dünyada İslâmî inkişafla alâkalı sel gibi akan bir sual-cevap geçidi oldu. Akabinde mahallî gazeteleri, esnaf oda başkanlarını, esnafları ve Yeni Asya abonelerini ziyaret ettik. Ziyaret edilen her yerde ayrı birer konu ve hatırat üzerinde durduk.

Bu hizmetlerde bizleri yalnız bırakmayan M. Erünsal, Cahit, A. Akçay ve R. Ölmez kardeşlere ayrıca teşekkür ediyorum. Esasında sırr-ı tesanüd dediğimiz de budur ve en büyük örnek de, bir manada bu gazetenin fikir babası ve bir mânâda Lâhika Sayfası’yla baş yazarı olan Hz. Bediüzzaman’ın hayatı ve etrafındaki bir avuç muhlis ve kahraman talebeleriyle aziz ülkemizi bir mektep ve bir özel üniversite hâline getirmeleridir. Bu hâl diğer İslâm ülkelerine ve Batı dünyasına da modeldir. Başka çıkış yolu da yoktur. İhlâsın sırrı…

Vakıf binasındaki iki seminer tarzı sohbetimde bunları dile getirdim. Maziden gelen hatıralar, şahit olduğumuz gelişmeler ve neşriyatın önemi üzerinde durduk. Cuma günü şehrin en büyük camiinde hutbeyi ve vaiz efendiyi dinlemiştik, onların konuşmaları üzerine de Risale-i Nur Külliyatı’ndan “Mektubat, Sözler, Münâzarât, Şuâlar” eserlerinden çıkış yolları ve çareler üzerinde durduk. İnşaallah gün gelecek, mazide Van’ın Hacı Hidayet ve Hacı Hüseyin camilerinde vaaz olarak yalnız Risale-i Nurların okunduğu gibi, okunacaktır ve okunmalıdır.

Türkiye’de ve dünyada beşeriyetin yaraları bellidir. Bu yaralara, bütün samimiyetimle söylüyorum, tiryaklar, ilâçlar Risale-i Nur’da vardır. Çokları kuru gürültü yapmaktadırlar ve yine çokları zamanı ihlâl ediyorlar. Halbuki asır, zaman kaybını istemiyor ve milyonlarca gence ve vatandaşa aradığını vermek lâzım. Eğitimin her sahasında ta cezaevlerine kadar, biliyorsan ver, bilmiyorsan enaniyetleri ve bağnazlığı kırarak erbabını bul ve ona teslim ol, zaman o zamandır. Çünkü bu rahmet başka bir rahmet…

Böyle bir sohbetimize ta Ankara’nın Sincan ilçesinden, İ. İriboz kardeşimin başkanlığından gelen neşriyat ekibine, cıvıl cıvıl gençlere ve çevreden gelen aziz kardeşlerime ve Moda Life Sanayiinin sahiplerinden Fatih Beylere, Hakkı Ağabeylere ve emeği geçen bütün fedakâr ve samimî kardeşlerime en kalbi duâlar ve başarılar…

Hizmette sınır yok, dün akşam İzmit-Derince “Gümüşhaneliler Derneği”nin dâvetlisi olarak, dernek kültür merkezinde “İnsan ve İnsanın Mahiyeti“ üzerine bir konferansımız oldu. Onun da detaylarını inşaallah gelecek makalemizde değerlendireceğiz. Neşriyatın önemi de budur. Kavalın kıymeti olur da, neşriyatın olmaz mı? Gazeteler, siteler, dergiler vs.ler.

Benzer konuda makaleler:

• Orta Karadeniz’in sadık kahramanları
• Ömer Ali Balpetek
• Ankara’da bir hafta sonu
• Abdil Yıldırım ve Hüseyin Eren duâlarınızı bekliyor
• Güney Akdeniz fedakârları
• Kutlular Ağabey’le Barla’da bir hafta…
• Şeyh Nazım Kıbrısî ile görüşmemiz
• İsviçre’den selâmlar
• Risâle-i Nur’da aile içi iletişim
• Bir başkasın İnebolu