Hava, Su, Ateş ve Güneş unsurlarının hayat ve hareketlerimizle, fiil ve isyanlarımızla ne kadar alakadar olduğunu inananlar bilir. İnsanlığın tarihini bu zaviyeden inceleyenler, insan fiiliyle söz konusu unsurlar arasındaki irtibatları haber veren yüzlerce hadiseyi tarihten öğrenebilirler.
Almanya´da bir sıkıntı var. Dünya futbol maçları arefesindeki sefehat dalgası Germanya eteklerine vurmadan önce sıkıntı havada başladı. Almanya adına birileri sevinebilir, fakat Almanya sevinemiyor. Ülkeye yalnızca; kirlilik, gürültü, sefehat ve kargaşa getiren kupa maçlarına sevinemiyor. Bu maçları Almanya için planlayanlar spordan önce sefehati hedeflemişler. Siyasetçilerin basireti çoktan bağlandı. Amerika´daki, tahripkâr ve gasıp hükümete imrenen yeni hükümetin mensupları da Almanya´ya yapılan kötülükleri göremiyorlar. Futbolu bahane ederek yurdu sefehathaneye çevirenlerin maksatlarını anlayamadıkları gibi, Atlas üzerinden kıta Avrupa´ya uçup gelen çekirge sürülerinin maksatlarını da anlayamıyorlar. Çalışkan Alman milletinin sermayesinin nasıl tar u mar edildiğini görmekten hâlâ uzaktalar. Nice koca koca fabrikalar işçilerini kapı önlerine koyup kapılarına kilit vurdular. Ülke yer yer çekirge istilasına uğramış ekin tarlalarına döndü. Bu afatın kaynağını düşünenler Alamanya´nın hasımlarını tanıdılar, ama siyasetçiler hâlâ anlayamadı…
Almanya´da havalar bir türlü ısınmıyor. Haziran ayında Carmisch´te kar yağışını seyrediyoruz. Alpler´e başı ve etekleri bugün beyaz… Dere ve ovalardaki güzel kokulu leylakların içimizi ısıtmaya gücü yetmiyor. Kar ve yağmur yüklü bulutların arasından ara sıra bize el sallayan güneş de bizi ısıtmıyor. Bedenlerimizi açık ve kurşûnî bulutlar altındaki Almanya üşüyor. Bugünlerde Anadolu´da renga renk meyveler, bahçelerde çilekler en güzel günlerini yaşarken, Almanya´nın çilekleri dışarı çıkmaya korkuyorlar…
Almanya medyası idarecilerini boş şeylerle uğraştırıyor. Çöken ekonomi, dağılan aile, dibe vuran dış itibar ve kaybolmaya yüz tutan temel insanî değerleri bırakmış yetkilileri, bindebiri bile bulunmayan basiretli öğretmenin başörtüsü ile uğraşıyorlar. Demokrasi, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti, tolerans, bilimsellik ve adalet bugün için konulmuyor, Almanya´da… Elbette Berlin´li, Karlsruhe´li ve Münih´li hakimler birgün bu saçmalıkları adaletin süpürgesiyle yokluk çukuruna süpürecekler, ama yazık değil mi? Boş şeylerle uğraşan idarecilerin, siyasetçi ve köşe yazarlarının emeklerine yazık değil mi?
Yanlış hesapların Bağdat´tan döndüğünü görenler yalnızca biz değiliz. Herkesten önce güneşten kaçışan Neo-Con´lar gördü ve sonradan Bush – Blaire ikilisi… Fakat birileri hâlâ Almanya´ya Irak sezonu kesiyor. Hem de haince. Dediğimiz gibi yalnış hesap hep Bağdat´tan döndü, fakat olan Almanya´ya oluyor. Havalar bir türlü ısınmıyor ve hâlâ Alpler´in eteklerinde üşüyoruz, bugün…
Benzer konuda makaleler:
- St. Michael´de bahar
- Amerikancı AKP
- Tesettür düşmanlığı ve CDU
- … ve Rahmet kesildi.
- Kimliksiz veya yanlış kimlikle eğitilmiş gençlik üzerine
- Almanya´ya gidecek din görevlilerine eğitim
- Tahripkâr Cereyanlar ve Almanya
- Lâle Hanım Obama´ya özenmesin
- Vize skandalını Konsolosa sorduk
- Almanya´da Türklerin üçte biri fakir
Almanya İslam Konseyi Din Şurası Sözcüsü / Eğitimci – Yazar
İlk yorum yapan olun