Yaşam koçu(m) benim

Öğrencilerim arasında popüler kültüre meraklı “ergen”ler var. Yaşının getirdiği sıkıntılar bir yana, çevresiyle problem yaşayanlar bize danışarak sıkıntılarını aşmaya çalışır.

Onlar ücretsiz “yaşam koçluğu” yapmaya çalışırım.

Şaka bir yana, “yaşam koçu” olan ve bununla övünen birini stüdyo konuğu olarak programıma dâvet ettim (Medya ve Toplum, TV5).

Açıkça sordum:

“Yaşam koçu nedir? Ne değildir?” diye.

Tane tane anlattı:

“Yaşam koçu, kendinizi yaşamanıza adamanızı sağlar. Yaşamın her alanında daha fazla denge, yaşam sevinci, samimiyet, enerji, maddî bolluk, konsantrasyon ve hareket etmenize yardımcı olur(um).”

Sahi mi?

“Peki bunu nasıl yapıyorsunuz?” diye sordum.

Elcevap:

-Ben, ulaşmak istediğiniz hedefleri belirlerim. Sizi cesaretlendiririm.

-Ben, kendi başınıza şimdiye kadar yaptığınızdan daha fazlasını yapmanızı isterim.

-Ben daha çabuk sonuçlar elde edebilmeniz için odaklanmanıza yardımcı olurum.

-Ben, size daha fazlasını gerçekleştirmeniz için gerekli araçları, desteği ve yapıyı sağlarım.

“Yaşam koçu”muz, bir buçuk saate yakın “mesleği” ile ilgili anekdotlar aktardı. Program sonrası, stüdyoya gelen oğlu ağlamaya başlayınca doğrusu, onu sakinleştirmek mümkün olmadı. Konuğu, çocuğuyla birlikte eve bırakana kadar çeşitli teknikler denedik, ama susturmak bir türlü mümkün olmadı.

Yaşam koçu, oğluna bile koçluk edemedikten sonra, toplumun diğer bireylerine nasıl “koç”luk edecek diye kara kara düşündüm.

Yani, programda anlattığı onlarca “tez” bu çocuk sebebiyle havaya uçtu.

Elbette, koçluk; danışmanlık, terapi, öğretmenlik, yöneticilik ve psikolojik danışmanlık değildir.

Ya nedir?

Bir kişinin işini kolaylaştırmak, potansiyelini ortaya çıkarmak-geliştirmek, iş gücünü arttırmak, verimliliği üst düzeye çıkarmak, kişisel dönüşüm ve gelişimde sıçrama yaptırmak… Yani daha aktif olarak hayata katılımını sağlamak olarak özetlenebilir.

Eğri oturup, doğru konuşalım.

Dünyada kişisel gelişim kitapları, hipnoz, meditasyon, yaşam koçluğu, danışmanlık gibi yapılanmalar önemli bir sektör halihazırda.

Yani, günümüzdeki yaşam koçları öncelikle iş yeri sahipleri, yöneticiler ve girişimcilere yönelik eğitim ve sunum yaptıkları düşünülürse…  Yanısıra kitap, DVD, kurs ve seminerlerle birlikte şu anda, yılda 10 milyar dolar ciro yapan devasa bir pastadan söz ediliyorsa… Orada oturup düşüneceksin!

Yani “yaşam koçları” motivasyon ve rekabet kavramlarını kişinin mutluluğu ve iyiliği için değil, çalıştığı sektörün ihtiyaçlarına yönelik bir birey olmak için kullanır.

Bununla birlikte “sistemin” (bu komünizm olur, kapitalizm olur) çıkarları gözetilir. Rutin hayattan sıkılan bir ferdin, değişim ihtiyacı tam da bu noktada kişisel gelişim ya da yaşam koçluğu tarafından karşılanır (!).

Daha açık söyleyelim:

Yaşam koçları kişiyi yalnız hissettirip “herkes”ten ayırır.

Buradaki “sen” ve ötekileştirilen “herkes” aslında bir amaç için yapılır. Alt yapısı sorgulanmamış bir değişim ya da dönüşüm!

Yaşam koçlarını bir de bu açıdan tahlil edin istedik.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*