Yavrum, Haiti´den bildiriyorum!

Image
BURADAN en son, en tedirgin edici haber şu: “Çocuklar kaçırılıyor!”

“Bağımsızlığını ilk kazanan ülkelerden” diyor kitaplar; onca askeri darbeyle hep hizaya sokulmuş memlekette, müthiş varlıklar yanında, açlık ve sefalet hep hükümran olmuş.

Ve çok çocuk kayıp! “Haiti’nin geleceği kaçırılıyor” diye çıktı haber. Biliyorsunuz. Büyük depremden sonra, büyük ekonomik kriz de vurmuştu.

Ülkede şu an demokrasi var. En çok konuşulan, yine darbe hevesleri. Meğer deprem ve kriz sonrasında bile plan yapılmış!

Haiti Genelkurmay Başkanı, masaya vuruyor: “Sabrımızı taşırmayın” diyor; sorumlu olduğu askerlerin kimi “terör sanığı” ilan edilirken.

Haiti Başbakanı, sık sık “halkın hakkı”ndan bahsediyor; hak arayan bir kısım halkı küçümserken.

Kibirlerine bakıyorum; sanki Haiti’de hiçbir çocuk kayıp değil!

Sanki onca kayıp, çocuk değil! Sanki onca kayıp çocuk Haiti’de değil!

Bir devlet en çok neden utanır, diye Haitililere soruyorum; bir “baba” mesela.

Öyle ya, Haiti’de devlet, baba!

Bir baba en çok, Haitili tütün işçisi gibi, çocuğunu aç bırakırsa utanır.

Bir baba en çok, evladının hayatı çöpe gitmişse; çocuklarını kötü kadere zincirlemişse; en çok da, evladının hayatını elinden düşürüp kırmışsa, çocuklarını hepten kaybetmişse utanır.

Haiti’nin en kudretli babaları; Başbakan’ı da Genelkurmay Başkanı da bundan hiç utanmıyor. Haiti’de, iki yıl önce kayıp çocuk sayısı 833; geçen yıl ortası 1592; şimdi 1657. Bunlar “kayıtlı kayıp”… Çünkü Haiti’de nice ayıp kayıtsız! Nice kayba ve ayıba kayıtsızlık 7.7 şiddetinde!

En büyük kentte kayıp hiçbir çocuk bulunamıyor neredeyse. Sokaklarında 4 bin çocuk dilenci, her istismara açık, sürünüyor. Ülkede 41 bin çocuk ortada. Hayatta kalabilmek için nefret ve şiddetle kabuk bağlayıp korunmaya çabalıyor.

Haiti’de askerin, polisin, örgütün saçtığı patlayıcıyla oynarken, basarak, birinin isabetiyle ölen çocuklar 342’yi bulmuş. Kayıtlı 342 paramparça çocuk! Serap olan da var, Ceylan gibi düşen de! Ölmemiş de eli ölmüş, bacağı ölmüş, parmağı kopuk, kafatasının bir parçası kopmuş, kulağı uçmuş, gözü kapanmış parça parça tükenmiş yüzlerce çocuk daha!

Bir o kadar çocuk, taş attı, slogan attı, 15’inde “örgüt” oldu diye Haiti cezaevlerinde. Kızın yaşı 15 mesela. Yakalamış Haiti polisi gösteride. Fotoda yüzü kapalı. Olsun! 11 Haiti polisi amca tereddütsüz rapor tutuyor.

Çoluk çocuk sahibi Haitili hâkim ve savcı; amca, teyze karar veriyor: İlk celsede suçludur! “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”ten; sanki gösteri bizatihi “muhalefet” değilmiş gibi “toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet”ten;“örgüt propagandası”ndan…

15 yaşa 14 yıl hapis; 8 yıla inmesine! Haitili hukukçu diyor ki, “Kız dağa çıksa, silahlı suç işlemedi mi en fazla 4 yıl ceza”. Sonra Haiti Başbakanı ve Genelkurmay Başkanı düşünüp duruyor: “Neden dağa çıkış önlenemedi” diye! Haiti’den dün döndüm. Orası “cehennem”, burası “cennet” ya… İşte Araf’ı aştım: Dağın eteği, şırıl şırıl su: Bir baktım, 13’ünde Zeynep, 8’inde Asliye. El ele. “Nereye çocuklar, nereye” dedim: “5 liramız vardı. Kitap almaya gittik. 1 lira kaldı. Minibüse binemedik. Eve dönerken çaya düşüp boğulduk. Siz nereden böyle?” dediler. “Haiti’den” dedim; “Hiç sormayın. Orada bir yoksulluk, bir şiddet. Ve ne çok çocuk kayıp!”

Gözlerinden yaş boşaldı o an, o yaşlar çay oldu, çay onları aldı götürdü!

Orada bir huzur bulası çocuklar!

Umur Talu / HaberTürk, 29.1.2010

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*