Yaz Kur’ân kursları Pazartesi başlayacak, ama…

Image

Seçimlerin ardından yaşanan karmaşa devam ederken, Meclis henüz çalışmalara başlayamadı. Bu yüzden de seçim sonrasına bırakılan konular hakkında da bırakın çözüm üretilmeyi konuşulmuyor bile.

İlköğretim ve ortaöğretim okullarında okuyan 16 milyon öğrencinin tatili geçtiğimiz hafta başlamıştı. Önümüzdeki Pazartesi günü de camilerde yaz Kur’ân kursları başlayacak. Çocuklara Kur’ân-ı Kerim’in yanı sıra dinî bilgilerin öğretildiği Yaz Kur’ân Kursları üç dönem hâlinde gerçekleştirilecek.

Birinci dönem 27 Haziran’da başlayacak ve 15 Temmuz’a kadar devam edecek. İkinci dönem ise 18 Temmuz’da başlayıp 5 Ağustos’a kadar sürecek. Üçüncü dönem de 8-26 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Dersler, haftanın 5 günü 09.00 ile 12.00 saatleri arasında, ikili eğitim yapan kurslarda ise 11.30 ile 13.50 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Kurslara kayıt olacak olan öğrencilerin kurs için velisinin dilekçesi ve karne fotokopisini (5. sınıf ve üstü) getirmelerinin şart olduğu belirtildi.

* * *

Anne ve babalar internet ve televizyonların zararlı yayınlarından korumak adına çocuklarını camilerdeki bu kurslara göndermek istiyorlar. Yaz tatilinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açtığı Kur’ân kurslarında Kur’ân-ı Kerim’i ve dinî bilgileri öğrenmek için bu kurslara akın edecek öğrencilerin bir kısmı yıllardır olduğu gibi bu yıl da camilerin kapılarından geri dönecekler. Cami kapısından geri dönecek öğrenciler 12 yaşını doldurmamış ve ilköğretim 5. sınıfı bitirmemiş olanlar.
Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik, 2009-2010 eğitim-öğretim yılının başladığı günlerde yaptığı açıklamada Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilât Yasası ile yaz Kur’ân kurslarındaki yaş sınırlamasını kaldırmayı planladıklarını belirtmiş ve “Bu konudaki kısıtlamanın doğru olmadığı inancındayız” demişti. Ancak kanun Meclis’te görüşülüp kabul edildiği halde bu yasak yine kaldırılmamıştı.
O tarihlerde yapılan bir araştırmada yetişkinlerin katıldığı uzun süreli Kur’ân kurslarına 2000-2001 eğitim yılında katılan öğrenci sayısı 90 bin 353 iken, 2009-2010 döneminde bu sayının 297 bin 247’ye çıkması bir ihtiyacın göstergesi olarak ortaya çıkmıştı. Yine, en az ilköğretim 5. sınıfı bitirmiş olan öğrencilere yönelik düzenlenen yaz Kur’ân kurslarına ilginin de son on yılda 2.5 kat arttığı da bu araştırmada görülmüştü. İki ay süreli bu kursların sayısının son 10 yılda 3 bin 268’den 8 bin 696’ya çıkması da anne-babaların hassasiyetini göstermesi açısından önemli görülmeli.
28 Şubat dayatmalarından olan 12 yaşını bitirmeyen çocukların camilerde yaz Kur’ân kurslarına bu sene de gidememesi ve 15 yaşını tamamlamayan çocukların ise Kur’ân kurslarına katılamaması uygulamasının bu sene de birçok öğrenciyi üzeceği ortada. Yıllardır çözülemeyen/çözülmeyen bu dayatma yasak ne zaman çözülecek. Yoksa 28 Şubat hakikaten bin yıl mı sürecek? Bunu aynı zamanda bir çocuğu bu sene yaş sınırı dolayısıyla yaz Kur’ân kursuna gidemeyecek bir baba olarak sormak hakkımız değil mi?

* * *

Bu ihtiyacı görünce Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar’ın “Çocukların yaz Kur’ân kurslarına gitmeleri engellenmemeli, bilimsel verilere, pedagojiye uymayan bu saçma yasak bir an önce kaldırılmadır” cümlesi çok anlam taşıyor.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, camilerde açılan yaz Kur’ân kurslarına katılabilmek için ilköğretim 5. sınıfı bitirme şartı aranmasını “Anayasaya aykırı” olarak gördüğünü belirtirken, “Kısa süre içinde bu yanlışlıktan vazgeçileceğini bekliyoruz. Konuyla ilgili hazırlıklarımız var, ancak tabiî ki, daha önceden alınmış bir karar var. Bu kararın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Alınan karar anayasal bir karar değildir. Bu bir yorumdur” diyerek meselenin bam teline dokunmuştu. Başkan Yardımcısı Hasan Kâmil Yılmaz da, özgürlük ortamında böyle bir yasağın olmaması gerektiğini, bu yasağı anlamanın zor olduğunu dile getirdi.
Tayyip Erdoğan bundan 6 yıl önce Haziran 2005’te Beyrut’a yaptığı bir geziden dönerken gazetecilere uçakta, “Kur’ân kursları için yaş sınırı konulmasına karşıyım. Ben de 7 yaşında Kur’ân kursuna gittim. Bir çocuğun Kur’ân’ı öğrenmesinin ona getireceği olumsuz ne olabilir? Burada bir yaş sınırı getirildiği zaman öğrenme kolay olsun diye değil, tam tersine bunun önünü nasıl keseriz; bu anlayışla getirildi. Bırakalım kitabını, Kur’ân’ı öğrensin. Bu durumdan niye rahatsız olalım? Bırakalım rahat rahat öğrensin. Tommiks-Teksas okumaya hiç kimse mani olmuyor, ama kendi kitabını öğrenmesine niye mani oluyoruz?” demişti. Ancak, aradan geçen sürede bu yasak kaldırılamadı. “Çıraklık ve kalfalık dönemi”nde bu sorun çözülemedi bakalım “ustalık dönemi”nde çözülebilecek mi?
Sözün özü: Bilindiği gibi yaş sınırı pedagojik kurallara da, insan hak ve hürriyetlerine de, BM Çocuk Hakları Sözleşmesine ve diğer uluslar arası sözleşmelerde yer alan din eğitimi hak ve özgürlüğüne aykırı… Kur’ân öğrenimine yaş sınırı bütün bunlara rağmen kaldırılmadıysa, çocuklar televizyonlara ve internetin zararlı yayınlarına bırakılıyorsa burada oturup düşünmek gerekiyor. Ve acilen bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Kanun Hükmünde Kararname ile binlerce sözleşmeli memur kadroya geçirilebiliyorsa, yıllardır kanayan bir yara haline gelen bu sorun da çözülemez miydi? Bunu da düşünmek gerekir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*