Yeni Asya ailesi

Hayatı zorluklar büyütür biraz.

Engeller, mâniler, sıkıntılar, musîbetlerle tasaffi eder, zenginleşir, genişler. Şartlara teslim olmayarak ilerler, problemleri çözerek bir sonrasına adım atar. Kademe kademe çözülen, eğilen, evrilen zamanlar bu cümleye matuf olarak olgunlaşır, başını kaldırır, daha bir umutla bakar gökyüzüne.

En güzel zamanların öyküsünü bıraktık maziye. En güzel şiirlerin dizelerini yazdık. Beraber ağlayıp beraber gülmenin seremonisiydi bu olanlar. “Müfritane irtibat”ın gerektirdiğiydi. Sıkıntılar çıktı önümüze, beraber katlandık. Musîbetler yağdı üzerimize, beraber dayandık. Problemler vardı her yanımızda, beraber çözdük. Bir aile olmanın, bir ailede fert olmanın gereğiydi bunlar, beraber aştık. Biz gözlerinden umut fışkıran bir birlikteliğiz. Yazarıyla, yönetimiyle, okuruyla, dağıtıcısıyla, bu yola emek veren her insanıyla birlikte var olan kocaman bir aileyiz. Biz Yeni Asya ailesiyiz.

Şah ile geda bizde bir. Okuyucu ve yazar da aynı şekilde… Bizim bir amacımız var. Bir gaye-i hayalimiz, mefkûremiz, güneşimiz var. Risale-i Nur’u okumak, okutmak, hayatımıza geçirmek, yaymak, yazmak, çoğaltmak, hedefledikleri yolunda emek harcamak… Bir numaramızda her zaman Risale-i Nur var. Onunla meşguliyeti, onun muzafferiyetini hayatının gayesi yapmış insanlarla bir gönül birlikteliğimiz, akdimiz var. Sözlerimiz ona matufsa değer taşır. Yazdıklarımız onu taşırsa anlamlanır. Yaşadıklarımız, hayatımız, ahlâkımız onu mütehammil olduğunda akis bulur, bayraklaşır. Risale-i Nur’un elmas kılıncıyla doğrulturuz yanlış yapanı. Onun gayesinden sapanı da düsturlarımız iyi eder yine.

Zira bizim meşveretimiz var. Haklı bir şûrâmız, her fikrin içinde kendi kameti kıymetince çiçek açtığı bir tarlamız, toprağımız var. Her fikir saygı görür burada, her benlik saygıdeğerdir. Küçük büyük diye bakılmaz fikir sahibine, ast üst nazarı giremez kesinlikle. Yeni ile eski, yaşlı ile genç beraber mezcolur. Gazetenin manşeti meşveretle atılır, yazıları meşveretle girer. Bir değildir kimse, beraberdir. Yalnız değildir, damlalardan oluşan bir okyanustadır.

Bediüzzaman’ın nâşir-i efkârıdır Yeni Asya. Onun sözlerinin, fikirlerinin, düşüncelerinin âleme yayılması, insanların bu sese kulak vermesini sağlamaktır. Yazısını bunun için yazar, şiirini bunun için söyler, karikatürünü bunun için çizer. Hiçbir harfi boş değildir, hiçbir çizgisi anlamsız değildir. Varlığıyla, duruşuyla ahirete ve imana çağırır, müsbet iman hizmetine çağırır, Üstada ve Risale-i Nur’a çağırır. Amacı budur, gâyesi buna yöneliktir, hedefi başka bir şey değildir.

Dünyaya din için bakar, kelâmını hak için söyler. Yaptığı, söylediği, anlattığı, beyan ettiği her şey çözüme matuftur, sadece kendini kurtarmaya dönük değildir. Demokrasiyi, insan haklarını, kardeşçe yaşamayı, inanç ve fikir hürriyetini herkes için savunur. Bunun için mücadele eder, bedelini öder, ama bu ilkelerinden taviz vermez.

Müstağnidir, tok gözlü ve tok sözlüdür. Kimseyi incitmez, kimsenin de kendisini incitmesine izin vermez. Hakkını meşrû yollarla arar, mücadelesini meşrû sınırlar dâhilinde verir. Gerek haberlerinde, gerek yazılarında ve yayınlarında provokatif bir dil kullanmaz. Toplumu geren, ötekileştiren, kutuplaştıran, ayrıştıran yapılardan, organizmalardan uzak durur, toplumu da bu yönde uyarır, ikaz eder.

48 yıllık hayatında ikazlarının çıkmadığı, gördüğü öncüllerin olmadığı tek bir hadise yoktur. Bu tamamen hadiseleri her yönüyle okuyabilmekten geçer. Meseleleri her veçhesiyle analiz edebilmekten kaynaklanır. Bunun tek sebebi yukarıda saydığım öncüllerin tamamıdır. Hadiseleri okumak, okuyabilmek çok yönlü düşünebilmenin bir ürünüdür. Ve Yeni Asya yönetimiyle, yazarıyla, çizeriyle, çalışanlarıyla ve herşeyden önemlisi Yeni Asya’yı yekvücut hale getiren okurlarıyla bu manevî güce sahiptir. Bu sinerji bütün Yeni Asya ailesindedir.

Bu yıllara kolay gelmedik, biliyorum. Bu büyük aile, uhuvvet, muhabbet anaforunda pek çok düşmanlıkları izale etti, pek çok menhus planı akim bıraktı, pek çok zındıka komitesini zir ü zeber etti. Bu günlere nasıl fedakârlıkla, ihlâsla, özveri ve gayretle geldiysek, bundan sonra da aynı ölçülerimizle, aynı prensiplerimizle, aynı güçlü okuyucumuzla yolumuza devam edeceğiz.

Bu böyle biline!

Havva Küçük Konur

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*