Yeni Asya farkı ve duruş asaleti

Helâket, felâket asrındayız.

Ahirzaman alâmetlerinin alenî olarak esintilerini artık ensemizde hissediyor ve yaşıyoruz. Bu dehşetli zamanda; savrulmalar, şaşırmalar, afallamalar; şahısları, haneleri, grupları, cemaatleri, siyasileri, bilimcileri vb. herkesi bir şekilde derinden etkilemiş ve ters köşeye yatırmış durumda!

Bu hadiselerden “hiçbir kimsenin” “HİÇ” bir şekilde etkilenmemesi pek mümkün değil gibi görünüyor. Ancak etkinin tesiri, kalibresi, dozu tartışılmalıdır. Ama tesbitin doğru yapılması lâzım. Böyle olağanüstü hadisenin “Hasar tesbit” çalışmasının amacı, metodu ve istikametli olması ve neticesi önemlidir.

Âfâkî fırtınalardan öte dâhilden gelen fırtınalar daha acı verici oluyor. Yeni Asya Camiası olarak hiç eksik olmayan bu gibi fırtınalar devam ediyor ve edecek. Hayat devam ettikçe bu bayatlamış ve güdümlü hücumlar da devam edecek; kaderimizdir imtihanımıza iyi çalışıp dâvâmıza ve yolumuza devam edeceğiz. Farklı hesaplarla sekiz yıl önceki bir karikatürle yine bir saldırıya muhatap olduk.

Ebedî ve büyük bir dâvânın müdafaasını yapmak elbette bazı bedeller istiyor. Bu konudaki celâdet, cesaretimiz inşallah kesintisiz devam edecektir. Çünkü biz;

YENİ ASYA olarak; bütün darbelere, ihtilâllere, muhtıralara, hukuk dışı müdahalelere karşı durduk.

YENİ ASYA olarak; görevimiz kendimize yakışan şekilde itidalle harekete devam edeceğiz inşallah.

YENİ ASYA olarak; azılı katilleri, ırz düşmanlarını Nurlar’la buluşturan bir îman okulunun talebeleriyiz.

YENİ ASYA olarak; bütün olumsuzluklara karşı müsbet hareket ve usûllerle tamir ve çözüm üretmektir.

YENİ ASYA olarak; iftira, itham, derin güç ve kuvvetlerin çirkin oyunlarını Allah’a havale etmektir.

YENİ ASYA olarak; köy odalarından başlayıp, dünyaya yayılan bu kudsî hizmetin ana gayesinin insanlığa gerçek medeniyeti, ahlâkı, huzuru, saadet ve barışı getirmek olduğu şuuruyla yola devam etmektir.

YENİ ASYA olarak amacımız; iç âlemleri kararıp, harâbeye dönmüş körlere nur ve ışık göstermektir.

YENİ ASYA olarak; zehirleri panzehire, zindanları Medrese-i Yûsufiye’ye döndüren ruh halini devam ettirmektir.

YENİ ASYA olarak; Kur’ân’ın nûrunu sınırlar ötesine bütün âlem-i İslâma ve insanlığa taşımaktır.

YENİ ASYA olarak; bu ülke ve bütün dünya insanlığı için iyilik ve hayır temennisinde bulunmaktır.

YENİ ASYA olarak; gayemiz kuru bir kalabalık olmak değil, büyük bir dâvâya gönül vermişliğin örnekliğini yaşamaktır.

YENİ ASYA olarak; Risale-i Nur hakikatleri ile necip milletin feraset ve duâsına talibimiz.

YENİ ASYA olarak; materyalist Batının, “Kur’ân-ı Kerîm’i” imha plânına karşı; “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez manevî bir güneşini dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim!” çelik iradenin takipçileriyiz.

YENİ ASYA olarak; hedefimiz, amacımız, ittihad, uhuvvet, itaat, muhabbet ve Îla-i Kelimetullahtır.

YENİ ASYA olarak; dünyanın bu büyük mânevî buhran, şer, vebâ, tâun ve felâketlere siper olacak bir gayret ve faaliyetin içindeyiz.

YENİ ASYA olarak; insanlığı mahveden, semavî dinlerle mücadeleyi sürdüren bütün tahripçi ve zındıka kuvvetlerinin hile, oyun ve planlarına karşı insaniyetin yarısını istilâ ederek dünyayı dehşete salan bu akımlarla mücadelede kararlıyız.

YENİ ASYA; “Bin rûhum olsa, Kur’ân’ın birtek meselesine hepsini fedâ etmeye hazırım” diyen asil sesin sözcüsüdür!

YENİ ASYA; zalim ve diktatörlere karşı, “Yaşasın zâlimler için Cehennem!” diyen bir asaletin takipçisidir.

YENİ ASYA; “Saçlarım adedince başlarım bulunsa, hergün biri kesilse, bu hizmet-i îmâniyeden çekilmem.” diyen haykırışın dilidir.

YENİ ASYA; “Dünyayı başıma ateş yapsanız, hakîkat-i Kur’âniyeye fedâ olan bu başı zındıkaya eğmem” diyen dik duruşun ilâncısıdır.

YENİ ASYA; Kahraman Üstadımız Bediüzzaman’ın eserlerini okuyup yaşayarak yoluna devam ediyor.

YENİ ASYA; “Mesleği müsbettir; menfi hareketten Kur’ân meneder.” düsturundan şaşmaz.

Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle değil, İslâm cemiyetinin ter ü taze îman esaslarıyla meşgul olup tamir görevinin başındayız.

Îman kalesini küfrün çürük direklerinin tutamayacağını bunun ancak tahkiki ve kuvvetli bir îmanla mümkün olduğunun tatbiki ve dâveti üzerinde çalışmaktayız.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*